Ahmet TAŞGETİREN
Sorun hep gündemde olduğu için günceli konuşurken sık sık geçmişe - geleceğe gitmek de kaçınılmaz oluyor.
Türkiye bir çözüm süreci yaşadı ve bendenize de İç Anadolu için oluşturulan “Akil İnsanlar Heyeti” içinde “Başkan” olarak görev verildi. Hayatta devlet görevi olarak üstlendiğim tek sorumluluk bu oldu.
7 bölge için 7 heyet oluşmuştu. Heyetler Doğu’da – Batı’da, Kuzey’de – Güney’de, her etnisiteden, her dinden – mezhepten, her sosyal tabakadan insanla buluştu. Şehit aileleri ile de görüştü, Dağdaki teröristin ailesi ile de.
Arayış, terörü bitirip, “Anaların ağlamayacağı” bir Türkiye’ye ulaşma arayışı idi.
İmralı’daki terörist başı “Artık silahlı mücadele ile netice alınamayacağı anlaşılmıştır” demiş ve “Dağdan inme zamanı geldiği”ni ifade etmişti.
Devletin “Teröristbaşı” ile örtülü görüşmeleri on binlerce hayata mal olan terörün bitebileceği ümidini doğurmuştu.
- Örgüt silah bırakacaktı.
- Dağdan inilecekti.
- Devlet de yıllardır dağda bulunanların rehabilitasyonu için çareler üretecekti.
Tam o sırada üstelik iktidar cenahından “Bu işler üç kademede olacak” gibi bir söz atıldı ortaya. “Devlet şunu yapacak, örgüt şunu, devlet şunu, örgüt şunu…”gibi bir kademelenme.
Ben o dönem, yazılarımda bu kademelenmenin yanlış olduğunu, bunun örgüte pazarlık alanı açtığını, örgütün hiçbir durumda tatmin olmayacağını, sonra da “Devlet üzerine düşeni yapmadı” diyerek silah bırakmakta ayak sürüyeceğini yazdım.
Bir şeye daha dikkat edilmesi gerektiğine işaret ettim:
-Bu süreçte örgüt ile asla “Kürt sorunu pazarlığı” yapılmamasını, Kürtlerin sahip olması gerektiğine inanılan haklar varsa bunun devlet tarafından re’sen verilmesi gerektiğini, aksi takdirde örgütün “Bütün haklar bizim zorumuzla alındı”propagandası yapacağını yazdım.
Maalesef “kademelenme” söylemi devam etti, maalesef kademelenme söylemi ile “Kürt sorunu için şu yapıldı, şu yapılmadı” tartışması devam etti ve sonunda süreç akamete uğradı.
Bu arada “Süreç var” diye, sahada teröristlerin faaliyetlerine göz yumuldu. Aslında yollarda kimlik kontrolü yapılıyor, KCK mahkemeleri kuruluyor, haraç alınıyor, şimdi hatırlıyorum, çarpıklığı yaşayanlar “Devlet, alanı PKK’ya bıraktı” diyordu.
Bazı ilçelerde özyönetim ilanları, hendekler bunların peşinden geldi.
Herkes hayret içindeydi.
Devlet neredeydi?
15 Temmuz’dan sonra bütün bu çarpıklıkların izahı sadedinde “Oradaki kamu yöneticileri ve askeri yetkililer hep FETÖ’cü çıktı” söylemi geliştirildi.
Bu izah haklı olabilir miydi? Yani oralarda görevli “FETÖ’cü kamu yöneticileri”hani Amerika’nın da projeleri çerçevesinde bölgeyi PKK’ya bırakmak gibi bir ihanete kapı aralamış olabilirler miydi?
İşin içine “FETÖ” girince bütün bunları ihtimal dışı görmek zordur. Şu ana kadar dosyalara giren suçlamalara bakınca FETÖ her şeyi yapar demek mümkün.
Mümkün de aklımıza mukayyet olup başka sorular üzerinde düşünmezsek kendi kendimizi aptallaşmış hissetmemiz de kaçınılmaz olur.
Neyi mesela?
- Mesela hadi bölgedeki vali, garnizon komutanı, jandarma komutanı, kaymakam vs… böyle bir fesadın aktörü haline geldiler, peki Ankara neredeydi o zaman? Cumhurbaşkanı, Başbakan; Genelkurmay başkanı, MİT Başkanı, Genelkurmay başkanı, İçişleri Bakanı vs… Güvenlikle sorumlu bütün makamlar Doğu- Güneydoğu’da olan biteni görmemiş olabilirler mi? Bölgenin Ak Partili milletvekilleri, Orhan Miroğlu mesela, alanda dolaşamıyor ve bunu yazıyordu. Ankara’nın valiyi, emniyet müdürünü, kaymakamı, bölgedeki MİT görevlilerini değiştirme yetkisi yok muydu?
- “Çözüm süreci var, teröristleri görmeyin” dendi mi, bölgedeki görevlilere? Bölgedeki görevliler “Çözüm sürecini engelliyor” konumuna düşmeme kaygısı taşıdılar mı?
Benim kanaatim şu:
- İmralı ya da örgüt ile sadece “Dağdan inme” ve “silahların bırakılması”konuşulmalıydı.
- Örgüte asla başka alanda pazarlık imkanı verilmemeliydi.
- Dağa çıkmanın suç olduğu, devletin şimdi daha fazla ölüm olmasın diye bir “Atıfette bulunduğu” tavrı öne çıkmalıydı.
- Öcalan tarafından ifade edilen “Silahlı mücadelenin çıkmaza girdiği” noktası asla unutturulmamalıydı.
- Hiçbir terör eylemine müsamaha edilmeyeceği kararlılığı her noktada dile getirilmeli, bu, fiiliyatta da ortaya konmalıydı.
Süreçte Amerika’nın “Rojava” manipülasyonu ile kimi Kürt siyasetçilerin ve Kandil’in zihnini iğfal ettiği gerçeğini görmezden gelmemek lazım, bu boyut da önemli hiç şüphesiz.
Ama çözüm sürecinde Ankara adına kimi yönetim zaaflarının bulunduğu da görmezden gelinemez. Bugünün kaotik ortamına gelişte bütün bu zaaflar rol oynadı. Kürt siyasetinin Amerikan inisiyatifine girmesi önlenebilir miydi? Bu konu da üzerinde düşünülmesi gereken hayati bir meseledir.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025