Mehmet TIRAŞ
Orduların Profesyonel olmadığı,orduların siyasete yön verdiği yerde;çoğulcu, katılımcı bir demokrasi hayata geçmez.
Toplumlara çağlar boyu yön veren kurumların başında hep orduların öne çıktığını görürüz.
Toplumsal gelişmeler ve dönüşümler üzerinde önemli tezleri olan,marksa manifestoyu yazdıran, düşünce adamı Hegel; bir topluma yön veren üç kurumdan bahseder..Bu kurumları; Aile,devlet ve sivil toplumu öne çıkartır ama neden ordulardan ve dinden bahsetmemesini hep düşünmüşümdür!.
Toplumsal dönüşümler,üretim biçimindeki değişimler ve kırılmalar ne kadar öne çıksa da,toplumları sosyolojik olarak irdelediğinizde;toplumlara yön veren kurumları sıraladığımızda gelişmemiş ülkelerde “Ordular” ilk sırayı alır..Arap Baharı denilen hareketi halk başlattı ama sonunda Mısır da ordu ile siyasetçi birlikte yürütüyor,bu tabiî ki sadece Mısır değil, tüm Ortadoğu da geçerli..Demokrasi geleneği olmayan toplumların değişmez kaderi bu.Ortadoğu da Ordusuz siyaset yapılmayacak kadar şuan için tartışılmaz bir vaka.
Diktatörlerin yönettiği ülkelerde ordular, devlet imkânlarını da kullanarak, bir sınıfın başka bir sınıfın üzerinde baskı aracıdır.
Diktatörlerin,kralların şahların ve sulatanların en güvendiği kurumlar ordulardır.Demokrasinin kurumlaşmadı ülkelerde siyasiler ordusuz hiç bir şeye karar veremezler.
Ordu bir toplumda belirleyici bir güç olarak etkiliyse ki;etkilidir bizim gibi az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, ordular aynı zamanda kutsanan bir kurumlardır.Toplumun bütün kurumları eleştiriden nasibinin alır ama silahlı güçler gündeme gelince herkesi bir yutkunma tutar.
İşte bizim ordumuzun yaptığı darbelerle oluşmuş bir darbeler anayasasıyla ülkeyi yönetiyor siyasilerimiz, 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen,siyasette belirgin olmasa da hala toplumsal sorunlarda ordunun görüşüne baş vuruluyor veya silahlı kuvvetlerin tepesindeki komutan açıklama yapıyor:” Kürt sorununun olmazsa olmazı olan ana dilde eğitim konusunda; biz ana dilde eğitime karşıyız diyerek, Kürtçe eğitimin verilmesine karşı siyasi bir duruş sergiliyor.”
Neden,bizim siyasetçilerimiz ordunun profesyonelleşmemesi konusunda silahlı kuvvetlerle aynı düşünce de,bunu hiç sorguluyor muyuz?Ordu profesyonelleştiği zaman, sistemi yeniden yapılandıracaksınız,kaçınılmaz bir değişim olacak.Ordular değişime karşıdırlar,çünkü her değişim bir tartışmayı beraberinde getirir.Tartışmaya toplumun her kesimi katılınca buna sınır koyamazsınız.
Neden ”vicdanı ret”i bir insan hakları olarak görmüyoruz?Vicdanı “ret “hakkını kullandığı için askerliği soğutmaktan sorgusuz sualsiz gençler hapse atılıyor.İngiltere de bundan yüz yıl önce vicdani ret’i temel hak ve özgürlükler olarak kabul görürken bizde suç?
Bizde askerlik bir vatan hizmeti olarak algılanır,askerlik yapmayan gençler adam yerine koyulmaz ama askerde nasıl bir vatan görevi yaptığı ise hiç sorgulanmaz.Patates -soğan soymanın vatan görevi olduğu söylenmez.
NATO içinde ABD’den sonra en büyük orduya sahibiz 750 bin kişiyle.750 bin ordu ne iş yapar.
Vatan görevi adı altında 120 bin er, ordu evlerinde ve sosyal tesislerde garsonluk yapar,binlercesi mıntıka temizliği ve çevre düzenlemesinde çalıştırılır,askeri lojmanlarda boya-badana işleriyle uğraşır,mesleki olanlar orduda görev yapan subay ve astsubayın hizmetkarlığını yaparken,binlerce askere de soğan-patates soydurmak vatan görevi içinde değerlendirilir.Ordu profesyonel olsa bunları konuşmaz olacağız..Daha da özel işlerini yaptıranları hiç konuşmuyoruz..
Teknik takibe düşmüştü emekli genel kurmaya başkanı Orgeneral Işık koşaner,bir telefon görüşmesinde bir subaya kardeşim askere itini-köpeğini gezdirtirsen adamlarda laf ederler tabi,demişti.Ordu evlerinde yenilen içilenlerin sudan ucuz olduğu ise, sağır sultan bile biliyor ama bizim medyamız ve siyasetçilerimiz hiç oralı olmuyor.
Dahası, daha da önemlisi;Ordu harcamalarını denetlettirmez,bizde subayların maaşını da kendilerinden başka kimse bilmez.Sayıştay parlamentonun harcamalarını devlet adına denetler ama askeri harcamaları denetleyemez. Böyle bir uygulamanın olduğu yerde çoğulcu,katılımcı çağdaş bir demokrasi olur mu? O ülke demokratik bir hukuk devleti kıstasında değerlendirilir mi?Askeri Yargıtay’ın ve askeri Sayıştay’ın olduğu çift yargı sisteminin işlediği yerde, evrensel değerler kurumlara ve kişiler göre uygulanıyor,bizde böyle işlemiyor mu?
Ya OYAK diye bir holding hiçbir siyasetçinin ve sivil toplumun ve medyanın gündemine neden girmez?
On yıldır iktidarda olan AKP’e hükümeti OYAK’la ilgili hiçbir açıklamasını okudunuz mu veya duydunuz mu?Kayıt dışı ekonomiden bahsediyor AKP hükümeti ama OYAK’ın KDV ödemediğini bilmiyor mu?
OYAK’ın nasıl Türkiye’nin üçüncü holdingi olduğundan haberleri yok mu?OYAK,60 darbesinden sonra kurulmadı mı,kurulduğunda sermayesi ne kadardı? Askeri darbeler OYAK’ın hasat dönemi olduğunu biliyormusunuz?Ordunun işveren olduğu,askeri harcamalarının denetlenmediği yerde,askerlerin maaşlarının bilinmediği,çift yargı sistemini işlediği bir ülkede Allah aşkına bu nasıl bir ileri demokrasi biri çıksın da bunu anlatsın? AB’de OYAK gibi bir holding ve böyle de bir ordu var mı?AKP’nin ve Ordunun AB’ye neden sıcak bakmaması anlaşılmıyor mu?
Ya bir de medya olarak geçinen AKP’nin dalkavukları hiç bu konuyu gündeme getirmek şöyle dursun bir cümle bile söz etmiyorlar?
Bazı AKP medyasında yazanlar özel harp dairesi üzerinden genel kurmaya soru soruyorlar, demokrasiden bahsediyorlar ama demokrasilerde her şeyden sorumlu olan iktidarda bulunan siyasilere;çağrı yapmamaları ise tam bir rezalet.Mesleklerinin yüz karası bir süreci yaşıyorlar.
AKP kuruluş felsefesi olarak belirlediği üç “Y” (yoksulluk,yolsuzluk,yasaklar) ı yok edeceğiz diye yola çıkıp,yasakların kralını uygulayıp düşünce özgürlüğünü engelleyeceksin,hükümeti eleştiren yazarı-çizeri işten attıracaksın,gazeteciliğin olmazsa olmazı sayılan “soru soran-sorgulayanları medyadan uzaklaştırıp”,denetim mekanizmasını işletilmediği, devre dışı bırakıldığı yerde yolsuzluk önlenir mi?Denetimin olmadığı yerde yozlaşma olmaz mı?
Ya günde 2 dolar ile geçinen 12 milyon insanın yoksulluğu ne olacak?Bankalarda bulunan toplam mevduatın yüzde 46’sının 51 bin kişinin olması daha da vahim değil mi?Böyle bir gelir dağılımın bozuk olduğu yerde adaleti nasıl sağlayacaksınız?
Darbeci generallerin içeri alınmasının dışında AKP’e on yıllık iktidarında askeri mevzuatta dişe dokunur bir reform yaptı mı?
Askeri okullarda verilen eğitimden tutunda, yukarda da belirttik çift yargı sistemi,harcamaların denetim dışı kalması aynen devam etmiyor mu?Bir de darbecilerin yasasıyla ülkeyi yönetmiyor mu?Kenan Evren haklı olarak benim çıkarttığım anayasayla ülkeyi yönetip beni yargılayamazsınız demesinde haksız mı? Darbeci de olsa yabana atılacak bir görüş olmasa gerek.YÖK,MGK gibi kurumlar askeri darbelerin eseri değil mi?YÖK duruyor başkanı değişiyor.Demokrasilerde MGK kararlarıyla ülke yönetilir mi?
TSK kurum olarak hala siyasetin merkezinde duruyor ve yön vermeye de devam ediyor..AKP’e hükümeti en küçük bir krizde Genel Kurmay Başkanını yanlarına almadan çözüm yolu aramıyor.Gelenek aynen devam etmiyor mu?
Unutmayın, bu ülkenin yarım asırdan fazla bir askeri darbe geleneği var!..
Askerle iş tutanın böyle olur ileri demokrasisi!..
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025