Yusuf Kaplan
Astana Süreci’nin İran’da yapılan son toplantısında alınan kararlar, İdlib’le ilgili gibi gözükse de, İdlib’le ilgili değildi bana kalırsa.
Önceki yazımda da dikkat çekmiştim: Sorun, İdlib meselesi değil, Türkiye’nin kuşatılmasıdır.
Türkiye, Astana Süreci’ne aktif olarak katılarak, bu kuşatmayı yarma mücadelesi veriyor...
KİLİT ÜLKE BİZİZ AMA ANAHTARLAR BİZİM ELİMİZDEKİ DEĞİL!
Önce şu noktanın altını özellikle çizmekte yarar var: Suriye sorunu, Suriye sorunundan çok daha büyük ölçekli bir sorundur.
Küresel sistem, Suriye üzerinden silbaştan yapılandırılmaya çalışılıyor.
Suriye sorunu, Büyük Ortadoğu Projesi’nin gelip düğümlendiği, çok sayıda kör noktası olan çok bilinmeyenli bir denkleme, karmaşık bir kördüğüme dönüştü.
Kördüğümün çözülmesinde kilit ülke biziz ama anahtarlar bizim elimizde değil!
Kör noktaları çözebilirsek, anahtarların neler olduğunu da görme imkânına kavuşabiliriz.
ABD-RUS İLİŞKİLERİNDEKİ “KÖR NOKTA”
Birinci kör nokta, ABD ile Rusya arasında Suriye konusunda nasıl -gizli- bir anlaşma yapıldığı sorunu.
Rusya, özellikle de ABD’nin organize ettiği 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminden sonra, Türkiye’nin eksen çoğaltma stratejisinin sonucu olarak kilit ülke Türkiye’yle derin ilişkiler kurdu.
Rusya, Türkiye ile kurduğu ilişkiler üzerinden temelde iki stratejik hedefi gerçekleştirmek istiyor:
Birincisi, yüzyıllardır hayalini gördüğü ama bir türlü gerçeğe dönüştüremediği sıcak denizlere açılma stratejisini gerçeğe dönüştürmeye çalışıyor. Türkiye’yle kurduğu derin stratejik ilişkiler, Rusya’nın bu asırlık stratejisinde mesafe kat etmesini kolaylaştırıyor.
Rusya, Türkiye olmadan böyle bir amacı hiç de kolay bir şekilde gerçekleştiremeyeceğini çok iyi biliyor.
O yüzden kendine özgü açık veya gizli gündemi olsa da, Türkiye’nin bu bağlamda ne kadar hayatî bir rolü olduğunun bilincinde ve büyük ölçüde de bunun bilinciyle hareket ediyor.
İkinci olarak da Türkiye’nin Batı ittifakından kopup kendisine mahkûm olması kaygısı güdüyor.
Türkiye, Rusya’nın bu kaygısının farkında ve o yüzden stratejik seçeneklerini olabildiği ölçüde çoğaltma çabası içinde.
İKİNCİ “KÖR NOKTA”: YPG-PKK MESELESİ
İkinci kör nokta, YPG-PKK meselesi.
ABD de, Rusya da, İran da YPG-PKK meselesinde Türkiye’yi sıkıştırma stratejisi izliyorlar ve bu konuda aynı stratejiyi benimsemiş durumdalar!
Şaşırtıcı mı?
Değil elbette!
TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİNDEKİ “KÖR NOKTA”
Üçüncü kör nokta, Türkiye-İran ilişkilerinin seyrüseferi...
İran, ABD’nin Irak işgalleri ve ardından Suriye’de yaşanan katliam üzerinden hem Akdeniz’e açılma hem de Arabistan Yarımadası’na enlemesine ve boylamasına yerleşme imkânına kavuştu.
İran, bunu, izlediği derin strateji ile başardı kısmen. Ama daha çok da, gerek Batılıların, gerek Rusların, gerekse Çinlilerin desteğiyle muvaffak oldu asıl!
Suriye sorununun en karmaşık ve anlaşılması ya da fark edilmesi en zor kör noktası, İran meselesi.
Batılılar, başından itibaren İslâm dünyasının geleceğinde İran’ın daha belirleyici bir rol oynaması için son çeyrek asırdan bu yana İran’ı hedef göstererek, mazlum konumuna sürükleyerek İran’ın önünü açıyorlar dolaylı ve sinsi yöntemlerle!
İran, Batılılar tarafından şeytanlaştırılmasına rağmen ve Türkiye Batı ittifakının belli başlı kurumlarının üyesi olduğu halde, 5+1 ülkeleri (küresel sistemin lordları) İran’la stratejik anlaşmalar imzalarken Türkiye’yi hedef tahtasına yatırmaktan çekinmiyorlar!
Batılıların İran’ın önünü açtıklarının en önemli göstergesi, İran Batılılar tarafından şeytanlaştırılmasına rağmen İran’ın bütün Arabistan Yarımadası’na yerleştirilmesi, Akdeniz’e açılacak kadar önünün açılmasıdır!
ABD ile Rusya arasındaki gizli gündemlerden biri de bu, belki de.
Tahran’daki Astana Zirvesi’nde İranlıların yaptıkları, zirveyi haber vermeden canlı yayınlama “şark kurnazlığı” da bunun cabası!
VE DEAŞ “KÖR NOKTA”SI
Özetle İdlib meselesinde iyice kördüğüm hâline alan yakıcı gerçek şu: ABD, Rusya, İran YPG-PKK’nın hareket alanını alabildiğine genişletiyorlar ortaklaşa olarak.
DEAŞ bu amaçla icat edilmişti; ama Türkiye tuzağı gördü ve o yüzden DEAŞ’a ölümcül darbeyi bizzat Türkiye vurdu: Tabii bu, bütün oyunları altüst etti.
Türkiye, İdlib meselesinde, izlediği sivillerin vurulmasını önleme stratejisinde başarıya ulaşırsa, bölgenin geleceğinde kilit role sahip olduğunu dünya âleme gösteren stratejik konumunu pekiştirmiş olacak.
Çok önemli bir kritik eşiği de aşma imkânına kavuşacak böylelikle...
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020