Ahmet TAŞGETİREN
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından yüzde 48.6“Hayır” yüksek bir rakam mı, değil mi?
Aynı şekilde yüzde 51.4“Evet” beklenen olmasa bile tam da olması istenen bir rakam mı?
Mesela böyle bir sonuç çıkması 2019'a giderken kaygı mı uyandırıyor, yoksa güven mi?
Şunu biliyoruz: Yüzde 48.6 Evet cenahında kimseyi memnun etmedi.
2019 için de güven değil kaygı öne çıkıyor.
Ak Parti - MHP - BBP – Hüdapar... Bu partiler kurumsal olarak “Evet”in yanında yer aldılar. Toplam oyları yüzde 65 civarında. Alınan oy, bu rakamın 13.5 puan altında.
Bu parti dizilişi için “Muhafazakar” tanımlaması ortak çizgi olarak nitelenebilir.
Karşıda da CHP'nin başını çektiği, HDP'nin ve diğer sol grupların katıldığı “Hayır” cenahı var.
Ne oldu da bu yüzde 13.5 oy, böyle bir tercihte bulundu?
Bir soru:
- Bu insanlar ideolojik bir dönüşüm geçirip muhafazakarken sola mı kaydılar? Referanduma sunulan metni nasıl okudular? Başkanlığa nasıl baktılar?
Bir başka soru:
- Hayır oyları çizgisinin toplumda yaygınlaşmasını mı istiyoruz yoksa onlardaki değişimi - ya da o ana has tavrı- okuyup, itirazlarını değerlendirip, varsa problemli yanlar, onları düzeltme iradesi ortaya koyup, tercihlerini yeniden gözden geçirmelerini sağlamayı mı doğru buluyoruz?
Bence doğru, siyaseten rasyonel olan bu ikincisidir.
Yargılamak, hain damgası vurmak ve dışlamak da bir yoldur hiç kuşkusuz. O zaman aradaki mesafe daha da büyür ve 2019 riski çok daha açık hale gelir.
Anadolu programlarım farklı vesilelerle devam ediyor. Gittiğim yerlerde bir halka açık programlar var, bir de daha özel halkalarda buluşmalar var. Bu bazen muhafazakar STK temsilcileriyle oluyor, bazen üniversite öğrencileriyle, bazen oralardaki devlet görevlileriyle. Onların bakışlarını ve yaşananları öğrenmek için bu buluşmaları ben de özellikle istiyorum.
Bir örnek anlatıldı İzmir'de üniversite öğrencileriyle gerçekleşen bir buluşmada:
- Bizim üniversitede mescid yok. Namazlarımızı bulduğumuz yerde kılıyoruz. Bir arkadaş, mesela merdiven altında kılıyor namazlarını. O arkadaş “Hayır” verdiğini söyledi referandumda.
“Niye öyle davrandığını sordunuz mu” dedim, sormuş, bir cevap var bana ifade edilen. Şunu söyleyeyim: Kullanılan dilden rahatsızlık duyuyor.
Diyelim ki o gencin kafası karıştı, ruhu kaydı, bilmem ne oldu.
Yüzde 13.5'un tekabül ettiği “muhafazakar” insan kütlesi, milyonlarla ifade ediliyor. Ne oldu bu insanların dünyasında ki, böylesine bir mesafe koydular.
İsterseniz bu kitleyi “muhafazakar - islamcı” vs diye tanımlamayalım. Ak Parti'ye ve Cumhurbaşkanı'na yaptıkları hizmetler sebebiyle bağlı iken farklılaştığını düşünelim. Peki neden olmuş olabilir bu?
Geçen günlerde Kemal Gözler'in bir yazısından yola çıkarak “İktidar da muhalefet de okumalı” başlıklı bir yazı yazdım. “Uyuyan dev” diye bir toplumsal varlıktan söz ediyor ve “Ak Parti şunu yaparsa şöyle olur, muhalefet şunu yaparsa şöyle olur” gibi bir değerlendirmede bulunuyordu. Bu bir toplumsal yönelişi okuma denemesiydi. Onu önemsemeyebilirsiniz, ortada “uyuyan dev” falan gibi bir şey bulunmadığını, Gözler'in rüya gördüğünü düşünebilirsiniz.
Ama ortada referandum sonuçları gibi bir olgu var ve o olgu, Ak Parti dünyasında kaygıya, karşıt cenahta umuda yol açıyor.
Ben, Erdoğan'ın ve Ak Parti'nin başarısını kendi değer dünyam açısından önemsiyorum. Ama daha da öncelikle, siyasi aidiyet aynı zamanda “İslam ile ilişkiler” açısından önem taşıyorsa ve tablo insanların İslam'la ilişkilerinde de bir mesafe anlamına geliyorsa -bu kaygıyı taşıyorum- o zaman konu çok daha önemli hale geliyor.
R. O. Kütahyalıiki yazı yazdı benim Kemal Gözler'in makalesinden yola çıkan değerlendirmelerimle ilgili. Kütahyalı benim o yazıyı neden yazdığımı anlamadıysa, onun adına üzülürüm. Yok anladı da, şu sıralar Taşgetiren'e saldırma komutuna uygun adımda bulunduysa sadece gülümserim. Beni tanıdığını zannederdim çünkü.
Hayırların gerekçesini anlamak lazım. Hatta kemik sol itirazların gerekçesini bile.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025