Hasan CEMAL
Başörtüsü yasaklarına karşı mücadele etmiş çevrelerin, aynı duyarlığı Alevilerin dertleri konusunda göstermeleri gerekmez mi? Başörtüsünde ‘Kemalist devlet’ten gelen yasaklarla mücadele, ama Alevilerin hakları söz konusu olunca o devletçi yasaklarla uyumlu davranmak demokrasiye yakışmayan bir çifte standart değil mi?
Bir vatandaş çıkıp derse ki: “Benim inancım şudur, ibadet yerim budur; ben inancımı serbestçe yaşamak, inancımın gerektirdiği şekilde ibadet etmek isterim.”
Eğer devlet laikse...
Demokrasi birinci sınıfsa...
İnanç özgürlüğü varsa...
İnsan hakları geçerliyse...
O zaman kimse kalkıp o vatandaşa, “Sen inancını öyle değil, böyle yaşamak zorundasın” diyemez.
O vatandaşa karışamaz.
Hele devlet kalkıp o vatandaşa karışırsa, öyle değil böyle ibadet edeceksin derse, orada değil burada ibadet edeceksin derse, o devlet düzeninde ne laiklik kalır, ne de birinci sınıf demokrasi; ne din, ne de vicdan özgürlüğü kalır.
Türkiye’de devlet, özgürlükleri hiçe sayan böyle bir dayatmacılığı Cumhuriyet’in kuruluşundan beri yapıyor. Tek parti döneminde yapılan, bugün de devam ediyor.
Ne yazık ki 90 yıldır böyle.
Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle tam 90 yıldır Sünniliği dayatan bir düzen bu.
Diyor ki Alevilere:
“Cemevi ibadet yeri olamaz, git camide ibadet et!”
Laik ve demokratik bir düzende bu hiç olabilir mi? Gerçek laikliğin olduğu yerde devletin tüm inançlara eşit mesafede olması gerekmez mi?
Bizde bu eşitlik yok.
Sünni dayatma var.
Devleti de, yargısı da, Meclis’i de bu dayatmanın kurumları...
Ne yazık ki öyle.
Kısacası:
TBMM’de cemevi açılması için CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün’ün talebine Meclis Başkanlığı’ndan, “Aleviliğin ibadet yeri de camidir, cemevi değil” diye yanıt gelmesi Alevi dünyasında haklı tepkilere yol açtı.
Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan şöyle diyor:
“Türkiye Cumhuriyeti laiktir deniliyor. Ama uygulamalar laikliğe karşı. Sayın Başbakan Mısır’a gidiyor, ‘Laiklikten ayrılmayın’ diyor ama burada ‘Aleviler Müslüman’dır, camiye gitsinler’ deniliyor. Kendi yurttaşlarını kırıyor.
Diyanet Sünnilerin kurumu, biz tanımıyoruz. Bizim Alevi İslam Din Hizmetleri diye bir kuruluşumuz var, onu tanıyoruz. Biz inancımız gereği şimdiye kadar kimseyi incitmedik ama nereye kadar? Bundan sonra Aleviler de incindiklerinde incitebilirler.”
Yüzleşme Derneği Başkanı ve yazar Cafer Solgun’un tepkisi şöyle:
“Devasa bir bütçesi olan Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkede gerçek laikliğin olmadığının kanıtıdır. Bu ülkede laiklik üzerine rol yapılıyor. Sünni Hanefi yorumunu Türk milliyetçiliği ile bağdaştırdığı için cemevlerinde ibadetin bu kuruma sorulması skandal! Burası zaten tanımamak için kurulmuş. Diyanet İşleri Başkanlığı lağvedilmesi gereken bir kurumdur.”
Şahkulu Vakfı Başkanı Avukat Mehmet Tural:
“Kişilerin ibadet yerinin neresi olduğu konusunda sorumlu devlet değildir. İnananlar, inançlarına göre bu yeri tayin ederler. Ben istersem gider ağaç kovuğunda ibadetimi yaparım. Türkiye’de sokaklar son zamanlarda zaten çok hareketli, Kürtler sokaklarda... Alevileri de sokağa dökerseniz burası yaşanır bir ülke olmaktan çıkar.”
Karacaahmet Sultan Derneği Genel Başkanı Muharrem Ercan:
“21. yüzyıldayız yok cemevi, yok mescit hâlâ bunlarla uğraşıyoruz. Anayasa’da herkes eşittir deniliyor. Yani bu bizim yasal hakkımız. Biz toplumu huzursuz etmek istemiyoruz. Çok incindik ama hiç incitmedik.”
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı-Okmeydanı Cemevi Başkanı Zeynel Şahin:
“TBMM kararı bizi bağlamaz. İslamiyet içinde bir topluluğuz, ama Alevilerin ibadet yeri cemevidir. 1400 yıldır bu böyle...” (12 Aralık 2012 tarihli Milliyet’te Burcu Ünal’ın haberinden)
Haklı tepkiler böyle.
Bir soru:
Başörtüsü yasaklarına karşı yıllar yılı mücadele etmiş çevrelerin, eğer din ve vicdan özgürlüğü diyorlarsa, aynı duyarlığı Alevilerin dertleri konusunda da göstermeleri gerekmez mi?..
İkinci soru:
Başörtüsünde, ‘Kemalist devlet’ten gelen yasakların kaldırılması için mücadele, ama Alevilerin hakları söz konusu olunca o devletçi yasaklarla uyumlu davranmak demokrasiye hiç de yakışmayan bir çifte standart değil mi?
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024