Mehmet TIRAŞ
Her gün yazı yazıyorsanız işiniz gereği gündemi takip edeceksiniz doğal olarak ta gündemi takip etmenin değişmez yolu da, basını takip etmekten geçiyor.Tabi AKP’nin basın üzerindeki askeri darbeleri aratmayan baskısı sonucu gerçek gündemi yakalamak içind; internet medyasını tarayacaksınız gerçeğe ulaşasınız yoksa,dalkavuk medyanın verdiği haberler sizi yanıltmakla kalmaz mesleğinize de ihanet ettirir.
Basında öne çıkanlara bakıyorum Erdoğan’ı üzecek hatta kahredecek,kimyasını bozacak birisi dışarıdan gelen üç haber çileden çıkartmış gibi görüyorum bunun biri:
”Sean Penn ve David Lyneh gibi sanat dünyasının önemli isimleri,Başbakan Erdoğan’a Gezi Parkı eylemleri için açık bir mektup yazdı” bu haber Hürriyet gazetesinin internet sitesinde vardı ama günlük gazetelerde pek göremedim ben.Neyse bu sanat dünyasının mektubunun içeriğini anlatayım.
İngiltere de yayınlanan The Tımes gazetesine tam sayfa ilan vererek,Gezi Parkında ki aşırı polis şiddeti nedeniyle Başbakan Erdoğan’ı eleştirdi.Metinde Erdoğan’a seslenerek “Göstericileri çapulcu,yağmacı,holigan olarak nitelendirdiniz,hatta bu göstericileri yabancılar yönlendirdiği teröristler olduğunu söylediniz.Oysa gerçekte,bu göstericiler sadece Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk’ün öngördüğü şekilde laik bir Cumhuriyet olarak kalmasınız isteyen gençlerdi” denildi. Mektubun detayı kısaca şöyle devam ediyor..
Sayın Bay Erdoğan,
Aşağıda imzası olanlar,bu mektubu sizin polis güçlerinizin İstanbul’da Taksim Meydanı ve Gezi Park ile Türkiye’nin diğer büyük şehirlerindeki barışçı gösterileri,Türk Tabipler Birliği’nin verilerine göre 5 kişinin ölmesi,11 kişinin ayrım göstermeksizin biber gazı kullanımı nedeniyle gözünü kaybetmesi ve 8 binden fazla kişinin yaralanmasına neden olacak biçimde,zalimce bastırmasını en güçlü şekilde kınamak amacıyla yazıyoruz.Diye devam ediyor mektup ama en dikkat çekici bölümü mektubun son paragrafın son cümlesinde olsa gerek..Bunların sonucunda:”Beş masum gencin ölümüne neden olan emirleriniz,Strasbourg’da bir davaya dayanarak teşkil edebilir.” Diyerek mektup bitiyor.Yani Erdoğan’a yargılanmanız olabilir demek istiyorlar.
İkinci can sıkan konu ise Başbakan açısından,Erbil de dört ülkede yaşayan Kürtlerin Öcalan’ın çağrısıyla toplanan “Ulusal Kürt Konferansındaki” gelişmelerdi.BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş: ”Bir ay içinde toplanacak kongrede Kürtler 4 ülkede hangi statüde yaşamak istediklerini dünyaya ilan edecekler” demesi Başbakanı ürpertmiş olmalı.
Birde Mısırda ki gelişmeler çok çarpıcı, darbeyi gerçekleştiren komutanın darbeyi destekleyenlere sokağa çıkma çağrısı yapması ise insanın dili varmıyor söylemeye ama bu bir iç savaşa giden yolun başlangıcı gibi gözüküyor.
Bunlar medya da öne çıkan ve göze çarpanlardı; kimsenin pek değinmediği ama geçen bir televizyon kanalında Erdoğan’ın talimatıyla 20 ay önce baş yazar olarak çalıştığı gazeteden kovulan dostum Mehmet Altan’ın bir yorumu dikkatimi çekti yazının başlığını da o yorumdan çıkarttım.
Altan:
“Artık generallerin harp akademilerinde yaptıkları konuşmalarının yerini Erdoğan’ın İmam hatipliler yemeğinde yaptığı konuşmalar almaya başladı,diyordu.. Medyada kimsenin bunun üzerinde durmadığını veya durmak, görmek istemediğine vurgu yaparken;Erdoğan, İmam hatiplilerinin iftar yemeğinde şöyle dedi;İmam hatipler bir okul değil,bir vizyon ve Türkiye’yi yönetecek insanlar,derken bir teknik okuldan mezun olanı önemsemiyordu,hatırlanırsa generallerde harp akademisi okullarının açılışında öğrencilere şöyle derlerdi;sizler sadece bu okuldan mezun olmuyorsunuz, ülkeyi yönetecek kişiler ve ülkenin kaderine yön verecek kişilersiniz derlerdi. İşte tam kışlanın yerini alan bir cami politikası.”diyordu..Ne kadar çarpıcı bir tespit.
Başbakan ramazan ayının gelmesiyle sektirmeden her akşam düzenlenen,davet edilen her iftar sofrasında din ağırlıklı ve Gezi olayları üstünden topluma kara propaganda yapıyor,her sözü toplumu bölüyor farkında mı bilemeyiz.Erdoğan’ın konuşmaları ne kadar din üzerinden birleştirici gibi konuşsa da; mezhepçi ve dinci algılanıyor.
Erdoğan’ın, dini kurumlara verdiği destek ve yarattığı potansiyelle geldiği yer itibariyle Mehmet Altan’ı doğrulayan sonuçlar günden güne ortaya çıkıyor..
DİB’ lığının bütçesini AKP iktidarından önce 5 bakanlığın bütçesine eşit iken,şimdi 11 Bakanlığın bütçesine eşit oldu.. DİB’ lığı mevcut olan 130 bin kadrolu elemanının üstüne yetmiyor diye, her yıl maliyeden 10 bin kişilik kadro istiyor,AKP iktidarında ortalama yılda 873 cami yapılmış,iki günde bir cami yapılıyor bu ülkede..Erdoğan,DİB’ lığının protokoldeki yerini 51’ci sıradan 10’cu sıraya çekmesi ve devletin önemli kurumlarına, imam hatip çıkışlı ve milli görüş geleneğinden gelenlerden oluşan kadrolaşmaya gitmesi tesadüf bir şey olmasa gerek!..Dindar nesil yetiştireceğim,tek din dayatması,seçmeli kuran dersi,camini dışında ibadet yeri tanımayız demesi spontane çıkışlar değil bunlar.Dikkat ederseniz Başbakanın iftar konuşmaları olmak üzere tüm sözlerini, Kemalizm’in din versiyonu üzerinden yürütüyor yani kışlanın yerini caminin aldığı her taraftan görünüyor ve duyuluyor.
Başbakanın bu din ve mezhep üzerinden ülkeyi yönetmeye kalkışmasına,özel hayata karışmasına karşı çıkan tüm gazeteciler,yazarlar işinden olurken;Erdoğan kendine biat eden tetikçi ve mesleğine ihanet eden besleme bir gazetecilik türetti..
Gezi direnişinden sonra tam 72 gazeteci işinden olmuş,kimisi kovulmuş,kimisi izine çıkartılmış ve geri dönüşü olmamış, kimisi de istifaya zorlanmış.
Askeri darbelerde bile işsiz kalmamış, kovulmamış,düşüncesi sansürlenmemiş gazeteciler var bunlardan biri Hasan Cemal,kırk yıl sona işsiz kalıyor.
Şuan Türkiye de hapishanelerdeki tutuklu gazeteci sayısı Çin ve İran da tutuklu gazetecilerin toplamından daha fazla gözüküyor bunu Başbakan kendisi de yalanlamıyor ama tutuklu olanların gazeteci olmadığını iddia ediyor, ortada bir yargı kararı olmamasına rağmen.
Başbakan ve onun dalkavuk medyası her şeyi toz pembe gösteriyor ama bir de sizin denetleyemediğiniz bir medya var Allahın belası başbakanın tabiriyle ” sosyal medya” yani; bunu sansürleyemezsiniz. Türkiye de şuan 21 milyon insan aktif olarak sosyal medya da hesabı var ve her biri önlemek istediğiniz haberi yeryüzüyle paylaşıyor haberiniz olsun!.
Nasıl darbecilerin harp okulundaki konuşmaları tüm televizyon kanalları yayın akışını kesip, canlı yayına geçtiği dönem kapandıysa; Erdoğan’ın da açılışlarda ve iftar sofralarında yaptığı konuşmaları da bir gün sonu gelecek, bundan adım gibi eminim ama askeri darbeyle değil,küreselleşmenin rüzgarıyla savrulacak.
Bu çağın demokrasisi bireyi özgürleştiren, kimlikleri ortaya çıkartan,temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan bir demokrasiyi kapsıyor; bunu kabullenmeyenlerin siyasi ömrü uzun değil,hele bu Türkiye de hiç uzun olmaz.
Özel hayata müdahale edecek,din ve mezhep üzerinden otoriterleşmeye gideceksiniz,yeryüzü buna müsaade etmez, insan hakları hiçbir ülkenin içişleri meselesi değil,bunu ne zaman içselleştirecek Başbakan..?Ama Erdoğan, hala özgürlükleri çoğulculuk değil de çoğunluk üzerinden okumaya devam ediyor..Sandık diktatörlüğü tehlikelidir, tarihe göz atmakta yarar var bugünü daha iyi görmek için.
Mevsim yaz aylardan da Temmuz ama dışarısı kar boran?
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025