Ahmet TAŞGETİREN
Siyaset yapanlar hele de CHP’li ise, Menderes’li bir cümle kurarken bin kere düşünmelidir. Ya da -rahmetli- ön sıfatını kullanmadan ve ona yönelik işlenen cinayetten özür dilemeden söze başlamamalıdır. Çünkü orada Cumhuriyet tarihinin büyük bir travması var ve o travmanın oluşumunda CHP başat rol oynuyor.
27 Mayıs ihtilali, Bir Başbakan’ın iki bakanın asılması. Menderes, Zorlu ve Polatkan…
Demirel’in “12 Mart Muhtırası’nda neden şapkanı alıp gittin?” sorusuna verdiği cevapta o travma vardır: “Ne yapacaktım yani, Menderes’in idamından sonra Başbakanların odasında hep bir darağacı gölgesi vardır” demiştir.
Özal “Benim iki gömleğim var. Biri bayramlık, diğeri idamlık” demiştir.
CHP Grupbaşkanvekili Engin Altay “Sonunuz Menderes gibi olur” gibi bir cümle kurduğunda da, Tayyip Erdoğan’ın “Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek yola çıktık” demesinden daha tabii bir refleks olamaz.
Onun için Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapabiliyorsa yola çıktığı insanların ağzına önce biber sürüp, -asla Menderes’li bir cümle kurmayacaksınız- demesi gerekiyor. Ya da Nasreddin Hoca’nın testiyi emanet ettiği çocuğa yola çıkmadan önce “testiyi kırma” diye küçük bir tokat vurması gibi…
Belki Menderes tecrübesine asıl sağ- muhafazakar siyasi hareketlerin içinden bakmak, tahlil etmek, ders çıkarmak gerekiyor. Demokrat Parti’nin yola çıkışı, yükselişi ve 1960’lara geliş…
Benzeri bir analizi Özal ve ANAP için yapmak lazım. Yükseliş, bocalayış ve tükeniş…
Ben şu an Ak Parti çevresinde bu analizi yapan akil insanlar bulunduğunu biliyorum. Aslında bakılırsa Ak Parti’de birlikte “dava için” yola çıkıp da bugün ayrı düşen öncü insanların tavrı da bir tür özeleştiri niteliği taşıyor.
11 Nisan tarihli yazımda “Siyasi Tarih bilmeden” başlığı altında Taha Akyol’un “Kuvvetler Ayrılığı Olmayınca” isimli ve “Otoriter Demokrasi: 1946-1960” alt başlığını taşıyan kitabından bahsettim.
Bu alt başlık aslında her şeyi anlatıyor. Taha Akyol, 1946 ila 1960 arasını, yani hem Tek Parti iktidarının son yıllarını hem de Demokrat Parti iktidar yıllarını “otoriter demokrasi” çerçevesinde tahlil ediyor. 1946 - 1950 arasının Milli Şef dönemi olduğu belli, Demokrat Parti bu yapıyı değiştirmeye talip oluyor. Peki ne oluyor da bu dönem, bir tür Tek Parti kodlarına dönüyor?
Bazı siyaset bilimciler ve akil siyasetçiler, iktidar dönemi uzadıkça böyle bir sapmanın gerçekleştiğini ifade ederken hem Demokrat Parti’nin son dönemine, hem ANAP’ın ileriki zamanlarına işaret ediyor ve 20 yıla ulaşan Ak Parti iktidarındaki tersine gelişmeleri de bunun göstergesi olarak değerlendiriyorlar.
“Bayar – Menderes göremedi işlerin yanlış gittiğini, Özal göremedi ve şimdi de görülmüyor” değerlendirmeleri yapılıyor.
Benim yazımın “siyasi tarih bilinmeden” çerçevesine oturması bu yüzden. Benim anladığıma göre Taha Bey, bir süredir yakın siyasi tarihten bu tür analizler taşıyarak, günü uyarmaya çalışıyor, diyebilirim.
DP iktidarında 1954 seçimlerinde Osman Bölükbaşı’ya oy veren Kırşehir’in ilçe haline getirilmesi gibi -üç yıl sonra hatadan dönülmüş- sembolik sapmalar var. Vatan Cephesi oluşumu gibi kamplaştırmalar var. Devleti parti devleti haline getirme yönelişi var. Bu tür uygulamalara karşı o zaman da parti içinden uyarılar gelmiş, “Yapmayalım böyle, işler iyi gitmiyor” denilmiş ama “Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz” gibi bir güç zehirlenmesi, bazı şeylerin görülmesini engellemiş. Sonu facia.
ANAP döneminde Özal’ın, üstelik kendi yakınlarının da içinde yer aldığı muhafazakar ekibe karşı, adeta kendi altını oyarcasına eşini liberal kanat yararına siyaset arenasına sürmesi bir akıl tutulması olarak yaşanmış. Sonrası Özal için dramatik bir hikaye. Menderes’in akıbeti söylemine Tayyip Erdoğan’ın “Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek yola çıktık” demesinden daha tabii bir şey olamaz. Tayyip Erdoğan bu ifadeyi üstelik inanarak söyleyebilecek insandır. Oradan CHP’ye zırnık çıkmaz. Bu bir uyarı ise uyarı değeri de sıfırdır. Onun için CHP bu konuda ne kadar az -hatta hiç- konuşursa o kadar kendisi için iyi olur.
Ama…
Ak Parti içinden, muhafazakar camiadan, Ak Parti’ye ve Tayyip Erdoğan’a dost çevreden “işler iyi gitmiyor” uyarısı yapılması hayati önemdedir. Bu hukuk ihlalleri, keyfilik, partizanlık, güç kullanımı, halk iradesi üzerinde sallanan kayyım uygulamaları, kamplaştırma, bunlar sağlıklı değil, doğru değil, hatta bizzat Ak Parti’nin yola çıkarken benimsediği ilkelere uygun değil, denmesi lazım.
Diyelim Gezi olayı, 17-25 Aralık olayı, 15 Temmuz olayı bir kimya değişmesine yol açmışsa, paranoik bir iklim oluşmuşsa bunun farkına varıp acilen kendini toparlama gereğinin hatırlatılması lazım. Hatırlanması lazım.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025