Halil BERKTAY
[21 Mart 2020] Nâzım’ın Memleketimden İnsan Manzaraları’nda, Haydarpaşa Garı’ndan yola çıkan 15:45 katarının 510 numaralı üçüncü mevki vagonundayız. “Koridorda Tatar yüzlü adam / (cura meraklısı / ve Merinos Fabrikası bekçilerinden), / bir hikâye anlatıyordu / (Kartallı Kâzım’a) / Çanakkale’ye dair…” 6 Mayıs [1915] gecesi, “İngilizin makinalısı”nın biçmesi kasıklarının üstünden. Saatler boyu, sürüne sürüne siperlerine geri dönmesi. Fırka nahiyesine, oradan mekkâre arabalarına bindirilip Kum İskelesi’ne götürülmesi. Çuval gibi aşağı atılması. Ana avrat sövmesi. Sahile uzatılması. “Yine öyle boş çuval yükler gibi” vapura bindirilmeleri. “Yedi gün yedi gece.” Yaralarının kurtlanması. Haydarpaşa önlerinde demirlemeleri. Hastaneye girmeleri. “Duvarlar bembeyaz. / Elektrikler donanma gibi. Malta taşları tertemiz / gıcır gıcır. / Tekerlekli araba hazır. / Beni üstüne yatırdılar. / Rahat. / Allah devlete zeval vermesin. / Devlete dua ettim o saat…”
Beş sayfa süren bu öyküyü “Üniversiteli” de dinlemiştir uzaktan: “şaşkın bir keder duydu, / sonra öfkeli bir merhamet. / Sonra düşündü: / ‘Ne yazık, / ne çabuk affediyorlar…’”
“Belki de bu son yazım olur”
Dünkü “İki doktorun yaşadıkları” yazımı yazarken, Li Wenliang’ın ölümü ve bütün protesto mesajlarının sansürlenmesinin ardından, birisinin Weibo’da“Şu anda neler hissettiğini unutma. Bu kızgınlığı unutma” diye feryat ettiği yere geldiğim anda hatırlamıştım, şairin 1941 Baharından kalma dizelerini. Evet. Bütün devletlerin çektirdikleri karşısında bütün halklar. İhmaller. Baskı. Sansür. Haksızlık. Adaletsizlik. Güvenlikçi reaksiyonlar. Habire gecikme ve oyalamalar… Fakat ne yazık. Ne çabuk affediyorlar. Unutmayan aydınlar oluyor o kızgınlığı. Onlar da azınlıkta kalıyor.
Çin İnsan Hakları Avukatları Grubu diye bir sivil toplum kuruluşu var, her türlü riski göze alarak ülke içinde varolma ve tutunmaya çalışan. Diktatörlüğün post-truth toplumuna karşı gerçek ahlâkını savunuyor; Dr Li Wenliang’ın öldüğü 6 Şubat tarihinin (dikkat edin: sonradan “düzeltilen” 7 Şubat’ın değil “Halkın Hakikat Günü” ilân edilmesini istiyorlar.
Çin toplumunun muhalif çevre ve katmanlarıyla güçlü bağlara sahip, ABD merkezli China Change web sitesinde yayınlanan bir mektupta şöyle deniyor: “Çin halkı otuz yıldır güvenlik karşılığı hürriyetinden vazgeçmeye zorlanmışken, şimdi bir kamu sağlığı krizinin kurbanı oluyor ve her zamankinden daha büyük bir güvensizlik yaşıyor.” Devamında, kriz ve çeşitli sonuçları “hürriyetten vazgeçmenin ve ifade özgürlüğünün bastırılmasının bedeli” olarak niteleniyor. Hükümetin “hastalığı kontrol altına almak bahanesiyle vatandaşları, söz hakkı, serbestçe seyahat hakkı ve özel mülkiyet hakkı dahil çeşitli anayasal haklarından kanunsuzca yoksun bıraktığı” ifade ediliyor.
China Change’de yayınlanan metninde, mektubun dokuz imzacısı gözükmekte. Çeşitli versiyonları dolaşıma girdiğinden, dünya basını bütün listeyi saptayabilmiş değil. Fakat şu kesin: Çinghua (Tsinghua) Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku profesörlerinden, Çin’in en ünlü hukukçularından Şu Cangrun (Xu Zhangrun) da aralarında yer alıyor.
Şu Cangrun’un muhalefet cesareti yeni değil. Parti ve devlet lideri Şi Cinping’in, sadece dörder yıllık iki dönem görevde kalabilme kuralını kaldırtıp ömürboyu “Herşeyin Başkanı” olması ve kalmasının önünü açması üzerine, daha 2018 Temmuz’unda kılı kırk yaran bir eleştiri kaleme almış; bunun nasıl bir tek adam yönetimine, bürokratik dalkavukluğa, sadakatin liyakatin önüne geçmesine yol açacağını tek tek sıralamıştı. Karşılığında, Mart 2019’da üniversite yönetimince kızağa alındı; ders vermesi, yazması ve yayınlaması yasaklandı. Ama boyun eğmedi. Kamusal ve entellektüel üretimini inatla sürdürüyor.
4 Şubat’ta (yani Li’nin ölümünden iki gün önce) internette dolaşıma giren bir denemesinde Şu, coronavirüs krizinden gene Şi Cinping’i ve “çevresindeki küçük entrikacı grubu” sorumlu tutmakta. “Ülkenin siyasal yaşantısı çöküntü içinde ve sistemin ahlâki çekirdeğinin içi boşaltılmış bulunuyor… Bugün Çin’in heyet-i siyasisinin ve en yüksek liderinin nihaî kaygısı, Komünist Partisi’nin ayrıcalıklı konumunu ne pahasına olursa olsun korumak, iktidarını amansızca sürdürmesini sağlamaktır.”
Şu Cangrun 2018’de sesini yükselttiği için başına gelenleri de hatırlıyor ve hatırlatıyor. “Şimdi yeni cezalara çarptırılacağımı tahmin etmem maalesef çok kolay” diyor; “öyle ki, belki de bu son yazım olur.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024