Akif BEKİ
Alın İngiltere seyahatini. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sonuçtan memnuniyetsizliğine bir bakın, bir de sinekten yağ çıkarmaya kalkan köftehorların şişirmelerine...
Milletvekili iftarında ne anlattı Erdoğan: “Herkesin gözü şunda, 24 Haziran’da ne çıkacak, Türkiye’de ne olur? Hala aynen o Gezici kafa birilerinde var...”
‘Finans piyasalarının gerçekleriyle kavga eder, ekonomik realiteye savaş açarsınız kazanamazsınız, Erdoğan’ın çekmek istediği yatırımcıların iştahı onu dinledikten sonra kesildi’ diyen Financial Times gazetesinin yorumlarını doğruluyor bu şikayet.
Reuters ajansının, Erdoğan’la görüştükten sonra yatırımcılar şok yaşadı, neye uğradıklarını şaşırdılar şeklinde yansıttığı havayı teyit ediyor bu hayal kırıklığı.
İngiliz sermayesini ekonomimizin parlak geleceğine ikna ve güvendirme toplantıları, iki taraf açısından da verimli geçmemiş.
Oysa işgüzarlar, başarısını nasıl satıyordu iç piyasaya? Güya İngilizler, tarihte hiç olmadığı kadar kritik bir zamanda hızır gibi imdatlarına yetiştiği için minnetlerini saklamıyorlardı. “AB’den çıkma sürecinde zor durumdaydık, iyi ki geldin kurtarıcı Erdoğan” diyorlardı...
Bu kadar üfürme, nefes kuvvetinden önce güçlü bir pişkinlik ve kendini kandırma kabiliyeti gerektirir. Bunlardaki gözle görülenin tersine inandırma azmine, gerçeği kafalarındaki melek ve şeytan tarifine uydurma ısrarına şapka çıkarılmaz mı?
***
Alın size, bir tarikata bağlı dernek ve vakıfların seçimlerde Erdoğan’ı ve Cumhur İttifakı’nı destekleme ilanı. Bakın gayretkeşlerin elinde nasıl tersyüz ediliyor yanlış diye bildiğimiz her şey...
Gazetelere tam sayfa ilan vererek, bütün tarikatçılar adına toplu oy açıklaması yapıyorlar. Hangi hak ve temsil yetkisiyle denmiyor bile...
E hani oy kullanmak hür bireylere ait bir tercihti? Hani ne babası çocuğuna, ne köy ağası marabasına, ne şeyhi müridine baskı yapabilirdi? Zorlamak suçtu, yönlendirmek yasaktı. Herkes iradesini özgürce ortaya koyabilsin diye göstermeden atılıyordu oy. Kimse oyunu açıklamaya zorlanamayacağı için kapalı kabinler kuruluyordu hani?
FETÖ’yle mücadelenin esası, aklını kimseye kiraya vermemek, bireysel iradeni başkasının cebine koymamak değil miydi? Kerameti kendinden menkul din bezirganlarının peşinden, sürüye katılıp gitmeyin diye uyarılmıyor muydu vatandaş?
E hani yeni FETÖ’lerin çıkmaması, bu bilincin halka yerleştirilmesine bağlıydı?
Nasıl oluyor da bedeli öde öde bitmeyen onca din istismarı kepazeliğinden sonra hala ders alınmamış gibi aynı hatalar tekrarlanıyor? Bangır bangır deklare ederek, göze soka soka dinin siyasete alet edilmesine çanak tutuluyor?
***
Dışarıdan icazet almaya dair deli saçması komplo teorilerini çöpe attı, o devlet adamımız Kraliçe’nin adamıymış bu siyasetçimiz İngiliz ajanıymış gibi zırva karalamaları tedavülden kaldırdı derken...Cumhurbaşkanı’nın İngiltere seyahatinden sızan akıl dışı bir başka abukluğu alın...
Yolculardan Okan Müderrisoğlu, Abdullah Gül’ü adaylıktan vazgeçirme ziyaretiyle eleştirilen diğer bir yolcudan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’dan yolculuk sırasında edindiği izlenimleri gazetesi Sabah’ta yazdı.
Nesi antidemokratik müdahale, nesi askerin siyasete karışmasıymış. Kafasına muhtıra dayama, asıp kesmekle tehdit, öyle dikte edici üslup takınma filan yokmuş...
Sadece Erdoğan’la görüş ayrılıklarının devlet meselelerinde bir kırılmaya dönüşmemesi gibi nazik bir ricada bulunulmuş Gül’den.
Halef ile selefin bu parti içi ihtilafında, üniformasız ve postalsız araya girilirken siyasete hiç girilmemiş ama. Yalnızca; uluorta farklı şeyler konuşmak ya da karşısına aday çıkarak ortalığı karıştırmak yerine, Erdoğan’la doğrudan temasa geçmesinin devlete daha faydalı olacağına dair masum cümleler sarfedilmiş.
Doğruysa ifşaat değil, fecaat. Ve bir yalanlama gelmedi...
Ne diyor halbuki Erdoğan; seçim meydanı herkese açık, isteyen bu demokratik yarışa katılır.
Ne diyor sözcüsü Kalın; Cumhurbaşkanı, karşılıklı saygı içinde yapıcı ve coşkulu bir kampanya dönemi diliyor.
Çirkef tambura, küfür kıyamet hangi telden çalıyor peki? Kaybederse o da Demirel gibi, Özal gibi gider demek, subliminal olarak Erdoğan’ı ölümle tehdit etmektir...
Pes yani!
Yazarlar
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025