Ali BAYRAMOĞLU
Hukuka ve demokrasiye aykırı olan, bu ülke için bile çarpıcı uygulamalar ilk yapılışlarında biraz tepkiyle karşılanıyor, ikincisinde gürültü azalıyor, üçüncüsünde yok olup gidiyor.
Baskıya alışıyoruz, bu, iyi bir şey değil. Kişinin özgürlüğünden taviz vermesi kişiliğinden verdiği tavizdir. Kişilerin özgürlükleri bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır, bir kaç halka koparsa zincir dağılır. Demokrasi siyaset ya siyasi tutum bunun farkında olan siyasettir.
Keyfiliğe, hukuksuzluğa alışmak, direnci ve kişiliği yok ettiği oranda, zorbalığın meşrulaşmasının kapısını açar, demokrasi ve gelecek için ölümcül sonuçlar üretir. Nitekim çok yerde açmış ve üretmiştir. Geçici sanılan zorbalık dönemleri böylece kökleşmiş ve kalıcı hale gelmiştir.
Türkiye’deki siyasi tepkisizlik bu bakımdan zaman zaman endişe veriyor. Şüphe yok, ülkede içten içe büyüyen bir itiraz hali var, ama sesler seçimlerden seçimlere duyuluyor. Sandık molaları arasında, sistemin parçaları keyfilik ve hukuksuzluğa adeta tümüyle duyarsız ve bu konuda hareketsiz. Yargı, siyasi partiler, özerk kurumlar, iş dünyası, sivil örgütler, basın buna örnek. Pek çoğunun faaliyeti, olan biteni doğrulamakla, olmadı uyum sağlamakla veya kendi varoluş alanını korumakla sınırlı.
O zaman kamuoyu açısından durum farklı olmuyor.
Hukuka ve demokrasiye aykırı olan, bu ülke için bile çarpıcı uygulamalar ilk yapılışlarında biraz tepkiyle karşılanıyor, ikincisinde gürültü azalıyor, üçüncüsünde yok olup gidiyor.
Geçen hafta Şanlıurfa’nın Suruç ile Mardin’in Savur, Derik ve Mazıdağı ilçelerinde HDP’li belediye başkanları görevlerinden alındı, yerlerine kaymakamlar kayyum olarak atandı. Bu atamalara birlikte HDP’nin kayyum atanan belediye sayısı 24’e yükseldi. Haber, basında bir kaç satırla olarak yer aldı.
İki gün önce Bağlar Belediyesi’nin seçilmiş, HDP’li 6 meclis üyesinin yerine, kentteki farklı kurumlarda çalışan memurlar kayyım olarak atandı. Haber kendisine bir kaç internet sitesinde ancak yer buldu.
Türk demokrasisi daha önce yaşamadığı bir şeye tanık oluyor. Yerel seçimlerin üzerinde 6 ay henüz geçti. Ülkede toplam oyların yüzde 10’nu almış, TBMM’nin üçüncü büyük siyasi partisinin kazandığı belediyeler teker teker ve adeta sistematik bir biçimde elinde alınıyor.
Ülkede hakim zihniyet için bu gelişmeler sadece Kürtleri ilgilendiren ve hikmet-i hükümetle ilgili bir durum.
Nitekim, buna kapıyı açan kanuni yöntem de çok kişiyi ilgilendirmemişti.
Olağanüstü hal döneminde, Anayasa’nın 127. Maddesi hilafına, 674 sayılı kararnameyle İçişleri Bakanlığı’na seçilmiş belediye başkanı ve meclis üyelerini görevden alarak yerine kamu görevlisi atama yetkisi verilmişti. Böylece görevden alınan seçilmiş kişinin yerine bir başka seçilmişin gelme zorunluluğu ortadan kalkmış, kimi bölgelerde siyasi alanı “devletleştirme”, hukuk devleti dışına itme, hikmet-i hükümetle ele alma işlemi icat edilmiş, olağanüstü hal hukuku kendisinden sonraki dönemlere taşınarak genelleştirilmişti.
Bu durum sadece Kürtleri mi veya HDP’yi mi ilgilendiriyor dersiniz?
Seçmen iradesini yok sayan bu tutum, aslında, Kürt meselesi gibi, herkesi ilgilendirir, zira temsili demokrasi zemininin görülmemiş oranda tahrip olmasına işaret eder.
Ama Türkiye buna alışılıyor.
HDP’li belediye başkanlarını görevden uzaklaştırma, yerlerine kayyum atama uygulaması HDP’de “sine-i millet” tartışmasını gündeme getirdi. Belli ki, demokratik ve siyasi hayata ilişkin bu tartışma da basını, çoğunluğu, diğer siyasi partileri ilgilendirmedi.
Demokrasinin temsili ilkelerinde ilk ciddi sarsıntıları AK Parti Genel Başkanı’nın kendi partisinden seçilen belediye başkanlarını, oyları onların değil kendisinin aldığı varsayımıyla, istifa etmeye zorlamasıyla yaşamıştı.
Bu konuda da infial sınırlıydı.
Alışıyoruz, doğal kabul ediyoruz.
Foucault’nun yıllar önce söylediği ve benim yazılarımda sık alıntıladığım gibi. “Kimilerine göre, toplumun ya da bir topluluğun çıkarları gerektirdiğini düşünülüyorsa, hiç bir ölüm, cinayet, mağduriyet, haksızlık, gayrimeşruluk önem taşımaz, hak ve özgürlüğe dair ilkelerin anlamı olmaz...”
Bizde, bu günlerde, sadece kimileri değil, sanki çoğunluk böyle düşünüyor, rejim bunu şiar ediniyor.
Bırakın politikayı, demokrasiyi, insani açıdan, vicdani olarak bile bu, utanç verici bir haldir.
Foucault sözlerinin devamı şöyle getiriyor: “Bu düşüncenin sahibi, ister siyasetçi, ister tarihçi, ister devrimci, ister cemaatçi, ister milliyetçi olsun, ister şu ya da bu haklı davanın yandaşı olsun, ahlaken özünde faydacıdır, strateji denilen algı hastalığının esiridir... Benim ahlakım bunun tersidir. Hayata bakışım, tek tek ve her özgürlük arayışına saygılı, insani, hukuki, evrensel değerleri tahrip eden her iktidara karşı tavizsiz olma üzerine kuruludur. Bu, basit, ama zor bir tercihtir.
Ama demokratik tercih budur.”
Erdem, mesafeli bakışı, vicdan ve insan hakkını iç içe soktuğunuz zaman oluşur. Baskı, taciz, tehdit karşısında düştüğü durumu, başkaları için üretmemek, keskin inançlardan, siyasi pozisyon ve hayat tarzı hükümlerinden uzak durmayı bilmek, erdemdir.
Alışmayın.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025