Ali BAYRAMOĞLU
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve görevlendirilmesi konusunda hükümete 1 yıl süreyle yetki verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi, dün mecliste kabul edildi.
Gerginlik ve riskler artıyor.
Önce düşürülen bir uçak, ardından Suriye topraklarından çıkan bir top mermisinin 5 kişinin ölümüne yol açması, buna yapılan misilleme ve tezkere?
Bu gelişmeler Türkiye-Suriye arasındaki gerginliğin sıcak çatışma eşiğine geldiğini gösteriyor.
Dün meclisten geçen tezkeredeki şu cümleler gayet açık:
'Müteaddit uyarılarımıza ve diplomatik girişimlerimize rağmen bu eylemler devam etmiştir. Ülkemiz topraklarına yönelik söz konusu saldırgan eylemler silahlı saldırı eşiğindedir. Bu durum, ulusal güvenliğimize ciddi tehdit ve riskler oluşturan bir aşamaya ulaşmıştır. Bu itibarla, ülkemize yönelebilecek ilave risk ve tehditlere karşı zamanında ve süratle hareket etmek ve gerekli tedbirleri almak ihtiyacı hasıl olmuştur?'
Suriye'yle çatışma bir şekliyle uzun süredir yaşanıyor.
Muhalif güçler kendilerine Türkiye'de destek ve koruma buluyorlar, bir kısmı Türkiye'de üsleniyor, buradan hareketle çatışmalara katılıyorlar. Suriye buna karşılık Türkiye'de el atabileceği tüm hassas noktalara yöneliyor. Hatay Nuseyrilerine yönelik hamleler, PKK'ya verilen destek bunların başında geliyor.
Türkiye'nin Ortadoğu'da tek gerginliği Suriye'yle değil.
Irak hükümetiyle, Maliki'yle yaşanan sorunlar da ortada.
Irak'ta gıyabında idam cezası kararı verilen Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi Türkiye'de, Türkiye'nin himayesinde yaşıyor. En nihayet önceki gün Irak, Saddam döneminde yapılan sınır ötesi hareket anlaşmalarını tanımadığını Türkiye'nin 16 yıldır sınırın içinde, Irak topraklarında tuttuğu askeri birliklerinin ülkeyi terk etmesini istedi.
Irak rejimiyle gerginlik dolaylı olarak İran'la yaşanan gerginliği de işaret ediyor. Suriye'yle yaşanan gerginliğin bir başka oyuncusu Rusya. Daha önceki gün BM Güvenlik Konseyi'nde Urfa'daki bombalamayı bir Suriye saldırısı olarak kınamayı reddediyordu Rusya.
PKK'nın bu koşullarda arttırdığı saldırılarını, bulduğu geniş hareket alanını, yeni müttefik imkanlarını bunlara eklemek gerek.
Sıkıntının büyük, çatışma alanının ve çatışılan aktörlerin birden çok olduğunu kim görmezden gelebilir.
Buna karşılık Avrupa ülkeleri bu gelişmeleri uzak açı mercekle izliyorlar. Askeri her tür girişime ve duruma karşı çıkıyorlar. ABD Başkanlık seçimleri bu ülkeyi Ortadoğu'ya ağırlık koymaktan uzak tutuyor. NATO ise Türkiye'yi desteklemek, Türkiye'ye yönelik saldırıyı kınamakla birlikte, muhtemelen, gerektiğinde 5. Maddeyi işletme fikrine açık olmayacak?
Sorun hem büyük, hem Türkiye ateşin biraz da tek başına tam ortasında?
Bu görüntüde meselenin, hükümetin sık altını çizdiği gibi, Suriye'deki zorbalığa ve zülme karşı çıkmaktan ibaret olmadığı açıktır.
Türkiye, ister baskın ve açık aktörü olsun ister olmasın ABD, Rusya, İran, İsrail gibi güçleri karşı karşıya getiren Batı-Doğu ve Sünni-Şii gerginliklerinin tam ortasında, hatta ön cephesinde bulunmaktaktadır.
Belki de bu noktaya doğru hızla itilmiştir?
Peki dış politika biraz da bu riskleri bilmek, onları taşınabilir halde tutmak ve yönetmek değil midir?
Mevcut Türk dış politikasının bu tür sonuçları, bu politikayla soruları ve şüpheleri doğal olarak arttırmaktadır.
Ortadoğu'da, demokrasi ve siyaset ikilisi üzerinden etkili ve nüfuz sahibi olmak iddiası önemlidir. Ancak bunun yöntemleri, sınırları, dengeleri de önemlidir. Zira Ortadoğu'da güç olma bedelinin çatışma, silah ve çamur olduğu da açıktır.
Umarız Türkiye'nin doğru politik hedeflerine göre, doğru ve pasifik araçlar üretmesi için çok geç değildir?
Ve temenni edelim savaş her biçimiyle ve her şekliyle bizden uzak dursun?
Kaynak: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/AliBayramoglu/calanlar-savas-tamtamlari-mi/34340
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025