Yıldıray OĞUR
İkisini yapan aynı devlet olamaz.
Bir devlet düşünün bir taraftan öldürdüğü 34 sivilin hesabını vermemek için bin bir takla atıyor. Bir taraftan da gidiyor 30 yıllık kirli savaşın bir rutini olan PKK’lıların yargısız infazı için 17 askeri tutuklanıyor.
En az Genelkurmay Başkanı’nın gözaltına alınması kadar önemli bir gelişme bu.
2009 yılında Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı Buğulukaynak Köyü’nde lise öğrencisi İbrahim Atabay ile PKK’lı Sunullah Keserci ve Necmeddin Ahmed Hasan’ın teslim olmalarına rağmen infaz edilmeleri ile ilgili bir ihbar mektubunu değerlendiren savcılık, operasyon yapıp aralarında eski Van İl Jandarma Komutanı bir albay ve bir binbaşının da olduğu 17 askeri tutukladı.
Bu 30 yıllık savaş tarihinde bir ilk.
Soruşturmayı başlatan ihbar mektubunu yazan asker, infaz emrini veren albayın infazdan sonra askerlere dönüp şöyle dediğini anlatıyor:
“Bu dağlar bizden sorulur. Sizi tebrik ediyorum, bu teröristler çok ocaklar söndürdü, çok can yaktı. Bunları birkaç kez kıl payı kaçırdık. Bunlar hapse girselerdi sonra çıkıp yine dağa gideceklerdi.”
Bu sözler ne kadar tanıdık değil mi? Kendi albayını bile makam odasında dövüp, zehirleyerek öldürdüğü ortaya çıkmış bir devletin bir zamanlar kafasının nasıl çalıştığını ne kadar iyi anlatıyor. Keşke “Bir zamanlar” derken içimiz ferah olabilseydi. Hâlbuki bu sözler, sürekli içişlerimize karışıp, akli egemenliğimizi ihlal edip duran İdris Naim Şahin’in Uludere’de öldürülen siviller için söylediği sözlere ne kadar da benziyor: Sağ yakalansalar kaçakçılıktan yargılanacaklardı.
Bir tarafta infaz edilen PKK’lılar için kendi askerinden hesap soran bir devlet, bir taraftan PKK’lı diye katledilen sivillerin cesetleriyle bile derdi bitmemiş bir İçişleri bakanı.
O yüzden diyorum ya, bu ikisi aynı devlet olamaz. Buna şizofreni denir olsa olsa.
Copy-paste analizleri, öfkeli siyasi mülahazaları bir tarafa bırakın ve bu şartlarda bile hakkı sahibine teslim edin:
Bu hükümet Kürt meselesinde bazen yüzerek, bazen büyük Cruise gemilerine binerek büyük okyanusları aştı.
Kürt siyasetçiler, Kürt meselesinde siyasi çözüm isteyenlerin “Açılımda dağ fare doğurdu” diye birbirinden analiz aşırdığı, güne “AKP milliyetçiliğe teslim oldu” diye başladığı, “Ama sorun şiddetle çözülmez” diye parmak salladığı günlerde bu hükümetin Kandil’le, İmralı’yla çoktan masaya oturduğu, anadilde eğitimi, özerklik tartıştığı çıktı ortaya.
Kürt meselesinde 30 yıl boyunca çözüme en çok yaklaşılan an olan Habur’u yaratmış bir hükümet var karşımızda. Bir zamanlar değiştirilmesi teklif dahi edilemez Anayasa’nın vatandaşlık maddesine “Türkiye vatandaşlığı” yazmakta kararlı, anadilde eğitimin şimdilik seçmeli olması için yeşil ışık yakmış bir hükümet bu.
Hem de tüm bunları bu şizofrenik devletle yapmış bir hükümet.
Seçimden hemen önce BDP’li adaylara YSK’dan gelen yasağın, en tepeden Gül’ün müdahalesi ve ardından mahkemelerden gelen tam tersi kararlarla nasıl değiştiğini hatırlayın.
Son olarak Özgür Gündem gazetesine kapatma kararı veren mahkemenin, hükümetten gelen tepkiler sonrasında birkaç gün önce verdiği karardan nasıl döndüğünü hatırlayın.
Talimatıyla PKK’yla görüştü diye MİT Müsteşarı az kalsın içeri atılacak, Kürt meselesinde çözüm için risk alıp, açıkça Öcalan’la görüşüldüğünü açıklamış bir başbakan var karşımızda.
Uludere ile ilgili o vahim açıklamaları yaparken bile BDP ile görüşmekten, PKK’lıların silah bırakıp yurtdışına çekilmesinden bahseden bir başbakan bu.
İşte bu başbakan ve onun hükümeti Uludere katliamı karşısında o çok güvendikleri insansız hava uçaklarından daha insansız bir politika izliyor iki aydır.
Hükümet büyük okyanusları aşarak Kürt meselesinde hem devlete hem de tüm topluma aldırdığı mesafeyi, Uludere’de kibrin, devletçiliğin sağcılığın sığ sularında boğularak heba ediyor.
Ölenlerin ardından YouTube’da dinlenme rekorları kıran o güzel İstanbul kıratıyla en azından bir Fatiha beklenen Başbakan’ın dilinden dökülen insansız ve insafsız sözler Kürtlerin zar zor tamir edilen kırık kalbini yeniden tuz buz ediyor.
Dersim Katliamı’nda devletin günah belgelerini kürsüden açıklayan bir başbakan, vicdanlara “parası neyse verdik işte” diye yankılanan sözlerle bir parçası olmadığına ölenlerin yakınlarının bile ikna olduğu bir günaha bile isteye ortak oluyor. Hâlâ ikna olmayanlar için Türkiye’ye yaptığı tadı kaçmış bir kamere şakası olan bakanına taklalar attırıyor.
Belki devlete leke sürdürmeyiz diyen her dindar siyasetçide mündemiç bir sağcılıkla, belki büyük bir mücadeleden sonra Ankara’da kazanılmış mevzilerden “bir hata” uğruna feragat etmemek için, Uludere sonrası yaşananları bekasına yönelik bir tehlike olarak gördüğü için, belki de Obama’ya yönelik komploların şifrelerini bile ânında çözen komplo avcısı danışmanlarının yanlış yönlendirmesiyle...
Ama İnsansız Hava Araçları Ahmetleri, Mehmetleri seçemedi, vurdu, bu insansız siyaset de kendisini seçen Ahmetleri, Mehmetleri kaybediyor.
İyi şeylerin habercisi Cumhurbaşkanı’nın bir Predator’a atlayıp ABD’den dönmesini beklemekten başka yapacak bir şey yok. En iyi ihtimal şimdilik bu görünüyor. Ama galiba o ıhlamur ağacının KCK’dan tutuklanmasından daha düşük bir ihtimal bu...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- “Kayıp İmam”ın izinde: Musa Sadr’ın 50 yıllık gizemi Libya’da çözülebilir mi?
2.09.2025 - Survivor entelektüel!
30.08.2025 - Son konuşan Korgeneral!
27.08.2025 - Mete Tunçay mı yanılmıştı?
23.08.2025 - Şam-SDG uzlaşmasının alternatifi var mı?
20.08.2025 - Fidan’a TikTokçu diyerek dış politika açığı kapanır mı?
18.08.2025 - Diyanet, devleti hedef alan faiz hutbesi irad edebilir mi?
16.08.2025 - Rojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar…
13.08.2025 - Üzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor
11.08.2025 - Mehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor?
9.08.2025
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Can Celli
Bulaçın istediği tektip anlayış uygun(kötüleşen) ekonomik ve siyasi koşullarda halka ıstırap verici ağır bir otoriter yapıya ve inanç faşizmine dönüşebilir.