Ali Tarakçı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kamuoyuna yapılan açıklamada, İstanbul'da Mart-Nisan 2019’da ölen insan sayısının 12 bin 745, Mart-Nisan 2020’de ise ölenlerin ise 16 bin 345 ve arada ki fark 3 bin 600 olduğunu duyurdu.
***
Türkiye'nin tamamında, Mart-Nisan 2020’de Sağlık Bakanlığı'nın kamuoyuna açıkladığı koronavirüsten dolayı ölen insan sayısının ise, 3 bin 258 olduğu kamuoyuna duyuruldu.
***
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, 2019 Ocak ile 20 Nisan arasında Türkiye genelinde 152 bin 289; 2020 Ocak-20 Nisan tarihleri arasında ise 153 bin 766 insanın öldüğünü açıklayarak ölüm oranlarında bir artış olmadığını, hatta düşüş yaşandığını söyledi. Geçen yılın dört ayına göre Türkiye genelinde 1 bin 577 fazla ölüm gerçekleşmişti.
***
Türkiye'de sadece iki ay içersinde yalnızca koronavirüsten ölen insan sayısı 3 bin 258.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı açıklamada ise sadece İstanbul'da iki ay içersinde ölen insan sayısı 3 bin 600.
***
Bakan Koca diyor ki, her yıl ölümler yüzde 2,89 artıyor. Son dört ayda geçmiş dört ayın ölüm oranlarına göre ölüm oranı 156 bin 684 olması gerekirken, 153 bin 766 gerçekleşmiş. Yani ölüm oranları düşmüş.
Yine 2019 ile 2020 yılarının son dört ayı karşılaştırıldığında, bin 577 ölüm oranında artış var.
***
Ve açıklanan tüm resmi rakamları neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Daha az ölüm olsun, daha az vaka olsun, ülkemiz tüm dünyadan daha iyi mücadele etsin. Bu belayı def edelim.
Ancak açıklanan çelişkili rakamları da tartışalım. Neden topluma yanlış bilgiler verildiğini de sorgulayalım.
Aklı başında olan, okuma yazma bilen, matematikteki dört işlemi bilen herkese soralım, bu işin uzmanlarına da soralım;
Neden rakamlar çelişkili?
İktidar ve muhalefet yer değiştirin...
Şimdi bunları yazıyoruz diye küfür, hakaret, "ülkeni sevmiyorsun, devlet düşmanısın, hainsin, devlete güvenmiyor musun, insanların ölmesini mi istiyorsun?" diye dört bir taraftan saldırıya geçiliyor.
Hamaset yapmak, açıklanan resmi rakamları doğru kabul etmek ve onun üzerinden politika ve propaganda yapmak işimiz değil.
İktidarda kimin olduğunun da önemi yok. Devleti yönetenlerin verdiği rakamlar tartışılır, doğru olup olmadığı sorgulanır, sorgulanmalıdır.
***
Bir şeyi daha hatırlatalım. İktidarda AK Parti değil de bir başka parti olsaydı, aynı rakamları açıklasaydı, yine aynı soruları sorardım.
İnanın bugün iktidarı, sorgulamadan ölümüne savunan insanların, iktidarda AK Parti olmasaydı başka bir parti olsaydı yapacakları eleştiriler, bugün muhalefette olanlardan daha sert olurdu.
Yine bugün iktidarı eleştiren kimi muhalifler ise iktidarda kendileri olsalar aynı eleştirileri yapmaz, iktidar yandaşlarının yaptıklarını yaparlardı.
Küresel bir mücadele yürütülmeli
Ülkemiz ve dünyada salgın belasının yenilmesi isteniyorsa, korkunun üstesinden gelinerek normal bir hayata dönülmesi isteniyorsa yapılması gereken çok açıktır: Küresel bir mücadele.
Dünyanın her yerinde test sayısı artırılmalıdır.
Türkiye'de her gün 5 milyon insana test yapılabilmeli, her 15 günde bir tekrarlanmalı, test sonucu pozitif çıkan insanlar derhal karantinaya alınmalı ve resmen birebir mücadele yürütülmelidir.
Sadece ülkenizde bu mücadeleyi yapmak tek başına yeterli değildir. Aynı test sayısı dünyanın her yerinde günlük milyonlara ulaşan rakamlara çıkarılmalı ve küresel bir mücadele yürütülmelidir.
Sanki dünya uzaylılar tarafından istila edilmiş gibi, topyekun virüse karşı direniş başlatılmalıdır.
Bir tek ülkenin başarısı soruna çare değildir. Ve bu mücadele başka sorunlar için de örnek olmalı, dünyada yaşanan tüm ortak sorunlar karşısında, yeni küresel bir işbirliği modeli hayata geçirilmelidir.
57 ülkeye ne kadar tıbbı yardım satışı var? Bunun ne kadarı yardım?
Türkiye, Amerika'ya ve dünyanın 57 ülkesine dayanışma amacıyla tıbbi malzeme gönderdi. Bence çok da iyi yaptı. Olan olmayana vermelidir. Küresel işbirliği bunu gerektirmektedir.
Ancak asıl soru şudur: Dünyanın 57 ülkesine gönderilen tıbbi yardımlar yanında, aynı ülkelere satış yapıldı mı?
İkinci soru ise şudur: Amerika'nın ve diğer ülkelerin tıbbi yardıma ihtiyacı var mıydı, varsa ABD neden PYD ve YPG'ye tıbbi yardım gönderdi?
Ve başka bir soru: Bizim gönderdiğimiz yardımlar, PYD ve YPG'ye mi verildi?
Son söz: Dünyanın en gelişmiş ülkeleri gerçekten maske ve solunum cihazı üretemiyorlar mı? Ve ellerinde maske yok mu? Buna gerçekten inanıyor musunuz?
Bir de, belki düşünmemize katkı sağlar; dünyanın gelişmiş tüm ülkeleri, yüksek teknoloji gerektirmeyen ürünleri kendi ülkelerinde mi üretiyorlar?
Vereceğimiz yanıt "üretemiyorlar "olursa hamaset yaparsınız; "üretmiyorlar" derseniz hamasete ihtiyacınız olmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.02.2020
5.01.2020
26.10.2020
11.10.2020
11.10.2020
20.07.2020
22.06.2020
1.06.2020
1.06.2020
1.06.2020