Ahmet ALTAN
Günlerdir sınavlardaki “şifreyi” konuşup duruyoruz.
Bilmediğimiz nice laf duyduk, algoritmalar, mod medyanlar, döngüsel bilmem neler.
İlk iddiadan itibaren her iddiayı eldeki kitapçıklara uyguladık, uzmanlara sorduk, Ali Nesin’e danıştık.
Hiçbiri tutmuyordu.
Sonunda Ali Nesin, kitapçıkları yeniden değerlendirip, ilk baktığında gözünden kaçan bir “şifre” buldu.
Radikal’in ilk gün “tek bir kitapçıkta” bulduğu şifre aslında bütün kitapçıklar için geçerliymiş.
Cevap şıklarından en büyüğünün sağ tarafındaki şık, “doğru” şıkmış.
40 sorudan 23’ünde bu şifre geçerli oluyormuş.
Bu şablonun bütün kitapçıklar için geçerli olduğunu bulduğu için Ali’ye “başlığı da sen at” dedim, o da bizim başlığı attı.
“Aptallığın daniskası.”
Ona göre bu hata o kadar aptalca ve beceriksizce yapılmış ki “kötü niyetli olma” ihtimali çok düşük.
Gene de ortada böyle bir hata varken kim bundan emin olabilir?
“Bu şablonu bilmeyen bir öğrenci sadece önündeki kağıda bakarak bunu keşfedemez” dedi.
Ama böyle bir “şablon” olduğu kendisine fısıldanan birileri varsa onlar büyük bir avantaj sağlamış oluyor.
Birileri önceden bazı öğrencilere bunu bildirmiş mi bildirmemiş mi bilemeyiz ama bu durum ciddi bir kuşku yaratıyor.
Ve, bu sınav şaibeli bir hale geliyor.
Biz, ilk baştan itibaren haksız bir kuşkuyla yüz binlerce çocuğun hayatının karartılmamasını istedik, daha önceki iddialar kanıtlanamıyordu, hiç birinin kanıtı bulunamadı, her seferinde de kanıtlanamadığını söyledik ama Ali’nin son bulduğu “şablon” tartışmaya yer bırakmıyor.
İster aptallıktan, ister beceriksizlikten, ister kötü niyetten olsun, karşımızdaki gerçek bu sınavı lekeliyor, bundan sonra kimse bu sınavın sonuçlarının hakkaniyetinden emin olamaz.
Bu sınavla ilgili hukuki ve idari soruşturmanın gerekleri yapılacak.
Yöneticilerin herhalde istifası gerekecek.
Siyaseten, AKP de bu beceriksizlikten kendisine düşen bedeli ödeyecek, belli ki bu işin başına yeterli bir ekip getirmemişler.
Ama tek sorun bu sınav değil.
Asıl sorun, bu devletin her şeyi denetim altında tutmak isteyen “kontrol manyağı” zihniyeti.
Eğitim sisteminin, öğrencilerin üniversitelere giriş yöntemlerinin ve YÖK anlayışının baştan aşağı değişmesi gerekiyor.
Dünyanın en iyi beş yüz üniversitesi arasına Türkiye’den iki üniversite sokamıyorsak zaten sistemi değiştirmek gerektiği açıkça ortaya çıkmıyor mu?
Neden, dünyanın en iyi üniversitelerine sahip ülkelerin sistemini almıyoruz biz de?
Bu sistemle çok iyi öğrenciler yetiştirdiğimizi mi düşünüyoruz?
Öyle bir şey düşünebilecek kimse olduğunu sanmıyorum.
Öyleyse bu sistemde neden direniyoruz?
Neden üniversiteleri özgürleştirmiyoruz?
Muhalefetteyken herkes YÖK’ten şikâyetçi, iktidara gelince şikâyetlerini unutuyorlar.
Türkiye, bugün 12 Eylül rejiminin getirdiği yapıyla yönetiliyor ve bu yapı her yanından su alıyor.
Eğitimi, adaleti, siyaseti dökülüyor.
Sistem baştan aşağı yanlış.
Yanlışlığında neredeyse herkes hemfikir ama kimse bütünlüklü bir değişim için hamle yapmıyor.
Devletin gölgesini halkın ve hayatın üstünden kaldırmak lazım.
Çünkü devletin elini uzattığı her yerde sorun çıkıyor ve devlet her yere elini uzatıyor.
Bu sistemi ters çevirip “ayaklarının üzerine oturtmalıyız”, devlet halkı değil, halk devleti denetlemeli.
Biz devletin denetiminden kendimizi kurtarıp, devleti denetime almadıkça bu ülkede skandal, rezalet, şaibe, güvensizlik bitmeyecek.
Hiçbir gerçek sorun çözülmeyecek.
Peki, sorun bu kadar açıkken neden kimse “ben bu sistemi baştan aşağı değiştireceğim” demiyor?
Artık bu sırrın şifresini çözmeliyiz.
Doğru cevap, “siyaset” şıkkının hemen yanındaki “menfaat” şıkkı olabilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018