Ahmet ALTAN
İslam’ın ortaçağı
15.09.2012
5279
Kimlikleri, geçmişleri karanlık olan birkaç adamın çektiği ilkel bir film internette yayınlanınca kıyamet koptu, “kutsal değerlerinin hakarete uğradığını” iddia eden Müslüman gruplar Libya’da Amerikan Büyükelçisi’ni öldürdü, çeşitli ülkelerde kanlı gösteriler düzenledi.
Filmin kışkırtıcı olduğu yüzde yüz.
Ama Müslüman ahalinin çok çabuk kışkırtılabildiği de çok açık.
Milyonlarca Müslüman, iki üç adamın istediği zaman harekete geçirebildiği, inisiyatifi “kışkırtıcılara”teslim etmiş, her isteyenin istediği zaman sokağa dökebileceği bir kalabalık görüntüsü veriyor.
Bu tür kışkırtmaları belli bir olgunlukla karşılayamıyor, bunları yapanları küçümseyeceği yerde onlara büyük bir önem atfediyor.
Neden böyle davranıyor?
Neden her kışkırtıcı filmin veya karikatürün cevabını ancak “cinayetle” verebileceğine inanan bir öfkesi ve ezilmişlik kompleksi var?
Eğer Müslümanlar Hıristiyanlığı aşağılayan filmler yapsalar bunun cevabı büyük bir ihtimalle İspanya’da Sudan Elçisi’nin öldürülmesi, Almanya’da Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nin yakılması olmazdı.
Her yer kan gölüne dönmezdi.
Peki, niye arada böyle bir fark var?
Daha önce de birkaç kere yazmaya çalışmıştım, ben dinlerin de “yaşı” olduğuna inanıyorum.
Müslümanlık kaç yaşında?
1500’lü yaşlarında.
Peki, Hıristiyanlık 1500 yaşındayken Hıristiyanlar nasıl davranıyordu, eleştirileri ya da kışkırtmaları olgunlukla karşılıyorlar mıydı?
Hayır.
Hıristiyanlık 1500 yaşında Ortaçağ’ı yaşıyordu, meydanlarda adam yakıyordu.
Sanırım Müslümanlık da kendi “ortaçağından” geçiyor.
Tahammülsüzlük, kolay cinayet işleme, kızgınlığını hemen birilerini öldürerek gösterme, palayla kafa kesme, intikam alma, Ortaçağ’da yaşamanın göstergeleri.
Müslümanlık henüz kendi rönesansını ve reformunu yaşamadı.
Üstelik Hıristiyanların önünde, kendilerinden daha yaşlı ve daha gelişmiş bir dinin uygarlığı yoktu.
Kendilerini ezmiş, sömürmüş, öldürmüş, zenginleşmiş, güçlenmiş bir başka uygarlığın karşısında kendilerini böyle çaresiz hissetmiyorlardı.
Bugün Hıristiyan dünyası sadece silahı ve parasıyla değil, bilimi ve teknolojisiyle de Müslüman âleminin kendini “gelişmemiş” hissetmesine yol açıyor.
Kendi ortaçağının sıkıntıları, fakirliği, birikimsizliği, bir başka dinin ve uygarlığın gelişmişliğiyle karşılaştığında, Müslümanlar büyük bir öfke ve çaresizlik hissediyorlar.
Yarışamıyorlar.
Müslümanlık da bir gün bu takıntılardan, öldürme isteğinden, alınganlıktan kurtulacak, daha yaratıcı, daha kendine güvenli bir aşamaya geçecek.
Üstelik Hıristiyanların sahip olmadığı bir şansa da sahipler bu dönemde.
Çok gelişmiş bir teknolojiye ulaşan Hıristiyanlar, Müslümanların da içinde bulunduğu “gelişmiş”pazarlara muhtaçlar, yüz yıl öncesi gibi onları sömürüp fakir bırakmaya değil, Müslümanları gelişmiş müşteriler yapmaya uğraşıyorlar.
Müslümanların gelişmesinde, Müslümanların ve Hıristiyanların ortak çıkarı var.
Bu ortak çıkar, Müslümanların kendi ortaçağlarını daha kolay aşmalarına da yardımcı olacaktır sanıyorum.
Tabii, hem Müslümanlar, hem de kendilerini sürekli olarak tehdit altında hisseden Hıristiyanlar için bu dönemeçte Türkiye çok büyük bir önem kazanıyor.
Türkiye, uzun yıllar Hıristiyan ahaliye hükmetmiş, Avrupa’nın ortalarına kadar ulaşmış, Hıristiyanları yenmiş ve yönetmiş bir imparatorluğun mirasçısı olduğu için hem Batılı değerleri diğer Müslümanlardan daha iyi tanıyor, hem de kendini diğerleri kadar ezilmiş hissetmiyor.
Sanayi Devrimi’nden geçmemiş ama Sanayi Devrimi’nin yarattığı sosyal ve siyasal değerleri kavrayıp benimsemiş bir “münevver” tabakası hep olmuş, Hıristiyan dünyası Türkiye için “karanlık bir meçhul” değil, yüzyıllardır içli dışlı olduğu bir kültür.
Ayrıca hem Hilafet’in merkezi olmasının verdiği güvene, hem de çeşitli mezhepleri birarada barındıran bir yapıya sahip olduğu için belli bir olgunluğu da var, Bektaşi fıkralarının gülümseyerek karşılandığı bir kültürden geliyor.
Bu şartlara sahip başka bir ülke yok bildiğim kadarıyla.
Biz, geri ve yoksul kalmış, ezilmiş, varlığını öfkeli cinayetlerle kanıtlamaya çalışan, kendi ortaçağındaki Müslümanlarla, zenginleşmiş, gelişmiş ama şimdi büyük bir tehditle karşılaşmış Hıristiyan dünya arasında, o çok sevdiğimiz “köprü” rolünü oynayabilecek bir ülkeyiz.
Türkiye demokratikleşip zenginleştikçe, kendi refahı, gelişmişliği ve olgunluğuyla Müslüman dünyanın“ortaçağı”nı aşmasına yardımcı olabilecek bir rol modeli olabilir.
Türkiye, doğru istikamette ilerleyebilir, geçmişten kalan olgunluğuyla davranabilirse, sadece kendi geleceğini değil insanlık tarihini de bu kritik dönemeçte değiştirebilecek bir toplum olarak sahneye çıkabilir.
Yeter ki doğru istikamette ilerlesin.
[email protected]
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018