Ali Tarakçı
- İYİ Parti operasyonu, MHP içerisinde Bahçeli ekibine yönelik iktidar mücadelesinin başladığı gün devletin devam eden bir operasyonudur.
- İki, bu operasyon İYİ Parti'yi Millet İttifakı'ndan koparma olmuyorsa, itibarsızlaştırma girişimidir.
- Devlet Bahçeli ve Erdoğan'ın İYİ Parti ile olumlu açıklama yapmasına rağmen, bugüne kadar istenilen yanıtların alınamamasının, Özdağ üzerinden yapılmış etkili parti içi operasyondur.
- Ve en önemlisi son kongrede tasfiye edilen isimlerin Özdağ üzerinden parti üst yönetimi ile bir hesaplaşma girişimidir. Ve genel başkanlık hayallerinin olmayacağını görerek, partiyle ilişkilerini koparma girişimidir.
- Ve yine Özdağ ile ilgili TBMM'de bekletilen dokunulmazlığın kaldırılması ile ilgili hazırlanmış fezlekenin meclis gündemine getirilmemesine yönelik, hocanın CNN Türk ve Ahmet Hakan üzerinden yapılmış ön alma çalışmasıdır.
(FETÖ'cü birinin) "Yeğeni olması. Yeğeni olması bir şey ifade etmez. İnsanların kardeşleri yeğenleri şu'cu bu'cu olur. Sorun olmaz" diyen Prof. Dr. Ümit Özdağ, CNN'de ki programda İYİ Parti eski GİK Üyesi, Parti Sözcüsü, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'ya yönelik olarak FETÖ üzerinden neden itibar cellatlığı yaptı?
Tam da Özdağ için TBMM'de dokunulmazlığının kaldırılması gündeme geldiğinde bu açıklamayı yaptı ve programda neden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sevgi ve saygılarını gönderdi?
Özdağ, partisinin il başkanı için itibar cellatlığı ve İYİ Parti'nin FETÖ ile anılmasını kamuoyunda güçlendirmeye yönelik katkıyı tüm kamuoyu yoklamalarında partisinin oyları artarken neden yapmıştır?
Bir genel başkanlık hayalinin artık gerçekleşmeyeceğini gördüğü ve de dokunulmazlığının kaldırılma kaygısı ve korkusunun Özdağ'ın ilkesel olarak karşı çıktığı, parti içi meselelerinin kamuoyu önünde tartışılmasını yok saymasının, TBMM'de Özdağ için dokunulmazlık fezlekesinin gündeme getirilmeyeceğini ve bekletileceğini, tozlu raflara kaldırılacağını şimdiden söyleyebilirim. Amaç hedefine ulaşmıştır.
CNN'e isteyerek ve bilerek çıktı! Davet kendisinden değil bizzat Hakan'dan gelmiştir!
Ahmet Hakan, CNN'de 19 Ekim tarihinde yayımlanan "Tarafsız Bölge" programının YouTube kanalında tanıtım açıklamasında şunları yazıyor:
"İYİ Parti kongresinde ne oldu? İYİ Parti'li küskünler ne istiyor, ne yapacak? Liste krizinin perde arkasında neler var? Partide hangi sorunları yaşadı? İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ partide yaşadığı kırılma anlarını Ahmet Hakan'la Tarafsız Bölge'de anlattı."
Ahmet Hakan programın açılışında Özdağ'ı neden programa davet ettiğini şöyle açıklıyor:
"Neden teke tek Ümit Özdağ ile görüşüyoruz. İYİ Parti'de karışıklık var. Bu konu adam akıllı kamuoyu önünde net bir şekilde konuşulmuyor. Ümit Hoca bana 'bu konuyu konuşmak istiyorum' dedi. 'Tamam, bende bu konuyu merak ediyorum' dedim. Daha önce de Ümit Hoca'ya İYİ Parti içerisindeki gelişmeleri sorduğumda 'Parti içi meselelerin kamuoyu önünde konuşulması çok alışık bir şey değildir. Bana İYİ Parti'yi sormayın. Parti içi konuları kamuoyu önünde konuşan biri değilim' demiştiniz. Neden şimdi Tarafsız Bölge'de parti içi konuların konuşulacağı programı kabul ettiniz?"
Özdağ, Hakan'ın programın açılışında yaptığı konuşmaya yönelik bir katkı yapmıyor. Sadece seyrediyor ve şunları söylüyor:
"Bu konuyla ilgili çok teklif geldi. Konuşmadım. Parti içinde de kimse benimle bu konuyu konuşmuyor. Beni genel başkan davet etmedi. Bende meseleye nasıl baktığımı, kamuoyu ile paylaşmak istedim."
'Özdağ mı talep etti yoksa Ahmet Hakan mı davet etti" sorusunun yanıtını vermeyen Özdağ, geçiştirme yapıyor. Parti içi meseleleri kamuoyu önünde tartışmaya ilkesel olarak karşı çıkan Hoca, kendisiyle kimsenin konuşmadığını, genel başkanı davet etmediğinin belirterek düşüncelerini paylaşmak için CNN'e çıktığını anlatıyor.
Düşüncemi açık açık yazayım. Açılış konuşmasına bakınca programa çıkma talebi Özdağ'dan gelen bir teklif olmadığı, bizzat Ahmet Hakan'dan gelen bir teklif olduğu konuşmalardan anlaşılıyor. Hakan'ın açıklaması tartışmaların nereye yansıyacağı bilinerek önceden ön alınmaya çalışılıyor.
Hakan, Tarafsız Bölge programını teke tek yapan biri değil. Teke tek yapmasının nedeni Özdağ'ın hangi konuyu konuşacağını biliyor olması. Ve kamuoyu algısı da iyi hesaplanmış. İYİ Parti'ye bizzat kurucularından olan Ümit Özdağ üzerinden operasyon çekiliyor. Özdağ'ın açıklamalarıyla Hakan hem habercilik yapıyor, hem de İYİ Parti'ye yönelik yapılmak istenen operasyona büyük katkı sunuyor.
Özdağ, Millet İttifakı'na karşı çıkmış!
Programda Özdağ bilmediğimiz, belki de benim bilmediğim bir konuya açıklık getiriyor. Seçimlerden önce CHP'ye ittifak yapılmaması gerektiğini ve seçimlere tek başlarına katılmalarına yönelik görüş açıkladığını, parti yönetiminde bu konuyu savunduğunu ancak tek başına kaldığını anlatırken, bilerek kamuoyunu yanıltıyor. Diyor ki; "Cumhur İttifakı, Millet İttifakı kurulduktan sonra kuruldu."
Cumhur İttifakı'nın temelleri 16 Nisan referandumundan önce atıldı. Resmen 20 Şubat 2018 tarihinde kuruldu. Millet İttifakı ise 5 Mayıs 2018 tarihinde açıklandı.
Sizce İYİ Parti seçimlere tek başına katılsaydı kime hizmet etmiş olurdu? Ve Özdağ'ın önermesi kimin işine yarardı? Erdoğan'ın ve Bahçeli'nin İYİ Parti ve Akşener ile ilgili açıklamalarına bakınca, İYİ Parti içerisinde kimlerin iktidar kanadı ile görüştüğünü anlamak zor olmuyor!
Özdağ, Altaylı ile neden görüştü ve FETÖ'cü olmadığına neden kefil?
Kamuoyunda İYİ Parti İl Başkanı Buğra Kavuncu ile ilgili FETÖ'den tutuklu bulunan eski MİT'ci Enver Altaylı'nın yeğeni olduğuna dair algı oluşturulmasına yönelik açıklama yapan, Özdağ, "Partinin kurulma aşamasında Enver Altaylı benden randevu aldı. Ben kendisini 4 yaşından beri tanırım. Anneannemin evinde çok sık gördüğüm biriydi. O yıllardan beri tanırım. Daha sonra FETÖ'ye yakın olduğunu biliyorum. Bundan da rahatsızdık. FETÖ'ye yakındı ancak FETÖ'cü olmadığını biliyorum" derken, yargılandığı davada düzenlenen iddianamede hakkında; "FETÖ kurucusu ve yöneticisi olmak", "siyasi ve askeri casusluk" yapmakla suçlanan Altaylı'ya kefil olurken, hakkında düzenlenmiş hiçbir iddianame bulunmayan İl Başkanı Kavuncu'ya kefil olmayarak, açık açık elinde bir bilgi olmadan FETÖ'CÜ suçlaması yapmaktan geri durmuyor? Neden?
Altaylı'nın o görüşmede kendisine "Partiyi kurmayın" dediğini, "Neden kurmayalım" diye sorduğunu ve kendisine "Çünkü partiyi kapatacaklar" dediğini, bunun üzerine "Ne yapalım" diye sorduğunda "Sokağa dökülün" dediğini, bununla da yetinmediğini, "Silahlı Kuvvetlerden atılanların çoğunun FETÖ'cü olmadığını" söylediğini ve kendisine "Atılanların kim olduğunu biliyorum" diyerek görüşmeden ayrıldığını ve görüşmeyi hem devlete hem de Meral Akşener'e bildirdiğini anlatıyor.
Soru şu: Akşener'e anlatırken, Altaylı'nın "Partiyi kurmayın, sokağa dökülün" sözünü nasıl aktardı? Bunu mutlaka bir gün Akşener anlatacaktır.
Desem ki, Özdağ bir MİT çalışanı veya devlet görevlisi mi ki, o görüşmeyi devlete ayrıntılı olarak rapor ediyor? Ve asıl soru şu: Altaylı ile görüşmeden önce devlete bilgi verdi mi?
Programın asıl amacı Kavuncu üzerinden İYİ Parti'yi itibarsızlaştırmak!
Programın asıl bombasına sonlarına doğru geliniyor. Özdağ parti içerisinde ilk kırılmanın yerel seçimlerde Ordu Belediye Başkanı olarak İdris Naim Şahin'in aday gösterilmek üzere yaşandığını ve "İstifa ederim" resti ile Şahin'in adaylığını engellediğini ve ilk kırılmanın o gün yaşandığını belirtiyor ve Ahmet Hakan, programın asıl bombasını sona doğru patlatıyor; "FETÖ konusunda başka kırılma yaşadınız mı?" diye soruyor.
Altaylı'nın FETÖ'cü olmadığına kefil olan Özdağ, anlatmaya başlıyor: "...yeğeninin kurucular arasında olacağını öğrendim. FETÖ'cü bir sivil toplum örgütüyle bağı olduğunu söyledim. Ve benim müdahalemle bu arkadaş kurucu yapılmadı. Daha sonra partiye geldi, GİK üyesi oldu. Bununla ilgili genel başkanı uyardım. Genel Başkan Yardımcısı, Parti sözcüsü oldu, Parti İl Başkanı oldu. Bu benim için en büyük hayal kırıklığıydı."
Hakan: Buğra Kavuncu, Altaylı'nın yeğeni mi?
Özdağ: Evet öyle. Yeğeni olması bir şey ifade etmez. İnsanların kardeşleri, yeğenleri şu'cu bu'cu olur. Sorun olmaz. Yıllarca FETÖ’cü bir derneğin başkan yardımcılığını yapmış. Genel Başkan Devletin iki üst düzey mensubu ile görüştüğünü ve devletin elinde bir bilgi olmadığı söyledi. Ancak devlet her bilgiyi paylaşmaz. Yurt dışında en büyük örgütü olan iş adamları derneğinin başkan yardımcılığını yapmış. Bu dernek kapatılmış. Bunun izahı yok, bunun izahı bana yapılmadı. Genel Başkan'la iki devlet görevlisiyle görüşme yaptığını ve hakkında bir kayıt olmadığı söylenmiş. FETÖ konusunda hassasiyet göstermiş ve mücadele etmiş biri olarak bu izahla tatmin olmam.
Hakan: Buğra Kavuncu şu anda partinizin il başkanı mı? Onun için FETÖ'cü diyebiliyor musunuz?
Özdağ: Bu örgütün neresinde, neden yer aldığını, görev aldığını açıklamak zorunda. Geçmiş ilişkilerini izah etmeyen, partiyi manipüle etmek isteyen, görev aldığı sivil toplum örgütünün önceki ve sonraki başkanı FETÖ'cü ise... Bugüne kadar olumlu ve olumsuz bir açıklamanız yoksa. Sosyal medya hesaplarınız bomboşsa, bu şekillendirilmiş demektir. Hayatın normal akışına aykırı demektir. Bunun doğru olmadığını düşünmediğim için, daha partiye gelmeden önce bu uyarımı yaptım. Meral Hanım da, hakkında böyle bilgi yok dedi.
"Parti kurulurken bize haksız olarak FETÖ suçlaması yapıldı" diyen Ümit Özdağ, FETÖ'cü Sivil Toplum Örgütlerinde başkan yardımcılığı yapan herkesi elinde belge ve bilgi olmadan FETÖ’cü diye yargılayabiliyordu.
Gülen'in Mesih olduğuna inananların FETÖ'cü olmadığına inanıp, işbirliği yapanların ahlaki olarak yanlış olduğunu söyleyen Özdağ, İstanbul İl Başkanı olan Kavuncu ile ilgili çekinmeden FETÖ'cü olduğu suçlamasını yapabiliyor.
****
Geçmişte ister Türkiye içerisinde, isterse yurt dışında olsun FETÖ'cü görünmek, onların derneğinde üye ve yönetici olmak, okullarına çocuklarını göndermek, aileye gelin almak, aileye kız vermek itibardı. Bunu görmeden insanları suçlamak, itibar cellatlığı yapmak bir hocaya yakışan davranış değildir. Ve bir çırpıda imajını yerle bir etmiştir.
Bugüne kadar kendisine yer vermeyen iktidar medyasında birden manşetleri süslemesi de, yaptığı açıklamanın ne işe yaradığını ve neden yaptığını da açık açık ortaya koymaktadır.
Özdağ, itibarını yerle bir etmiştir!
Kıbrıs seçimleri üzerinden, "Soroz'un evladı kaybetti, Toros'un oğlu kazandı. Sayın Cumhurbaşkanına saygı ve sevgilerimi iletmek istiyorum. Kıbrıs'ın bağımsızlığı konusunda Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanında olacağımı ifade etmek istiyorum" diyen Özdağ, CNN'de yaptığı açıklamalarla Cumhur İttifakı'na ve iktidara can simidi uzatmış ve aynı zamanda fezlekesinin meclis gündemine gelmemesi için zımmi bir anlaşma yapmıştır.
****
Özdağ, parti içerisinde mücadelesinin devam edeceğini söylese de, parti içerisinde kalması artık mümkün değildir ve kısa zamanda ihraç edilir. Millici gördüğü Cumhur İttifakı'nın yanında yer alır ve MHP'ye geri döner. İYİ Parti'yi Cumhur İttifakı'na katma girişimlerinin ete kemiğe bürünmesi şimdilik Ümit Özdağ'la yetinilecek bir adım olarak kalacaktır. Ancak, partiye de bir gözdağı verilmiştir. Bu gözdağı İYİ Parti'ye geri adım attırır ve Millet İttifakı’ndan kopmasına neden olur mu? Yanıtımızı söyleyelim.
Bununla ilgili çok girişim yapılıyordur. Ancak görünen şudur. Bu adımlar şimdilik geri döner. Çünkü İYİ Parti'nin ortaya çıkışı Bahçeli karşıtlığı üzerinden ortaya çıkmış bir girişimdir. Bahçeli ile bir ittifak içerisinde olmak İYİ Parti'yi ilkesel olarak bitirir. Ve en önemlisi Erdoğan karşıtlığı üzerinden siyasetine son vererek Cumhur İttifakı'nın bir parçası olma girişimi, hem İYİ Parti için, hem de Meral Akşener için tam bir siyasi intihar olur.
Kavuncu'ya Fidan ve Akar kefil!
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu perşembe günü Ümit Özdağ hakkında iftira atmaktan dolayı hakkında savcılığa şikayette bulundu. Kavuncu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada; Genel Başkan Meral Akşener'in, Ümit Özdağ'ın "Kaynağım istihbarat" demesi üzerine, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan kendisi hakkında bilgi aldığını söyledi. Bu açıklamayı Akşener'in izin vermeden yapması mümkün olmayan Kavuncu, yaptığı açıklamayla Fidan ve Akar'ı da tartışmaların içine katmış oldu. Ayrıca Kazakistan'da kurulmuş olan KATİAD ile ilgili de detaylı açıklama yapan Kavuncu, derneğe devletin kurumlarının da, farklı siyasi görüşlerden ve farklı tarikattan insanlarında üye olduğunu söyledi.
Son söz: Gördüğünüz hiçbir şey göründüğü gibi değildir. FETÖ'cü suçlaması iktidarın ve siyasette, bürokraside bir yerlere gelmek isteyenlerin silahı haline dönüşmüş durumda. Yarın kimi vuracağı da hiç belli değil. Bu tartışmanın kaybedeni açık ve seçik Ümit Özdağ'dır. Bugüne kadar biriktirdiği tüm itibarını, hırsından ve fezleke korkusundan dolayı yerle yeksan etmiştir. Yazık.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.02.2020
5.01.2020
26.10.2020
11.10.2020
11.10.2020
20.07.2020
22.06.2020
1.06.2020
1.06.2020
1.06.2020