Yusuf Kaplan
ABD, “serseri mayın” gibi... Nereye “toslayacağı” belli olmuyor...
AB, İngiltere’nin Brexit sürecini işletmesinden sonra, dağılma evresine girdi...
ABD’deki Trump yönetimi, sadece Türkiye’ye ekonomik savaş ilan etmekle kalmadı; AB ülkelerine, AB’nin patronu Almanya’ya da ekonomik savaş ilan etti.
Trump yönetimiyle Çin’in arası da iyi sayılmaz: ABD-Çin ilişkileri, fırtına öncesi sessizlik manzarası sergiliyor...
Çin’in neredeyse bütün küresel kritik sorunlarda “ben de varım” demeye başlaması, bunun göstergesi...
Önümüzdeki on yıl süresince, Çin’le ABD yönetimi arasında küre ölçeğinde, kritik bölgelerde ve sorun alanlarında yaşanacak gerilimlere ve çatışmalara sahne olacak dünya.
ABD’nin 1991’de yalan, sahte gerekçelerle Irak’ı işgal etmesi, bir daha işgal etmesi, “vekâlet savaşları”nı başlatması, DEAŞ’ı İsrail’in, İran’ın, PYD’nin önünü açacak şekilde tepe tepe kullanması, YPG-PKK’yı var gücüyle ikinci bir İsrail (=çıbanbaşı) olarak hazırlaması ve nihayet Suriye’yi girerek kaynar kazana çevirmesinden bu yana, Rusya, bölgeye derinlemesine yerleşti.
Rusya, yeniden küresel bir güç olma imkânı yakaladı ve bu imkânı sonuna kadar kullanacak...
Bu süreçte ABD ile zaman zaman karşı karşıya -veya burun buruna- gelecek...
ASIL HEDEFLERİ TÜRKİYE!
Ama daha büyük bir senaryo için temeller atılıyor sanki.
ABD ile Rusya, pek çok alanda, birlikte hareket etme kararı almış görünüyorlar: Karikatür gibi görünse de, ikinci bir Soğuk Savaş tezgâhlanıyor gibi...
ABD ile Rusya’nın pek çok alanda “danışıklı dövüş oynadıkları” anlaşılıyor...
ABD’nin de Rusya’nın da bu danışıklı dövüşe ihtiyacı var: ABD, Rusya ittifakıyla Çin’i dengelemek isteyecektir. Aynı zamanda AB’yi durduracak, küresel bir güç olmasını önlemeye çalışacaktır AB’nin.
Fakat senaryonun en tehlikeli, en belirsiz faslı, bizimle, Türkiye’yle ilgili: Günün sonunda, Türkiye, köşeye sıkıştırılabilir: Akdeniz’in sürreel, ürpertici bir şekilde ısınması, bütün güçlerin Doğu Akdeniz’e askerî yığınak yapması, hayra alâmet değil aslâ.
Türkiye’nin işgal edilmesinden, Kıbrıs’ın bir oldu-bittiye getirilip elimizden alınması tehlikesine kadar, pek çok konuda, azamî ölçüde müteyakkız olmak zorundayız.
Paranoya değil bunlar: 15 Temmuz girişimi, sadece bir darbe girişimi değildi; aynı zamanda Türkiye’yi işgal girişimiydi!
İlk büyük zaaf anımızda, özellikle Amerikalıların Türkiye’yi vuracaklarından hiç kuşku duymuyorum.
Burada gözardı ettiğimiz bir ayrıntı gibi gözüken ama önemli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: ABD deyince, ABD’ye her bakımdan hâkim olan Yahudi gücü’nü anlayacağız.
ABD’deki Yahudi gücünün hedefinde, orta ve uzun vadede, Türkiye var: Türkiye’nin karıştırılmasının, kaos senaryolarının hortlatılmasının, terörün patlatılmasının, 17-25 Aralık’ın, Gezi Kalkışması’nın, 15 Temmuz saldırısının ve son olarak ekonomik saldırının Türkiye’ye diz çöktürmeyi amaçladığını ve bütün bu saldırıların gerisindeki asıl görünmeyen gücün ABD’deki Yahudi gücü olduğunu görelim, artık.
NEDEN ASIL HEDEF TÜRKİYE!
Neden hedefte Türkiye var asıl?
Türkiye, küresel zorba emperyalist düzene meydan okuması ve bunun uzun vadede gerçeğe dönüşebileceği ihtimali bile emperyalistlerin Türkiye’yi hedef tahtasına yerleştirmeleri için yeterli!
Burada uyarıyorum: Türkiye, önümüzdeki süreçte kapitalist sistemin arkasındaki asıl gücün -Yahudi gücünün- daha fazla hedef tahtasına yatırılacak...
Çünkü Türkiye, medeniyet iddialarını açıkça dillendirdi; stratejik hedeflerini bütün bir medeniyet coğrafyasına yaydı. İşte bu, Yahudi gücünü çıldırttı, çıldırtmaya da devam ediyor.
O yüzden FETÖ’yü, PYD-PKK’yı, DEAŞ’ı ve diğer terör örgütlerini Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak ve Türkiye’ye diz çöktürmek için vahşî bir şekilde kullanmaktan çekinmiyor!
Küresel sistemin gerisindeki iki gücün de, yani Yahudilerin de, İngilizlerin de asıl hedefinde Türkiye var. Medeniyet iddialarını dillendiren, bölgesel ve küresel stratejisini “Türkiye, Türkiye’den daha fazla bir yerdir” diyerek açıkça ilan eden bir Türkiye!
Yeni Türkiye bu, aslında.
Bir asırdır, özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan itibaren Batılıların karakolu rolünü oynayan ama yaklaşık 10 yıldır kendi kaderini, kendi rotasını ve kendi yörüngesini kendisi belirleyen bir Türkiye bu!
İşte bu Türkiye, küresel sistemin sahibi Yahudilerin de İngilizlerin de çıkarlarına -şimdi olmasa bile- orta ve uzun vadede çomak sokacak, oyunlarını bozacak ve bölgemizin makus talihini yenecek hamleyi yapacak bir Türkiye!
İşte bu, küresel sistemin lordlarını, Yahudi gücünü ve İngilizleri çıldırtıyor!
Şu an Yahudi gücüne karşı İngilizlerle birlikte hareket ediyor muşuz gibi görünüyor ama son 5-6 yıldır yaşadığımız PKK dâhil terör hadiselerinin gerisinde İngilizlerin olduğunu düşünüyorum.
Yahudi gücüne karşı İngilizlerle iş tutmamız, akıllıca bir strateji. Ama şimdilik. Ve ayrıca İngilizlerle iş tutarken çok dikkatli olmamız gerekir. Çook!
Sağ gösterip sol vurabilir İngilizler!
TÜRKİYE, AYAĞINI YORGANINA GÖRE UZATMALI!
Peki, Türkiye ne yapmalı?
Öncelikle, ayağını yorganına göre uzatmalı.
Küresel sisteme meydan okuyacak ne entelektüel derinliğimiz, ne donanımlı entelektüel kadromuz, ne askerî, ekonomik, teknolojik ve stratejik gücümüz var.
Ayrıca ülke içinde toplum çürüyor, çözülüyor, sefih bir şekilde sekülerleşiyor, oportunizmin, konformizmin çukuruna yuvarlanıyor hızla...
Toplum, toplum olma vasıflarını yitiriyor...
Seküler kimlik, etnik kimlikler güçleniyor; zor zamanlarda bu toplumu dimdik ayakta tutacak, birbirine kenetleyecek, bütün zorluklara göğüs germesini sağlayabilecek yegâne gücümüz İslâmî kimlik ve duyarlıklar fenâ hâlde aşınıyor...
Henüz yeterince hazır değiliz.
Elbette dik duracağız. Elbette, tehditlere boyun eğmeyeceğiz. Ama basireti ve feraseti de aslâ elden bırakmayacağız.
Bu süreçte iki şeyi aynı anda yapamazsak, ilerde çok zorlanırız:
Birincisi şu: Eğitimde, kültürde, fikir ve sanatta hem toplumun İslâmî kimliğini, duyarlıklarını pekiştirecek hem de bize köklü bir medeniyet fikri sunacak öncü kuşaklar yetiştirecek köklü adımlar atmak zorundayız.
Topluma köklü ve güçlü bir İslâmî ruh kazandırmalıyız.
Ruhsuz toplum, toplum olma vasıflarını yitirir, kolaylıkla güdülür ve zor zamanda ülkeyi terketmekten çekinmez.
İkinci olarak, bilim, teknoloji, savunma sanayiinde hızlı ve büyük atılımlar gerçekleştirmeliyiz. Kendi savunma sanayimizi geliştirmeli; üreten, yüksek teknoloji geliştiren güçlü bir ekonomi inşa etmeliyiz.
Bu iki hayatî adımı eşgüdümlü ve birlikte atmak zorundayız. Yoksa geri teper bütün yaptığımız işler!
Vesselâm.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020