Mehmet TIRAŞ
Gazeteleri tarıyorum internette elimde kalem kağıt birden gözüme bir yazı çarptı,19 Temmuz 2013 tarihli..
Milli Gazetenin kıdemli köşe yazarlarından yazıları genelde din içerikli olur, bu yazarın yazılarına ben de zaman zaman göz atarım Mehmet Şevk Eygi’ne yazmış diye, yazının başlığı dikkat çekici tabi:
”TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Beyefendiye” diye.Hemen yazının çıktısını aldım ve dikkatlice okumaya başladım.
Din içerikli saygı selam ve ramazan ayına vurgu yaptıktan sonra rahatsızlığına geçiyor ve müsaade isteyerek rahatsızlığını uzun bir mektup ve öneriler haline getirerek dile getiriyor Eygi Başbakan’a!.
“Yazının konsepti Diyanet İşleri Başkanlığı(DİB) ında yaşanıyor: “Büyük bir vilayetimizin(o vilayeti belirtmiyor Eygi) kadın müftü yardımcısı binlerce caminin kadınlara ayrılmış bölümlerdeki kafes ve perdeler,din görevlilerini,bu emrimi yerine getirmezseniz canınızı yakarım” diye tehdit ederek,çıkarttırmıştır.”
Bu perdelerin çıkarttırılması ilk defa oluyor diyor hatta Osmanlı da ve cumhuriyet tarihinde darbeler döneminde bile olmadı,diye de uyarıda bulunuyor Başbakan’a yazar..Devam ediyor;
Camilerden çıkartılan kafes ve perdelerin çıkartılması,milyonlarca dindar Müslüman’ı derinden yaralamıştır..
Başbakan’a uyarılarda bulunuyor Eygi bunu da ‘on bir uyarı’ diye sıralıyor:
Birinci uyarı çok ilginç ve çarpıcı geldi bana,din ile şikayetinin ne alakası var anlamış değilim; şöyle diyor Eygi:
“Taksim gezisinin ikinci perdesi sahneye konulacaktır.Bu seferki fitne birincisinden kat kat büyük,yakıcı ve tahripkar olacaktır.Gafil olmayalım.”
Anlaşıldığı kadar yazar din üzerinden gezi olaylarını yorumluyor ama gezi direnişinin çıkışı üstüne olumlu bir şey söylemiyor. İnançlı bir insan gibi değil de AKP’nin parti görevlisi gibi bakıyor.Hayatı din üzerinden Tanrı korkusuyla bakan birisi hiç mi ortalama 2.5 milyon insanın 40 gün sokaklara dökülmesinden etkilenmez.
İkinci uyarısı daha çarpıcı ben ilk defa okuyorum veya duyuyorum; DİB’lığını feministlerin ele geçirdiğini,söylüyor:
“Diyanet feministlerin,camilerdeki kadın bölümlerinin önlerindeki kafes ve perdeleri kaldırmaları büyük bir bid’at ve fitnedir” diyerek;Müslümanlar emr-i ve nehy-i münker yapmazlarsa genel bir afet ve tokat gelebilir,diye de başbakanın dikkatin çekiyor!.
Çok merak ettim diyanetteki feministler demesini.Acaba kaç tane DİB’ lığında seküler hayatı savunan kadın var?
Üçüncü uyarısı:
“Müslümanların büyük bir kısmı zekatlarını Kur’ana,sünnete ve şeriata uygun şekilde vermemektedir.Zekat almaması,toplamaması gereken bir takım dernekler,cemaatler,vakıflar,tüzel kişiler fıkha aykırı şekilde zekat toplamaktadır.Bu büyük bir isyandır.”Başbakana kuran üzerinden toplumu yönetmesini ve politikasını din esaslı götürmesini öneriyor,ismini belirtmediği ama işaret ettiği derneklerin ve vakıfların kulaklarını çekmesini istiyor.
Yazarın Başbakana bu uyarı önersinde bu büyük bir isyandır sözünü okuyunca;Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti değil de yoksa,devletin din esaslı yönetildiğine kapıldım ve şaşırdım ve Gezi olayları üzerine içeride ve dışarıda gelen ortak tepki Erdoğan’ın dini otoriterleşmeye gittiği konusunda demokratik dünya kamuoyu mutabık olmuştu.Bunu Eygi’nin öneirleri de teyit ediyor.
Beşinci uyarısı daha çarpıcı yazarın:
“Parayla namaz kılınamayacağı gibi,para karşılığında tarikat ayini ve zikrullah yapılamaz” diyor.
Ne yalan söyleyeyim ben parayla namaz kılınamayacağı sözünü ilk okuyuncapara ile namaz kıldırılamaz,diye anladım sonra tekrar okuyunca fark ettim ki;”para ile namaz kıldırılamaz değil de para ile namaz kılınamayacağı imiş.
“Aslında Eygi kendisi de çok iyi bilir ki; İslam dininde para ile namaz kıldırılamaz ama nedense yazar buna değinmiyor ve DİB’lığında imamların para ile namaz kıldırdığı ve DİB’lığında dönen para ve puldan geçim kapısı olmasından hiç söz etmemesi aklına gelmediğinden, değil de; işine gelmediğinden ıskalıyor.Çünkü DİB’lığının örgütsel potansiyeli devlet ve toplum üzerinde çok büyük bir ağırlık oluşturmuş vaziyette; bunu saygınlık anlamında söylemiyorum,güç ve toplumun inançları üzerinden etkileme anlamında belirtiyorum.
Yedinci uyarısı:
“Ülke çapında bir ilmihal öğrenme ve öğretme kampanyası açılmalıdır” diye devam ediyor.
“Temel hak ve özgürlüklerden,insan odaklı beşeri ilişkilerden hiç mi hiç bahsetmemesi ve dine dayalı bir devlet yönetmesini; din ağırlık eğitime yoğunlaşması konusunda başbakan çağrı da bulunuyor.”
“Oruç tutanların oranında düşme olduğunu söylüyor İstanbul da oruç tutanların yüzde 40’a,İzmir de ise yüzde 20’ye düştüğünü söylüyor ama böyle bir araştırmanın kaynağını da vermiyor;halkı oruç ibadetine ve namaza davet etmeyen bilenler,sorumlular büyük vebal altındadır.Korksunlar,diyor Eygi.Kıyafet konusunda da bazı tesettür kıyafetleri ve örtüleri islama Kur’ana ,sünnete,şeriata uygun değildir,diye dikkat çekiyor dokuzuncu uyarısında Başbakanı yazar.Gıdadan evde beslenen domuza kadar her şeyi ele alıyor, toplumu yönetmede; din esaslı bir yönetimde eksiklikler var demeye getiriyor Başbakan’a.”
Eygi, yazısını yorumdan çok öneriler üzerine oturtuyor..
Başbakan’ın da bu önerilere önem vereceğini tahmin ediyor haklı da yazar çünkü; Başbakan demedi mi;dolma bahçe ofisimden bakıyorum Kadıköy vapurundan inen kadınların kıyafetinden rahatsız oluyorum,diye..
Erdoğan, özgürlükleri din ve mezhep üstünden tanımlaması,tek din demesi,seçmeli kuran dersini müfredata koydurması,dindar nesil yetiştireceğim,neslimizi bozdular,caminin dışında başka bir ibadet yerini tanımayız,kürtaj yasağı,Reyhanlı da 53 Sünni vatandaşım şehit oldu,alkol ve sosyal hayat üstüne söylediklerini hatırlayınca,yazarın uyarısı boşuna değil,durmak yok yola devam demek istiyor.
Eygi’nin devleti dini esaslara göre yönelt diye Başbakan’a bir mektubu yazmasının nedeni anlaşılmıyor mu?
Bir kere bu anayasal bir suç,başta toplumu din ve mezhep üzerinden siyasi iktidara çağrı yapması,yazarın.
Gerçi bizde ne kadar safız sanki Erdoğan kendisine ağrı yapandan farklı yaklaşıyor da..
Ben yazarın böylesi bir mektubu kaleme almasını çok doğal görüyorum geline süreç açısından.
AKP’nin 10 yıllık iktidar döneminde 8723 cami yapılmış yani,2 günde bir cami yapılıyor Türkiye de.Her yıl DİB’lığı 10 bin personel talep ediyor devletten, bunu Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ bir televizyon kanalında yüksek sesle dillendirdi.AKP’nin 10 yıllık iktidarında diyanetin bütçesi 11 bakanlığın bütçesine eşitlenmiş.DİB’lığı devlet içinde personel olarak üçüncü sırayı alıyor tam 130 bin kadrolu elemanıyla bunun 75 bini imam;ayrıca devlet protokolünde DİB’lığı 51.sıradan 10’cu sıraya getirilmiş;sosyal politikalarımıza Başbakan evrensel hukukla değil de; DİB’lığının açıklamalarıyla karşılık vermiyor mu;kürtaj ve Alevilerin Cem evleri talebi konusunda.Başbakan demokrasinin kuvvetler ayrılığı önümüzde engel oluyor, yargı ayağımıza takılıyor sözleri bir hukuk devletinde olacak şeyler mi?
İslami kesim, DİB’lığını kullanmadığı dönemlerde yani iktidara kendilerine yakın bir hükümet olmazsa DİB’lığı tasfiye edilmeli cemaate bırakılmalı,devlet elini DİB’ lığından çekmeli derler,kendilerinin destekledikleri siyasetçiler iş başında ise; hiç söz etmezler ve muhalefetteki konuşmalarını da unutturmaya çalışırlar..Başbakan muhalefette iken böyle değil miydi,Refah Partisinin kapatılma gerekçelerinden biri,DİB’ lığının özerkliğini savunması, savcılık iddianamesine girmedi mi?
Parayla namaz kılınmaz ama para ile namazın nasıl kıldırıldığına bir açıklık getirir misiniz,ey topluma fetva veren sözde inançlı insanlar.
Sizin gibi düşünmeyen ve inanmayanların ödediği vergileri ile DİB’lığı üzerinden hayatınız idam ediyorsunuz ama helal mı haram mı, diye de bir sorun,öpüp öpüp anlınıza koyduğunuz, o kutsal kitap ne yazıyor?
Başbakana mektup yazan bu şahıs ta olmak üzere;AKP’e iktidarından beslenen,etrafında dolaşan sözde dindar geçinen, konuşup-yazanlar sanki ahrette insanları bunlar sorgulayacakmış gibi bir eda içindeler!.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025