Mücahit BİLİCİ
Kürt benliği uyanmadan yani ego sahibi olmadan kendini çeşitli fedakarlıkların içinde bulur. Genelde bunlar dünyayı kurtarmak isteyen evrenselci ideolojilerdir. Seküler veya dini bu tür fikirler çoğu kez Kürtlerin kendi yakın ve reel sorunlarını geriplana atıp uzak ve ütopik davalarda harcanmalarına, meşruiyet kaybına girmelerine, imkansızı isteyen bozguncu kategorisi içine düşmelerine yolaçıyordu.
Aslında kötü olmayan bu idealler, aktivizm veya mücadelelerini daha acil konular için harcaması gereken Kürtler gibi bir kitle için lüks idi. Ortada bir sıralama hatası vardı. Küçük daireye enerjisi zar zor yetecek bir kitleye büyük dairenin yükü yükleniyordu. Kendi evinin kapısını tamir etmesi gereken Kürtlere geleceğin veya cennetin kapısını açma ihalesini yükleyen bir usulsüzlük sözkonusuydu. Bunun yanlışlığını çeşitli vesilelerle dile getirdim.
Kürtlerin kendi çıkarlarını savunmaları gerekiyordu. Kendilerinden başlaması gerekiyordu. Nefsî müdafaa(bugünkü tabiriyle öz-savunma) bilinen bir doğal hukuk kavramıdır. Aynı şekilde hıfz-ı hayat yani kendini korumak, hayatını muhafaza etmek de her nefsin ödevidir. Kürtlerin kendilerinden başlamaları sadece bir hak değil aynı zamanda bir ödevdir, bir ahlaki ödev. Hatta Türkçe söylersek Allah’ın emridir, fıtratın gereğidir. Buna inanmakta zorlananlara şunu hatırlatmakla yetinelim: Uçakta oksijen maskesi takmanın usulü anons ile anlatılırken kendi çocuğunuza bile maskeyi takmadan önce kendi maskenizi kendinize takmanız gerektiği hatırlatılır. Çünkü kendi çocuğunuza yardımcı olabilmeniz için hayatta (oksijen alır) halde olmanız gerekir. Eğer insan isek önce nefsimizden sonra diğer nefislerden sorumluyuz. Fedakarlık bile feda edilecek bir benliğin önceden varlığını varsayar.
Benliği inkar edilenler, kendilerine kendilik hakkı tanınmayanlar dünyanın en hayırlı işlerini de yapsalar insan olmazlar. Melek olurlar ama insan olmazlar. Benliği olmayan bir iyilikseverlik insanî değildir. Kürtlerin insan olabilmesi için mes’ul birer nefis (ego, ene) haline gelmeleri gerekir. Nitekim geliyorlar. Ama kendinden öteye körlük de insanlıktan çıkmaktır. Sadece kendi ile meşgul bir “idiot” da olabilirsin ama başkasındaki kötülüğü alkışladığın an bir idiot’tan fazla, bir insandan da az bir şey haline gelirsin.
Bugün bu konuda düne göre çok daha uyanmış bir Kürt benliği var. Kendini Türklerle, Araplarla, Farslarla mukayese edebiliyor. Onlarda olan şey neden bende yok diye sorabiliyor. Ona helal olan şey bana niye haram olsun ki diye itiraz edebiliyor. Ben de sundan isterim diye talepte bulunabiliyor. Bunlar hep sağlıklı gelişmeler. Özne olma alametleri. Sorumluluk alma, muhatap haline gelme belirtileri.

Ancak uyanan Kürt benliğinin (uyanan her benlik gibi) karşı karşıya olduğu önemli riskler var. Bunların başında benlik (ve hatta bencillik) hakkını ahlaksız olma hakkı sanmak geliyor. Senin kendini sevmen sana haktır ama muhatabına düşman olmak zorunda hissetmen hak değildir. Çıkarını takip edip kendine çalışman haktır ama çıkarına diye hak ve adaleti kimsenin iplemediği bir aldatmaca olarak görmen hak değildir. Muhatabının kötülüklerine karşı kendini koruman haktır. Ancak muhatabın namussuzluk yaptı diye senin de namussuzluk yapman gerekmiyor. Kendini korumak namussuzlukta eşitlenmek demek değildir. Hiçbir gerekçe bir seri katilin cinayetlerini onaylamaya mazeret olamaz. Hiçbir duyarlılıkta öncelik eleştirisi, kötülüğü onaylamaya inkılab edemez. Kötülüğe karşı sesini çıkaramamak ve duyarsız kalmanın bir mazereti olabilir, ancak kötülüğü veya kötüyü alkışlamanın bir mazereti yoktur. İkincisi kötülüğe katılım olur.
Evet, Kürt benliğinin uyanıp çıkarını gözetmesi iyidir, haktır. Lakin Kürt benliğinin sadece çıkarlara indirgenerek en temel insanî ahlaktan azade bir kör bencilliğe saplanması yanlıştır. Kendi dışına körlük bir zaaftır, başarı değil. Hiçbir etik kaygı taşımayan bir bencillik, çıkarlarını gözeten bir insanlık hali değil, insanlığını terkeden bir çıkarcılık halidir. Bu da başkasında çirkin ve kötü saydığın her türlü kötülüğün dolaylı olarak onaylanmasıdır. Başkasındaki kötülük ve onursuzluğu, bizde de olsun diye onaylamak doğru değildir. Yani kötü olabilme hakkını savunmak ile kötülüğü savunmak aynı şey değil. Örgütlü bir kötülükle hizalanmak, onunla övünmek ancak bir kötülük özentisi, bir eziklik hıncı olabilir. Gerçekten güce değer veren ve çıkarını takip eden bir bakış açısı, başkasının manipülasyon şekerini kendi tatlı çıkarı sanmayacak kadar stratejik benliğe ve hakiki çıkarının nerede yattığını bilecek kadar uzun vadeli düşünme kabiliyetine sahip olur.
Ahlak ile çıkarın çatışan zıt kutuplar olduğu varsayımının kendisi bile yanlış iliklenmiş bir ilk düğme, bizzat çıkarın kendisini hakkıyla anlamamış bir tahlil kabiliyeti eksikliğidir. Hareket etmenin istikametini hesaba katmayıp hareket etmenin sadece kendisini kutsayan bir ezber içinde hareket edersen, bir çukura düşme ile ilerleme arasındaki farkı göremezsin.
Benliği inkar edilmiş bir ahlak ne kadar yanlış ise ahlakı inkar eden bir bencillik de o kadar yanlıştır. Kürtlerin bir aşırılıktan bir diğer aşırılığa, “benliksiz bir ahlakçılık”tan “ahlaksız bir bencilliğe” savrulmaları bir ilerleme değil bir yalpalamadır. Kürd’ü unutan bir solculuktan veya İslamcılıktan ahlakî duyarlılığı inkar eden bir Kürtlük anlayışına, bir kör milliyetçiliğe savrulmak, Kürt çıkarının bir gereği değil, en fazla onun bir yanlış okuması olabilir.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025