Ali Tarakçı
Koronadan korkuyorsunuz. Öldürüyor diye… 1 Ocak ve 19 Haziran tarihleri arasında koronadan ölen insan sayısı yaklaşık 450 bin. Sıtmadan ölen insan sayısı ise 460 bin. Korona ile aynı sayı… Sıtma dünyayı korkutmuyor, insanları evine kapatmıyor.
Dünyada 171 günde bulaşıcı hastalıktan ölen insan sayısı 6 milyon 82 bin. HİV/AİDS’ten ölen insan sayısı 788 bin. Sigaradan ölen insan sayısı 2 milyon 342 bin.
Ölüm oranlarına bakınca dünya devletleri panik halinde değil, ekonomiler batmıyor, kimse sokağa çıkmaktan korkmuyor. Evet, 171 günde salgın hastalıklardan ölen insan sayısı 6 milyon 82 bin. Dünyada günde 35 bin 567 kişi ölmüş.
Ve en önemlisi dünyada 27 milyon 555 bin insan ölmüş. Her gün 161 bin 140 kişi ölmüş.
Enseyi karartmayın… Dert etmeyin… Zaten öleceksiniz…
Trafik kazalarında 170 günde ölen insan sayısı 632 bin 500, koronadan daha fazla. Arabaya, toplu taşıma araçlarına mı binmiyorsunuz, günde 3 bin 699 kişi trafikte ölüyor diye…
Dünya altı aydır korona ile yattı, korona ile kalktı. Dünya metropollerinde korona yoktu. Türkiye’ye gelmemişti… Kim takardı koronayı…
***
İtalya kırılıyordu, Fransa tutuşuyordu, Almanya korkuyordu, İspanya içine kapanmıştı…
Ölüm Avrupa’da 7’den 70’e herkesi korkutarak dolaşıyordu.
Türkiye ise hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.
***
Dünyanın tüm ülkeleri ile uçuşlar serbestti, düşünün koronanın merkezi Çin ile bile serbestti. İran’da korana vakalarına rastlanırken, Türkiye’de yoktu; ancak umre ziyaretleri tıkırında gidiyordu.
***
Çin’de ilk ortaya çıktığında dünya ile beraber Türkiye’de seyretmişti, Avrupa’da ortaya çıktığında ise Türkiye yine seyretmişti. Çünkü korona Türk genini görünce kaçıyordu.
İlk vaka 10 Mart tarihinde açıklandıktan tam 9 gün sonra iki vatandaşımızı kaybetmiş ve toplam 191 vatandaşımızda korona tespiti yapılmıştı.
17 ve 18 Mart tarihlerinde devlet, iki vatandaşını peş peşe kaybedince, ilk vakanın 10 Mart tarihinde değil, şubat ayının son günlerinde Türkiye’de ortaya çıktığı ancak tespit edilemediği anlaşılıyordu.
***
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde sağlık sistemi çökerken, Türkiye’de sağlık sistemi çökmemişti. Devletin yayınladığı rakamlar üzerinde bakınca oldukça başarılı bir mücadele yürütmüştü. Devletin rakamları öyle söylüyordu. Koskoca devletten daha mı iyi bilecekti, fani insanlar…
Kazın ayağı ise dedikleri gibi değildi
Korana ile başarılı mücadele yürüten devlet, 19 Mart tarihinde 65 yaşı üstü vatandaşlara ücretsiz maske ve kolonya dağıtılacağını ve ekonomiye de 100 milyarlık destek müjdesi vermişti.
Dünyanın her yerinde hikmetin sual olunmaz devletleri gibi Türkiye devleti de, vatandaşlarına tam 19 maddelik müjde paketi açıklamıştı.
Ve burası çok önemliydi. İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranı yüzde 18’den 1 indirilecekti.
Türkiye devletini yönetenler uçuşların devam edeceğini düşünmüşler ve havayolu şirketlerinin çökmemesi için önlem almışlardı.
19 maddelik 100 milyarlık destek paketinde yine çok önemli bir madde daha vardı.
500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktar yüzde 80’den 90’a çıkarılacak ve asgari peşinat yüzde 10’a düşürülecekti.
Emeklilerin bayram ikramiyesi nisan ayı başında ödenecekti. Emeklilerin maaş promosyon ödemeleri şubelere gitmeden doğrudan hesaplarına yatırılacaktı.
Yani Türkiye devleti salgına karşı önlemlerini almıştı. Nedense, eleştiri hastalığına tutulmuş olan; vatan hainleri, devlet düşmanları sürekli eleştiriyorlardı.
***
Devleti yönetenler bilim adamlarının ve muhalefetin evde tut kampanyasını uygulasa, dört hafta boyunca insanlar sokağa çıkarılmasa ve ihtiyaçları karşılansa, anlamsız müjdeler verilmese en az 1300 insanımızı yitirmeyecek ve ekonomik kayıp bugünden farklı olmayacaktı.
Devleti yönetenlerin uygulamalarını, önlemlerini ölümlü insanların anlaması mümkün değildi. Çünkü yönetenler kutsanmış insanlardı ve onların kararları tartışılamazdı.
Gelelim asıl konuya…
Bugün dünyada korona vaka sayısı 8 milyon 340, iyileşen hasta sayısı 4 milyon 360, ölüm oranı ise 450 bini geçti. Türkiye’de vaka sayısı 115 bin 245, iyileşen hasta sayısı 157 bin 516, ölen insan sayısı ise 4 bin 905.
Dünyanın en gelişmiş ülkelerine göre rakamlar çok iyiydi. Yılda 430 bin civarında insanın öldüğü Türkiye’de koronadan ölenler ölüm oranlarının yüzde 1,2’si bile değil.
Dünyada ve Türkiye’de ölen insan sayısı neyi ifade ediyor?
Devletler vaka sayılarından ve ölüm oranlarından dolayı bir şaşkınlık mı yaşıyorlar? Yanıtım hayır.
Ölüm oranları ve vakalardan dolayı kimse şaşkın değil. Ölüm oranları korkutucu değil. Sakın “ne diyor bu?” demeyin. Sizlerle rakamlar paylaşacağım. O zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Devlet yöneticilerinin salgından korkuları, sağlık sisteminin ve salgın ile ilgili ilaç ve aşı arayışları uzadıkça ekonominin çökme riski kaygılarıydı.
Bu kaygıları dünyanın her yerinde görmek mümkündür. Güçlü olan ülkeler ekonomik durumu aşacak birikime sahip iken, gelişmekte olan ülkelerin çökme riski dünya finans sistemini alt üst edebileceği gerçeği gelişmiş ülkeleri de kaygıya itti.
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.
Dünya nüfusu 7 milyar 792 bin 490 bin. 1 Ocak tarihinden itibaren dünyada doğanların sayısı 65 milyon 633 bin. Ölenlerin sayısı 27 milyon 555 bin.
Bu satırları yazarken 11 dakikada dünya nüfusu 2 bin, doğanların sayısı 3 bin 400, ölenlerin sayısı da 1 bin 700 kişi arttı.
Dünyada kamusal sağlık harcamalarına 322 milyar dolar, kamusal eğitim harcamaları için 223 milyar dolar harcanırken, silah harcamaları için 100 milyar dolar harcandı.
***
Dünyada aç insan sayısı 844 milyon, aşırı kilolu insan sayısı 1 milyar 695 milyon.
Bu yıl bulaşıcı hastalıktan ölen insan sayısı 6 milyon 82 bin… Koronadan ölen insan sayısı ise 450 bin. Yani yüzde 8’i bile değil. Dedik ya… Devletleri yönetenlerin kaygıları ölüm oranları değil… Yeni bir virüs, bilinmiyor, aşısı ve ilacı yok. Devletleri yönetenlerin dertleri sağlık sistemi ve ekonomi çökmesin. Çökerse bir daha seçilemezler… Asıl mesele bu…
***
Bu yıl dünyada 5 yaşın altında ölen çocuk sayısı 3 milyon 561 bin.
HİV/AİDS’İN sebep olduğu ölen insan sayısı 788 bin.
Kanserden ölen insan sayısı 3 milyon 848 bin.
Sıtmadan ölen insan sayısı 460 bin.
Sigaranın sebep olduğu insan sayısı 2 milyon 342 bin.
Alkolün sebep olduğu insan sayısı 1 milyon 171 bin.
Trafik kazalarından ölen insan 632 bin 500.
***
Koronadan korkuyorsunuz. Öldürüyor diye… 1 Ocak ve 19 Haziran tarihleri arasında koronadan ölen insan sayısı yaklaşık 450 bin. Sıtmadan ölen insan sayısı ise 460 bin. Koronadan daha fazla sayı… Sıtma dünyayı korkutmuyor, insanları evine kapatmıyor.
***
Dünya da 171 günde bulaşıcı hastalıktan ölen insan sayısı 6 milyon 82 bin. HİV/AİDS’ten ölen insan sayısı 788 bin. Sigaradan ölen insan sayısı 2 milyon 342 bin.
Ölüm oranlarına bakınca dünya devletleri panik halinde değil, ekonomiler batmıyor, kimse sokağa çıkmaktan korkmuyor. Evet, 171 günde salgın hastalıklardan ölen insan sayısı 6 milyon 82 bin. Dünyada günde 35 bin 567 kişi ölmüş.
Ve en önemlisi dünyada 27 milyon 555 bin, günde 161 bin 140 insan ölmüş.
Dünya da trafik kazalarında 170 günde ölen insan sayısı 632 bin 500, koronadan daha fazla. Arabaya, toplu taşıma araçlarına mı binmiyorsunuz, günde 3 bin 699 kişi trafikte ölüyor diye…
***
Enseyi karartmayın… Dert etmeyin… Zaten öleceksiniz… Korona öldürmezse, sigara; sigara öldürmezse alkol; alkol kullanmıyorum diyorsanız trafik; hiçbiri olmazsa bir salgın hastalık, o da olmazsa kanser… Beyler altı ayda sıtmadan koronadan daha fazla insan ölmüş… Neyin hesabını yapıyorsunuz?
Son söz: Dünyada aç insan sayısı 844 milyon, aşırı kilolu insan sayısı 1 milyar 695 milyon. Aşırı kilolu insanlar sadece az yeseler dünya da açlık kalmıyor… Kafayı koronaya değil bunlara takın…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.02.2020
5.01.2020
26.10.2020
11.10.2020
11.10.2020
20.07.2020
22.06.2020
1.06.2020
1.06.2020
1.06.2020