Mücahit BİLİCİ
Siyaset iradelerin duruşmasıdır. Siyasette hitap ve hürmet vardır. Sadece konuşabilenler siyasete dahil olabilir. Şehir, konuşmanın kurumsallaşıp mekanlaşması olduğundan aynı zamanda siyasetin meydanıdır. Siyasette karşılaşmanın başlangıcı irade, sonu ise kaderdir. Siyasette rüzgar çok haşin eser. Siyasete duhul ancak baş sahibi olmakla mümkündür.Yüzü ve ismi olanların dahil olduğu bu karşılaşma bir mesuliyet üstlenme olarak siyaset, kader kalemine iradeleri uç edenbir tarih yazısıdır. Medeniyet içindeki savaşa siyaset, vahşete çıkmış siyasete de savaş denir. Terör, vahşi olanın siyasetidir.
İSTİBDAD NEDIR?
İstibdad bir iradenin keyfinin başka iradeler üzerine kanun haline gelmesi ve hüküm olarak yağmasıdır. İstibdadın malzemesi cebirdir. İstibdadın muhataplarında yolaçtığı tahribat önemli olmakla birlikte, istibdadın en önemli sorunu “feedback” alamamasıdır. Yani istibdad ne yaptığını bilmediği için nihayetinde kendi kendini tahribe gider. Zulüm sürdürülebilir bir pratik değildir.
KORKU VE SAYGI
Demokrasi, adil bir korku rejimidir. Demokraside herbir fert diğer fertler için bir tehlikedir. Despotizmde ise korku bir şahsın veya grubun lehine temerküz etmiştir. Demokrasi ile korku arasında ne tür bir ilişki olabilir ki diye sorabiliriz. Bu demokrasinin insan ile ilgili olmasıdır. Çünkü insan korkunç bir varlıktır. Kainatta varlığı terör korkusu ile özdeş olan varlıktır insan. Esaretten çıkan her insan tehlikelidir. Kontrolden çıkan her evlat endişe vericidir. Bir evlada hakiki pederlik ancak iradesini dikkate almak ve kendisini muhatap almak ile mümkündür.
KÜRDLERIN UYANIŞI VE KAOS
Entelektüel namus dün başörtülü olmayı gerektiriyordu, bugün Kürd olmayı.
Yakın tarihte Türkiye'de İslami kimliğin yaşadığı hareketliliğin bir benzerini bugün Kürd kimliği yaşıyor. Dün dindarlığı hafife alıp, “irtica” sığlığında ele alanlar nasıl gerçeğe gözlerini kapadılarsa, bugün Kürd kimliğini asayiş meselesi sayıp “Kürtçülük, bölücülük” mesabesinde ele alanlar da gerçeği ve geleceği ıskalayanlardır. Halbuki fıtrata, gerçeklere muhalefet edilmez.
Kürdlerin, hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu’nun yükselen gücü olduğu açıktır. Müslüman devletlerin “biz abi olarak size bakarız” telkinleriyle avuttuğu ve politik sabavette tutageldiği Kürdlerin kendi kendilerinden sorumlu hale gelmesi kaçınılmazdır. Bu hem Türkiye hem de hususi manada Kürdistan’da demokrasinin yerleşmesi için şarttır. Geçtiğimiz yıllardaKobani’deki krizde ortaya çıktığı üzere, bir insani acımanın nesnesi olarak sahip çıkılan Kürdlere bir politik irade yani bir özne anlamında sahip çıkılmamıştır. Kürdler kendi iradelerini siyasi bir duruşa dönüştürmedikçe eşit hale gelemezler.Zira teoride varolan eşitliğin pratikte kazanılması gerekiyor. Kürdler hukuk ve egemenlikleri için muhtaç ve çoğu kez dilenci konumunda tutulmaya devam edemezler. Alışageldikleri nesne olma halinden özne olmaya geçiş yaşanıyor. Bugün gördüğümüz şiddet ve kaosun önemli bir kısmı bununla ilgilidir.
Keşke bu süreç barış içinde ve faziletli bir inşa ile yaşansaydı. Keşke demokrasiye ihtiyacın takdir edilmesi için bu kadar çok bedel ödenmek zorunda kalınmasaydı. Ancak Kürdistan’da bugün yaşanan iki tarafın biriktirdiği hataların bizi getirdiği bir iç savaş halidir. Acısı çekildikten sonra bazı nimetlerin kıymeti anlaşılacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025