Ali BAYRAMOĞLU
2011 26 Ocak ayı günü Starzburg'ta yeşeren bir fikrin sonuçları dün ortaya çıktı.
Bir akşam sohbeti sırasında gazetecilerin arka arkaya soruları, Sedat Ergin'in "AİHM Türkiye'yi 4 başlıkta mahkum etti. Doğrudan idarenin tasarruf alanıyla ilgili konularda Devlet Denetleme Kurulu'nun yetkisi var. Bir de kamu görevlilerinin delillerin yargıya ulaşmasını önlemek için seferber oldukları anlaşılıyor. Bir soruşturma talimatı vermez misiniz" sözleri ve bizlerin ısrarları üzerine, Cumhurbaşkanı Gül şöyle demişti:
"Gidince konuşacağım. Eğer Devlet Denetleme Kurulu'nun yapabileceği bir şey olursa, hiç tereddütüm olmaz..."
Gül 28 Ocak tarihinde Devlet Denetleme Kurulu'na konuyu inceleme talimatı vermişti.
Ve dün o rapor tamamlandı...
650 sayfalık raporun, 30 sayfalık sonuç bölümü, kimi yerleri karartılarak basına verildi.
Bu 30 sayfalık bölüm bile devletin ilgili kurumlarını, savcılığı "sil baştan" yapmaya davet ediyor, buna zemin hazırlıyor, Dink tarafının yıllardır tekrar ettiği aksaklık ve sorumlulukları teyit ediyor.
Bu özette ilk bakışta göze çarpar dört nokta var.
1.Hrant Dink'in yaşam hakkının korunmasında kamunun kusuru ve sorumluluğu bulunmaktadır.
2.Memurların soruşturulmasına dair yasalar, örtülü bir dokunulmazlık mekanizmasına çevrilmiş, böylece mahkemenin delillere ulaşma kapasitesi sınırlandırılmıştır.
3.Cinayette ihmali olan kamu görevlileri ilk derece mahkemelerde yargılanmalıydı.
4.Dink davası ayrı dava parçalara bölünerek bütünselliği kaybedilmiş bir davadır, bu da verilen hükmü yönlendiren bir durum olmuştur...
Gerçek tüm çıplaklığıyla resmedilmiş...
Kutlu Savaş'ın Başbakanlık Denetleme Kurulu'nun Susurluk raporu ne tür işlev oynadıysa, bu raporun da Dink olayı açısından benzer rol oynayacağına hiç şüphem yok...
Sonuç bölümünde şu vurgular bu kanaate ulaşmak için yeter de artar bile:
"Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun uygulamasında öteden beri var olan temel algılama hatası, Hrant Dink'in olayında kamu görevlilerince işlendiği iddia edilen fiillerin soruşturulmasında/kovuşturulmasında da kendini göstermiştir..."
"Hrant Dink'in öldürülmesi akabinde kamu görevlileri hakkında yürütülen idari soruşturma ve incelemeler bütünsellik içerisinde yapılmamıştır... Dink'in ötekileştirilerek hedef haline getirildiği ve tehdit edildiği süreçlerden başlayarak olayın bir bütünlük içerisinde incelenmesi gerekirdi.
Devlet Denetleme Kurulu heyeti diyor ki,
Hrant Dink'in öldürülmesi ile ilgili olarak oluşan esas fiil kapsamında,
- Kamu görevlilerinin ihmal ve hatalarının da adli yargı organlarınca öncelikle Türk Ceza Kanunun 37, 38, 39 ve 83. Maddeleri uyarınca soruşturulması,
- Kamu görevlilerinin cinayetten önce ve sonra ortaya çıkan görevi kötüye kullanma ve ihmal gibi görülen bazı fiillerinin esas niteliğinin, mutlaka ana suç kapsamında adli soruşturma ve bilhassa yargılama safhasında belirginleştirilmesi,
- Aynı şekilde, başlatılan idari soruşturma süreçlerine rağmen herhangi bir sınırlama olmaksızın görevi kötüye kullanma ve ihmal gibi görülen fiillere ilişkin delillerin Savcılıkça toplanması gerekirdi.
Böyle yapılmaması nedeniyle, bir bakıma adli yargı yerinde görülmüş olan ana davada ilgili mahkemenin delillere ve gerçeğe ulaşma kapasitesi sınırlandırılmıştır..."
"Gerek olayın gerçekleşmesi öncesinde gerekse olayın gerçekleşmesi sonrasında varlığına ilişkin kuvvetli şüphe bulunan kamu görevlilerinin bazı ihmal ve diğer nitelikteki fiillerinin doğrudan adli yargı yerlerince ana cinayet davası kapsamında soruşturulmasının ve yargılanmasının zorunluydu.
Ne olacak şimdi?
Yanıt belli "sil baştan"...
Bu noktadan sonra, Yargıtay'ın kararını izleyen dönemde sil baştan zorunluluğu Türk demokrasinin gerçek ve açık sınavlarından birisi olacaktır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025