Kurtuluş TAYİZ
Uludere’de 34 Kürt köylüsünü öldüren Devlet,Taraf ’ın attığı manşetler kadar sorgulansaydı sanırım bu feci katliamın tüm ayrıntıları bugüne kadar aydınlatılmış olurdu. Ama ne siyasi irade ne de medya 34 vatandaşımızın ölümünün üzerine gereken sorumlulukla gidebildi. Resmî açıklamalara rağmen 34 köylünün nasıl PKK’lı sanıldığı ve vurulduğu hâlâ bir sır. Ve konuyla ilgili gündeme getirilen onlarca soru yanıt bekliyor.
Bu sorulardan biri de benim aklımı fena halde kurcalıyor. Tabii merakım, 34 köylünün öldürüldüğü günle sınırlı değil, bir gün öncesiyle alakalı. Güzelyazı ve Ortasu köylüleri, bir gün önce de 150-200 kişilik büyük bir grupla yine aynı yoldan kaçağa gidip sağ salim geri dönmüş.
Bu bilgi bana çarpıcı geldi. Geçmişe doğru küçük bir tarama yaptım. Uludere’ye giden Taraf ekibinden Tuncer Köseoğlu’nun haberinde bu konuda şu detaylar yer almış: “28 aralık günü Ortasu ve Gölyazı Köyü’nden 60 katır ve 38 kişi hareket ettiğinde saatler 16.30’du. Genelde kaçakçılar hava kararınca çıkardılar kaçağa. Ama son bir aydır yüksek yerlerden askerler çekilmişti. Ayrıca Ortayazı’da bulunan karakol, tabura taşınmıştı. O nedenle köylüler rahattı. Bir gece önce 200 katırlık bir konvoyKuzey Irak’a gidip kaçak mazot getirmişti.”
Aynı bilgiyi Uludere’ye giden CHP heyetinden Adıyaman Milletvekili Salih Fırat ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da vermiş: “Bölgedeki vatandaşların kaçakçılık dışında başka gelir kaynağı yok. Her gün 100-150 kişi kaçakçılık yaparken sınırı geçip sonra tekrar Türkiye’ye dönüyor. Kaçakçılık yapanların çoğu öğrencilerden oluşuyor. Kaçakçılık askerî ve mülki idare amirlerinin bilgisinde yapılıyor. Bölge halkı özellikle son 10-15 gün içinde gidiş gelişlerin daha da rahat bırakıldığını, buna izin verildiğini ifade ediyor.”
Güneydoğu’daki 11 ilin barosu adına Uludere’de inceleme yapan heyetin başkanı Mehmet Emin Aktar, düzenlediği basın toplantısında, “bir gün önce de aynı noktadan 150 kişinin geçtiğini tesbit ettiklerini” açıkladı.
Mazlum-Der ve İHD’nin hazırladığı ortak raporda da aynı hafta içinde ve aynı noktadan çok daha kalabalık bir grubun kaçağa gidip geldiği bilgisi yer alıyor.
Demek ki uçaklar bir gün önce aynı yoldan giden kaçakçı grubunu bombalasa ölenlerin sayısı 100’lerle ifade edilecekti. Bunun nasıl bir faciaya neden olacağı üzerine düşünmeyi şimdilik bir tarafa bırakarak şu soruyu yöneltelim; “PKK’lıların sızacağı” istihbaratı üzerine alarma geçen asker bir gün önceki büyük kaçakçı grubunu fark etmedi mi? Yoksa bu grubun gidişinden haberdar oldukları için mi o kaçakçılar bombalanmadı? Eğer bir gün önce gidenlerin kaçakçı olduğu farkedildiyse nasıl oldu da sonraki gün kaçağa gidenler PKK’lı sanıldı?
Burada akıl alır bir yan yok. Bir gün önce daha büyük bir grubun varlığından haberdar olanların, sonraki gün sınırda görülen grubu PKK’lı sanması tuhaf değil mi? Normalde sınırda şüpheli bir grup fark edilse akıllara ilk olarak bir gün önce yine aynı noktada kaçağa giden grup gelmez mi?
Denilebilir ki, Heron görüntülerini değerlendiren ve bombalama emrini verenler sahadan uzakta, karargâhta bulunduklarından böyle bir “kazaya” sebebiyet vermeleri olağan! Ancak karargâhla Güzelyazı ve Ortasu köyünde bulunan askerî birliğin, bombalamadan önce ortak hareket ettiğini gösteren birtakım resmi açıklamalar bulunuyor. Kaçakçıların üzerine bomba yağmadan saatler önce karadaki birliklerden de aydınlatma fişeği ile topçu ateşi açıldı. Askerler sınırda dört ayrı noktayı tutarak kaçakçıların sınırda birikmesine neden oldu. O birliğin komutanı nasıl oldu da akıl edemedi o grubun kaçakçı olabileceğini?
Uçaklar bir gün önce bombalasa ortaya çıkacak olan faciayı hayal bile edemiyorum; belki de bugün uluslararası yaptırımları tartışıyor olacaktık. Ancak bunun bile tesadüf olup olmadığını çok merak ediyorum; bir gün önce 150 kişilik kaçakçı grubunu görmeyen ya da PKK’lılarla karıştırmayan askeriyemiz, nasıl oldu da sonraki gün daha küçük bir grubu PKK’lı sanarak bombaladı?
Yürütülen “gizli” soruşturmanın bu noktayı da aydınlatmasını ümit ediyorum.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019