Ahmet ALTAN
Kime sorsanız, “gerçeği öğrenmek istediğini” söyler.
Ama bizimki gibi dipten doruğa çürümüş bir yapıda “gerçekleri” taşımak o kadar kolay değil.
Sağlam omuz, sağlam yürek istiyor.
Sadece bugünkü gazetenin tepesindeki haberlerden kısa başlıkları söylediğimizde bile bunu anlamak mümkün.
Dün Trabzon’da, Avni Aker Stadyumu’nun güvenliğinden sorumlu biri şike iddialarıyla ilgili gözaltına alındı.
Bu adamın adı 2004’teki soruşturmalarda da geçiyor, konuşmaları polis dinlemelerine takılmış.
Ama işin asıl ilginç kısmı ne?
Bu adamın hem Sedat Peker’le ilişkisi var, hem de Trabzon Emniyet Müdür Yardımcısı’yla ortak güvenlik şirketi kurmuş.
Herkes bu ilişkileri biliyor ama kimse üstüne gitmiyor.
Dün Federasyon Başkanı’nın çok sıkıntılı bir sesle yaptığı açıklamayı dinledim.
“Savcı bize belge vermiyor” diyordu.
Niye vermiyor?
Çünkü Mehmet Baransu’nun haberine göre daha çok yeni kurulan bu federasyonun içindeki yöneticilerden biri de “savcının listesindeki şüphelilerin” arasında, savcı onun için bu federasyona bilgi vermiyor.
Fenerbahçe’nin başkanı hapiste.
Beşiktaş yöneticilerinden birinin ise “şike için para verirken” resmini çekip, şikeyi belgelemişler.
Trabzonspor’un başkanı poliste ifade veriyor.
Polis, yardımcısının da seyahatten dönmesini bekliyor.
Türkiye’nin en büyük kulüpleri bunlar...
Sadece bir takımın, iki takımın falan değil, neredeyse tümüyle futbolun kirlendiğini, mafyayla işbirliğine girdiğini gösteriyor bu tablo.
Futbol taraftarları için bu gerçekleri taşımak kolay mı?
Türkiye, çeşitli alanlardaki “dokunulmazların” doksan yıl boyunca hukuku ciddiye almadığı bir ülke oldu.
“Hukuk uygulanacak” dendiğinde bütün kurumlar sapır sapır dökülüyor.
Şu anda içerde kırktan fazla general var.
“Darbe sanıkları” bunlar.
Aralarında, “Hava Kuvvetleri Komutanı” olması beklenen bir orgeneral de bulunuyor.
Böyle bir ordu olabilir mi?
Yıllarca insanları sokak ortalarında, karakol bodrumlarında vurup öldüren JİTEM’in, “hükümetten ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan habersiz olarak Jandarma Komutanlığı tarafından kurulduğu” açıklanıyor resmen.
Genelkurmay’dan “habersiz” kurulan askerî bir kurum.
Böyle bir Genelkurmay olabilir mi?
Susurluk döneminde, çeşitli insanları öldürdüklerini bizzat “polisler” itiraf ediyor.
Sadece futbol, ordu, polis değil, “yardım etmek” inancının temelini oluşturan dindarların bazıları da, yolsuzluğa karıştığı iddiasıyla hapiste.
Dindar kesimin en önemli televizyonlarından birinin yöneticileri, yoksullara yardım için toplanan paraları zimmetlerine geçirmekten sanık.
Dindarlar için bu gerçeği taşımak kolay mı?
Şimdi hepimizin bir gerçeği anlaması gerekiyor.
Türkiye yeniden kuruluyor.
Bu yeni ülkenin temelinin sağlam olabilmesi için, “eski temelin” dibindeki çamurun kazınması gerekiyor.
Onun için her kuruma dokunuluyor.
Mafyanın izi her yandan siliniyor.
En dokunulmaz sanılanlar bile yargının pençesine düşüyor.
Temeldeki çamur o kadar büyük ki her kuruma bir şekilde bulaşmış, onun için her kurum bu temizlikten payını alıyor.
Bundan sonra bu ülkede hukukun dokunamayacağı kimse olmayacak.
Zaten artık “bana kimse dokunamaz” diye düşünebilen kimsenin kaldığını da sanmıyorum, bence en büyük kazancımız da bu, kendini dokunulmaz sananların zihnindeki “ben dokunulmazım, istediğim gibi suç işleyebilirim” inancı balta yemiş kütük gibi yarılıyor.
Bir futbol yöneticisinin, bir generalin, polisin, işadamının, gazetecinin bu yeni dönemde öyle eskisi gibi “güvenle” suç işlemesi hiç mümkün olmayacak.
Suç işleyen yakalanacağını bilecek.
Olağanüstü bir gelişme bu.
Ama bu gelişme yaşanırken, geçmişle ilgili gerçekleri görmek ve o gerçekleri taşımak da tahminlerden biraz daha zor olacak.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018