Ahmet TAŞGETİREN
Afganistan ya da Irak, Suriye, Libya, Tunus konularına nasıl bakıyoruz?
Amerika oynadı, yenildi, kaos üretti, aldı, sattı vs. Hep Amerika’nın başat rol oynadığı senaryolardan söz ediyoruz.
Operasyon yürütülen alanlar İslam ülkeleri. Daha islami jargonla söylersek “Ümmet coğrafyası”
Olan biteni “Amerika’nın yenilgisi” olarak okumak, tercih ettiğimiz ve bizi mutlu eden bir durum. Böyle yalın okumaları seviyoruz çünkü içimizde emperyalist dünya ile hesaplaşma birikimi var. 100 yıllık bir iç travmanın sürüp giden etkileri bunlar.
Aslında sorulması ve cevabının aranması gereken soru şu:
“100 önce yaşadıklarımızı neden yaşadık ve 100 yıl içinde başka toplumlar atılım yaparken biz, İslam dünyası neden toparlanamadık?”
Böyle bir cümleyi bu sütunlarda veya başka ortamlarda onlarca defa kurduğumu az - çok beni takip edenler bilirler. Bunların yanında Mehmet Akif’in aynı sancılarla mustarip olarak “Ağlamak faide verseydi babam kalkardı” mısraını kaydettiğimi de hatırlarlar. “Akif bugün yaşasaydı Afganistan için ne söylerdi?” sorusu aklımıza gelmiyor olabilir mi?
Amerika emperyalist bir devlet. Rusya, Çin, İngiltere de öyle. Almanya’yı, İtalya’yı, Hollanda’yı, Portekiz’i ve başkalarını da sayabilirsiniz emperyal hedefler koşusunda. Bunların kendi çıkarlarını öncelemeleri ve dünya cangılında kendi hedeflerine ulaşmak için her türlü şeytanlığı yapmaları gayet tabii. Savaş da çıkarır, insan da öldürür, toplumları birbirine de kırdırır, kardeşi kardeşe düşman da eder vs…
Biz, İslam toplumları ne yapıyoruz böyle bir dünyada? Bu soru tabii ki, “İslam dünyası” diye bir varlığı önemseyen, ciddiye alan ya da böyle bir varlığın oluşması gibi bir meselesi olanlar için anlamlıdır. İslam dünyasında “İslam”dan yola çıkacak her türlü tasavvuru dışlayanların benim soruma da dudak bükeceğini tahmin etmek zor değil?
Ben birçok şehrimizde “Ümmet nasıl ayağa kalkar? “ başlığı altında konferanslar verdim. Biliyorum ki “Ümmet” ile başlayan her türlü ortak proje arayışı da birçok insan için “uçuk değerlendirmeler” arasında görülecektir.
Ama şu Afganistan – Taliban denkleminde de açıkça görülüyor ki, her şey sanki Türkiye’deymiş gibi tartışılıyor. Taliban’dan yola çıkan “şeriat fobisi” çok açık biçimde Türkiye’de bir negatif bilinç zemini oluşturma hedefini dövüyor. Kadın hakları aynı şekilde…
İktidarın Taliban ile ilişki kurma ürküntüsünün arkasında da belli ki bu paralellerin oluşması endişesi var.
Bir İslam dünyası var, Türkiye o dünyanın bir parçası, bu ülkenin kahir ekseriyeti kendini “Müslüman” olarak tanımlıyor ve İslam dünyasında olan bitenlere duyarsız kalmıyor.
Şu sözlerim doğrudan ilahiyatçı, tarihçi, sosyolog, psikolog, temel bilimci her tür ilim adamı, hoca, şeyh, yazar, sade mümin vs… “islami camia” diye tanımladığımız alanlara yöneliktir: “Ümmet nasıl ayağa kalkar? “ sorusunun cevabına odaklanmanın zamanı geldi geçiyor.
Bunun cevabı “Amerika’yı ya da Batı’yı, Çin’i ya da Rusya’yı topraklarımızdan kovarsak ayağa kalkarız” şeklinde ise o zaman canımızı dişimize takıp kurtuluş savaşları vermeli şeklinde olabilir.
Ama eğer emperyalistleri topraklarımızdan kovduktan sonra bile, hatta emperyalistler ortada yokken bile zaaflarımız devam etmişse, ediyorsa, zaaflarımızı tedavi edecek yolları bulmakta aciz kalıyorsak, başka toplumlar tırmanırken bizler yeterli ve gerekli adımları atmamış isek, atmıyorsak durup kendimize yeniden, yeniden, yeniden bakmak, şeytan taşlamaktan evladır, derim.
Hep “birim insanın özgül ağırlığı” üzerinde durdum bugüne kadar. İster çağın gerektirdiği ilmi donanım açısından bakın, ister İslam’ın da aradığı “insanlık kalitesi” açısından bakın, “İslam toplumlarında birim insanın özgül ağırlığı nedir? “ sorusu hayati değer taşıyor.
Biz, İslam dünyasının en gelişmiş ülkesi olarak sayılabilecek olan Türkiye’de “birim insanın özgül ağırlığını artırabilmek” adına eğitim meselesini tartışmıyor muyuz? Mesela islami camia, dindar bir kadronun iktidarında “20 yıl içinde eğitimde başarılı olamadık” açıklamalarını nasıl değerlendirir?
Başarısızlığın gerekçesini ifade etmenin bir anlamı yok. 20 yıl geçti işte ve bugün iktidar gitmiş olsa, eğitimi başaramamış olarak gidecek, ötesi var mı?
Niye bir şekilde kapağı Batı ülkelerine atmak ister insanlarımız? Niye hukuk devleti olamayız? Niye insan haklarına riayet etmeyiz? Niye bir iktidar devrildiğinde emperyalist Amerika’nın bayrağını taşır yerliler? Niye Amerikan kargo uçağına binmek için birbirini çiğner Afgan halkı?
Kendimize bakmalıyız dostlar, başka çare yok. Küresel maratonda kilometrelerce fark atılmışsa, bu arayı nasıl kapatacağımıza bakmalıyız.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025