Hasan Bülent KAHRAMAN
Çarşamba günü yazdığım muhafazakârlığın bürokratikleşmesi hakkındaki yazıya epey bir tepki geldi. Söylediklerimi biraz daha açmam istendi. Konuya gösterilen ilgiden memnunum. Sevinerek devam edeyim.
Akparti'nin, çok güçlü bir iktidar partisi olarak son zamanlarda uygulamalarına yöneltilen eleştirel yaklaşımlara fazla tepki gösterdiğini belirtmiştim.
İktidar partisinin duyması gereken özgüvenle bağdaşmıyor bu düzeydeki bir tepki. Parti tepkisini muhafazakârlığın özgüllüğüne (spesifik olmasına) bağlıyor. Bir manada muhafazakârlığı koruyup kapatıyor. Bu da muhafazakârlığı diyalogdan koparıp, onu, popüler doğasına yabancılaştırıyor, bürokratikleştiriyor. Fikrim ve değerlendirmem böyle.
Bu iş teorik olarak böyledir. Her düşüncenin iki evresi olduğunu ilk kez Yeni Bir Sosyal Demokrasi İçin isimli kitabımda uzun uzun bir 'bilgi' ve bir 'bilinç durumu' olarak ele almıştım. Devrimler, yeni düşünce akımları, yeni görüşler başlangıçta henüz soyut bir önermedir. Gene aynı terimi kullanarak söylersem, 'bilgi' düzeyindedir. Henüz bilinçdüzeyindedir. Daha gevşek dokunmuştur, daha serbesttir, ferahtır.
Zamanla ikinci evresine geçer. Buna ideolojik evre diyorum. Bu dönemde nispeten katılaşır. Bir uygulamaya dönüşür. İlkelerini tayin eder. Kendisini tanımlar. Kadrolaşır.
Buna bir üçüncü evre eklersem o dönemde de bir doktrine dönüşür ve bürokratik bir noktaya varır.
Rus devrimi de, Çin devrimi de, İran devrimi de bu aşamalardan geçmiştir. Kemalistdevrim haydi haydi geçmiştir.
Nedeni bu gelişmenin çok basittir aslında. Hemen hemen hiçbir büyük toplumsal hareket dört başı mamur doğmaz. Bu hareketler, evet, toplumsal oluşumların ve tarihin bir sonucudur. Ama ya bir askeri darbedir, ya bir liderlik hamlesidir. İkinci evrede ortaya çıkan o bürokratikleşme sürecinde, taşıyıcı kadro ve sınıf oluşturulur.
Akparti veya daha geniş bir tanımla Türkiye'deki muhafazakârlık çok büyük bir taban hareketi olarak doğmuştur. Bu büyük bir kazançtı. 2002 sonrasında karşısına çıkan çok sert askeri hamleleri bu nedenle savuşturabildi. İkincisi, tümüyle bir sosyal güvenlik, sermaye ve ekonomik genişleme hareketi olduğundan büyük kitlelerin güvenini sürdürdü. Üçüncüsü, bu hareket taban siyaseti yaptığından ve tabana siyaset yaptırdığındanoluşturduğu geniş katılım ve bilinçle 15 Temmuz'daki iğrenç girişimi defedebildi.
Bu derecede büyük bir hareket şimdi kendi ideolojik/ doktriner yapısını kuruyor. Muhafazakârlığın ne olduğunu tanımlıyor. İlkelerini koyuyor. Onu estetik alandan gündelik hayat pratiğine kadar uzanan geniş yelpazede nasıl 'yaşayacağını' kitlelere belirtiyor.
Hâlâ bir taban hareketi, bir ekonomik büyüme ve sosyal güvenlik süreci, hâlâ müthiş bir siyasallaştırma girişimi olduğundan kitlesel desteğini en üst düzeyde muhafaza ediyor. Hâlâ modernleştirme işlevini sürdürüyor. Kitleleri dönüştürmeye devam ediyor.
Şartlar böyleyken iktidarın halk indindeki gücünü ayrıca aşırı bir bürokratik yaklaşımladaraltmasına gerek yok. Bu imkânları daha geniş bir politik diyalog ve benzeri siyasal süreçler için kullanabilir. Bürokratikleşme süreçlerin tamamlanmasından sonraki aşamadır. Halbuki Akparti hâlâ demografik olarak genişleme evresinde bulunuyor. Mevcut koşullarda ve dönemde bürokratik tutum sergilemek çoğu zaman da kraldan çok kralcılıkla ilgilidir ve mevcut durum en çok ona benziyor.
Ama bu dönen tekere çomak sokmaktır.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024