Mehmet TIRAŞ
Her insan akıl baliğ olduktan sonra kendine göre bir dünya kurgular hayata geçse de geçmese de.
Bu plan ve program kişinin hayal ve yaşadığı çevresine ve yaptığı işe göre değişir.
Kimileri sizin bu hayalinize olmayacak duaya amin çekiyorsun dese de,hayal, gerçeğe uzanan yolun köprüsüdür.
Düşleri olmayanın yaşamı hem sığ hem de mattır.
Ne hayallerle yola çıkarsınız ama beklenmedik bir kaza,hastalık veya sürpriz yaşamınızı altüst eder.
Bu kaza ve ölüm olur ,sakatlayıp sizi yatağa bağlar, tekerlekli sandalyeyle dolaştırır, koltuk değnekleriyle ömür boyu sakatta bırakabilir.
Bunun tersi beklenmedik ezberiniz bozan bir aşkta olur ve tam tersi bütün planlarınız suya düşer duygularınızın peşine takılır, aklınız yeter ama duygularınıza gücünüze yetmez,aklınızla gönlünüz arasında sürekli kavgaya seyirci kalırısınız uzanıp tutmadığınız gibi,susturamazsınız iki tarafı da, kendinizi tanıyamaz böylesi bir karışık duygular içinde savurur hayat sizi,kendinize yabancılaşırsınız.
Hep ben nerede yanlış yaptım sorusu aklınıza bir çengel olarak takılır,bir yanınız yanlış yaptığınızı bir yanınız ise yapmanız gerektiğini anlatır size, bir vücutta iki insan veya iki cinsi taşırsınız.
Artık kendinizi teselli edecek veya bir yol arayışına girersiniz,en çokta kendi içinizde yolculuğa çıkar,kendinizi tanımaya çalışırsınız ama insanın hiç tanımadığı kendisidir,kendini tanımak için uğraş verir insan fakat buna da ömrü yetmez.Bu yalnız size özgür değil tüm insanlığın ortak sorusu ve uğraşıdır.
İnsanlar kaderlerini belirleme şansına sahip değildir,belirlemek için plan program yapar ama o da ne kadar tutar onu da zaman gösterir.
İnsan kendini tanısaydı doktoruyla sürekli tartışırdı,insanın hiç tartışamadığı kişi doktorudur.Başka meslek gruplarıyla tartışacak bir şey bulursunuz ama bu doktorlarla ilgili geçerli değildir.Doktorun aşık olduğunuz ve paylaşmak istemediğiniz kadının en mahrem yerine parmak atması,memelerini sıkması karıştırması karşısında ciddiyetinizi bozmadan hiç müdahale etmeden de kendinizi teslim edersiniz.Niye çünkü senin vücudunu senden daha iyi tanıyor ve çözümü onun sözlerinde ve yazdığı reçetesinde gizli.
Biraz yazıyı hayatın şen şakrak yönüne çekelim.
Kadın demiş ya geldim gidiyorum iki deliğimden birisini doyuramadım..
Et isteyen yerimle,ekmek su isteyen yerimin istekleri hiç birbirine uymadı.
Havaların çok sıcak geçtiği soğuk suyun her zaman bulunmadığı,güneşin tepesine dikildiği, yeşilin olmadığı, rüzgarın yaprağı oynatmadığı bir mevsimde kadın; buz gibi suyu içtikten sonra,eğer bu buzdolabını bulanı tanısaydım kızlığımı buna sevgisiz verirdim ,hiçbir esprisi olmayan dun kofa verdim kızlığımı, yanarımda ona yanarım,der.Yanında ki kadın da kim sevdiğine kızlığını verdi ki,düşündüğüne bak,demiş.
Adam bir gün karısıyla cinsel pozisyona geçince besmele çekmeye kalkmış,karısı da bereketi mi kaçıyor yerleştir gelsin,der.
Kadın bir erkek çocuk dünyaya getirir, çocuk büyüdükçe ele avuca sığmaz yerinde durmayan söz dinlemeyen biri olur, annesini babasını çileden çıkarttığı gibi komşulardan ve arkadaş grubunu da, tanıyanlara illallah dedirttiren bir tipmiş..
Bir gün karısı kocasına yakınmış bey bu çocuk kime çekmiş ne sana ne de bana benzer bir yanı var,inan başkasından da peydahlamadım,der..
“Ben besmele çektiğimde bereketi mi kaçıyor sok gelsin” demiştin.Böylesi çocuklara halk arasında “besmelesiz piç derler” işte ben onu niçin besmele çekmiştim ama geçti çekeceksin,der, adam karısına.
Hayat çok enteresan hikayelerle yaşanan bir süreçtir, bazen yaşadığınızı bir fıkrayla veya kısacası sanat ve edebiyatın kollarlıyla anlatılırsınız, kimisi de buna kestirme bir yoldan girer.
Uzun yıllar aynı iş yerinde çalışıp emekli olmuş iki dost arkadaş yıllar sonra karşılaşırlar hal hatır sormalardan sonra, çoluk çocuk muhabbetine girerler; ikisinin de birer kızları vardır,arkadaşı güzel kızın ne yapıyor, diye sorar?
“İyi bir üniversiteden mezun oldu amcası, mezun olmasıyla hemen bir şirkete işe girdi, patronu da onu çok seviyor,bir ev aldı sonra bir de araba çekti altına ve her gittiği yere patronu onu da götürüyor” çok şükür bir eli yağda bir eli balda,der..Peki senin kızın ne yapıyor , der arkadaşı?
“Benim kızda de orospuluk yapıyor ama ben böyle anlatamıyorum” der,arkadaşı.
Hayat plan yaptığınızda başınıza gelen olduğu gibi aynı zaman başınıza gelenleri, negatif ve pozitif anlamda bertaraf etmenin uğraşı içinde sonlandırıyorsunuz.
Bir abdalın zurnasının başına gelen öyküyle yazıya ren katalım.
Muharrem ve Neşet Ertaş kültürünü sürdüren müzisyenlere abdallar,denilir Anadolu da..
Bir köy düğününde sarhoş olanlar arasında kavga çıkar, sarhoşun birisi karşısındakine abdalın elindeki zurnayla kafasına vurur ve zurna paramparça olur..Sarhoşa sabah ayıkınca söylerler, akşam abdalın zurnasını kırdın deyince,sarhoş cebinden bir miktar para çıkartıp kırdığı zurnanın parasını ödemek ve özür dileyip gönlünü almak ister abdalın..
“Paranı almam gurban olduğum ağ,senin kabahatin yok bu zurnanın başına geleceği vardı, başını kendisi yedi,emsallerinden farklı ötüyordu” der,abdal..
Hayatta ne kadar plan yapsanız da, plansız yaptığınız yaşamınız da unutamadıklarınızdır.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025