Ali BAYRAMOĞLU
Ülkede iki farklı kamuoyu, iki farklı siyasi algı var...
Bir yanda siyasi gündemi 'siyasi iktidar ve yolsuzluk ilişkisi'ne indirgeyen bir algı...
Öte yanda olup biteni bir 'darbe ve iktidar kavgası'yla özdeşleştiren bir algı...
Bu iki algı arasında ne yazık ki hiç bir köprü yok.
Ortada ülkenin gidişatı ve siyasi iktidarla ilgili ya da AK Parti etrafında ortaya çıkan bir sorun var.
Algıları yöneten de bu sorun.
Sorun şu:
AK Parti ataerkil dil ve otoriter uygulamalarıyla son iki yılda 'özgürlükçülük' konusundaki moral üstünlüğünü yitirmeye yüz tuttu. Gezi olaylarıyla bu açıdan hızlı bir inişe geçti. Her ne kadar iktidar kavgası ve darbe boyutu önde ve çıplak olsa da 17 Aralık soruşturmaları AK Parti'nin bu kez 'ahlaki açı'dan bir yara almasına, bu konudaki moral üstünlüğünün sorgulanmasına yol açtı.
Her hangi bir siyasi iktidardan söz etmiyoruz.
Sözünü ettiğimiz bir modeldir.
AK Parti sadece toplumsal bir kesimin temsilcisi olarak değil, bir değişim ihtiyacı ve sürecinin ürünü ve bunun taşıyıcısı olarak Türk siyasi hayatına girdi. Büyük bir ittifak oluşturdu. Liberal-demokratik kesimlerin ön açıcılığıyla, muhafazakar kesimlerin mutlak desteğiyle, cemaatle ve cemaatlerle dayanışma içinde yol aldı.
Ve devlet alanının sivilleşmesinden özgürlükler sahasının genişlemesine kadar Türkiye'nin son 10 yıllık değişimini taşıyan, reformlarını gerçekleştiren, istikrarını sağlayan bir siyasi parti oldu.
Bugün bu siyasi partinin karşı karşıya kaldığı durum, yaşadığı 'iniş' doğal olarak sadece kendisi açısından değil tüm ülke açısından sarsıcıdır.
Nitekim, (aylar önce yazmıştım), ilk sonuç üçlü bir ittifakın çöküşü şeklinde karşımıza çıktı. Bir yandan 7 Şubat 2012 MİT meselesiyle cemaat ile AK Parti arasındaki bağlar koptu. Öte yandan iktidarın sahşileşmesi, kimlik politikalarının devreye girmesi, otoriterleşme tartışmalarıyla başlayan bir başka kopuş, liberal-demokrat kesimler ile siyasi iktidar arasına ciddi bir mesafe koydu.
17 Aralık soruşturmaları ise bu kopuşu tam tescilledi.
İki ayrı 'Türkiye siyaseti ' algısı da bu tescille beslendi.
Liberal kesimin önemli bir kısmı yolsuzluk meselesini kendi tutumunun doğrulaması olarak gördü. AK Parti'ye karşı tereddütlü muhalefeti bir yana itip, 'yolsuzluklar ve otoriterleşme' bağını Türkiye gündeminin tek unsuru haline getirerek aktif bir muhalefete geçti. Bu algı ülkenin uluslararası imajını da beslemeye başladı.
Bu bir Türkiye gerçeği, şüphe yok.
Ancak bir açıdan bakıldığında yolsuzluk soruşturmasının arkasında Türkiye tarihinin görmediği türde bir çatışma zuhur ediyor.
Yargının önemli ölçüde informel bir grubun, cemaatin eline geçmesi, bu grubun organize bir davranış içinde siyasi iktidarı adli hamlelerle sarsmaya, devirmeye çalışması, bunun içi boş ya da dolu yolsuzluk dosyalarının arkasına saklaması, iktidar ve çevresi tarafından bunun (doğru ya değil) 'büyük ve dış ayakları olan bir komplo' olarak algılanması başka çıplak bir Türkiye gerçeğidir.
Evet iki algı değil, iki gerçeklik...
AK Parti'nin özgürlükler zemininden kayması, otoriter ve ataerkil istikamet ne denli önemli bir sorunsa, devletin her kritik noktasında cemaat denilen otonom bir yapının 20-25 yıllık bir 'yatırım' sonucu öne çıkması, bu yapının siyaseti darbe üzerinden yürütmesi, bu çerçevede Türk yargı sisteminin, dolayısıyla demokrasinin adeta çökmesi, eski rejimin dinamiklerine davet hali o denli önemli bir sorundur.
Bu görmezden gelinecek bir durum değildir.
Geçiştirilecek, tek kalemle açıklanabilecek bir gündem değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025