Cem SANCAR
Havada pastırma yazı, havada yeni bir silkinişin kıpırdanışları vardı. Havada zor geçecek bir kışa -hep kutup soğuğu diyorlar ya ondan- hazırlanan genç bir ülkenin enerjik adrenali...
Kulaklığımda birden Hozan Beşir diye ince bıyıklı bir adam! Elfida diye bir şarkı söylüyordu. Çileli bir sesti, bağrı yanık bir Anadolu.
Arka sokakların kan kardeşi gibi bir şeydi, içimi yakıyordu. İnsanın çıkıp caddenin ortasında, kollarını kaldırarak trafiği kesesi geliyordu. Fakat kendimi tutuyordum! Deli derlerdi resmen. Gayri resmi bir deli olarak kalmak istiyordum...
Onu diyordum. Evvelsi gün gittim Harbiye SGK'ya olan borcumu çıkardım. Bir hata vardı onu düzelttim. Bankodaki memur sanki aileden biriydi. Öyle sıcak davrandı. Devlet yavaşça değişiyordu.
Serçe ürkekliğinde bir işçi hanım benimle birlikte sıradaydı. Gözleri şefkatle, hüzünle parlıyordu. İşini çabucak halledince gülümsedim. O da bana usul bir devrim kadar mahcup tebessüm etti.
Oradan Taksim'e, İstiklal Caddesi'nden de Tünel'e doğru yürüdüm. Cadde çok değişmiş, sıradanlaşmıştı. Yoldan geçenlere bile mekan açma ruhsatları verilmişti. Gittikçe daha açgözlü, daha obez bir caddeye benziyordu bu! Oralarda bence bir hata yapılmıştı, yapılıyordu.
Havada kriminal bir atmosfer vardı. Bir tatsızlık, bir sirk şeyi...
Neyse dedim kendime, "huysuz ihtiyarlığı bırak etrafa bak!" Evet, giysiler parlıyordu, burunlar pudralanmıştı.
Onu gördüm...
Uzun yıllar ikamet ettiğim hanın önünden geçerken şöyle bir göz attım. Zarif bir gümüş yüzük gibi uzanıyordu yine. Reklamcılar, işini bilir mimarlar ve kafeleriyle yaşıyordu artık. Popülerlikleri darbe yıllarının üstümüze bir JİTEM gibi çöken faşo etkinliklerinde kalmış birtakım asabi ünlüler, her fırsatta Kemalizmleri sızlayan seçkin hanımlar dolanıyordu koridorlarında.
Yeni Türkiye tarafından ihmal edilmiş bir caddenin kasvetli iç bakışıyla bakıyordu bana. Usulen selam verdim de geçtim.
Mutedil akşamüstleri, İstiklal 'in Beyazlar tarafında henüz işgal edilmemiş Tünel tarafındaki zarif apartmanların eşiklerine oturup lakırdı parlattığımız alınteri insanlarıbuhar olmuşlardı.
Birkaç esnaf, bir futbol hastası berber, belki gece bekçileriyle birlikte ezan sesine uyanılan sabahlar, etekleri çiçekli mütevazı öğretmenlerin işe yetişme telaşları çoktan toz olmuştu.
Bazı sokaklar karanlık bakışlı herifler tarafından tutulmuştu. Sağda Asmalımescit, paran kadar konuşacağın bir gevezelik, alkolik bir depresyon gibi surat asıyordu. Belediyeye mi kızıyordum, yoksa içinde düşmanlık büyüten Beyaz Türklere mi? Bir zamanlar hayran olduğum caddenin geldiği azgınlık noktasına mı gıcıktım? Yoksa ilerleme diye yutturulan yağma hissiyatına mı? Belki de kendime kızıyordum, kim bilir... O solmuş tarihlerdeki şapşal romantizmime.
Derin mevzulardı bunlar. Birkaç psikologsosyolog neslini eskitebilirdi kolayca...
Feda edilmiş bir kuşaktık kısaca. Kulaklığımdaki şarkıcı bilmiyorum kaçıncı kez "Elfida"diye bağırıyordu.
"Ey İstiklal, ey hayal kırıklığım, ey Turist Enteller, ey ecnebi kibir ey... Ne kaşarsın sen!"
Kimse duymadan dedim bunu ama. İçimden geçti kelimelerin tramvayı...
Caddenin hem sonunda, hem solunda, Mevlevihane kayıp bir hazine haritası gibi duruyordu. Şeyh Galip orada yoldan geçenlere "Zübdei alemsin sen!" -alemlerin kalbisin sendiye sesleniyor, sesi o seküler gürültüde kaybolup gidiyordu.
Tünel Metrosunun çıkışında İETT'nin AKBİL yerine girdim. İçerisi kalabalıktı. Fiş aldım duvara yaslandım. Rapçi şapkalarıyla Arap öğrenciler, başörtülü tombul teyzeler ve beyaz sakallı amcalar muhabbetteydi. İlerde saz gibi narin bir kız telefonuna gülümsüyordu. Çağ değişiyordu. Dizleri özenle yırtık ve anasından öyle doğduğu intibaı uyandıracak kadar dar kotuyla bir başkası saçlarını sular seller gibi salmıştı. Masadaki örtülü örtüsüz memureler herkese eşit mesafedeydi. Elinde telsizi olan acar bir kadın -belli ki gözetmen- olayları gözlüyordu. Sürmeleri keskin kenarlıydı. İBB'yi kadınlar yönetiyordu.
Tam o sırada elinde torunu tombalacık bir teyzem "A be" dedi, "bunu dolduracak yer nerde?"
Kapının yanını gösterdim. "Orda işte be ya, bak işte orda!"
Elindeki minik oğlan koptu gitti, kartı makinaya dayadı. Fakat parayı bir türlü koyamadı. Basketçiye benzeyen bir delikanlı fırladı, yardım etti.
Anneannem gibi güldü anacık. "Sağ olasın maacır mısın sen de?" "Maacırım ama eski." "Ben Selanik" dedi. "Kurban olurum sana" dedim. Etraftaki insan tarikatı bizim tuluatımızla eğlenince, mis gibi memleket koktu ortalık.
Sonra çıktım Karaköy'den Kabataş'a doğru yürüdüm. Esma Sultan Camii hala tadilattaydı. Düşündüm, hepimiz muhacirdik bu hayatta.
Fındıklı Parkı'nda bir banka oturdum, âşık olduğum şehre baktım. Denizinde akşam oluyordu. Cebimde gıcır bir AKBİL, içimde çın çın bir şarkı, "şükür" makamında çalıyordu...
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019