Ali Tarakçı
6 Aralık 1997 yılında Erdoğan, Siirt’te düzenlenen açık hava toplantısında yaptığı bir konuşmada, Ziya Gökalp’in “Asker Duası” şiirinden bir dörtlük okudu:
“Minareler süngü, kubbeler miğfer
Camiler kışlamız, müminler asker
Bu ilahi ordu dinimi bekler
Allah-u Ekber, Allah-u Ekber”
Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, Erdoğan hakkında 12 Şubat 1998 yılında Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesi uyarınca ‘Halkı din ve ırk farkı gözeterek, kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek’ suçlamasıyla dava açtı. Dava çok kısa, iki ay gibi bir süre içersinde 21 Nisan’da sonuçlandı. Erdoğan, 1 yıl hapis, 860 bin lira para cezası aldı ve iyi hali nedeniyle cezası 10 ay hapis, 176 bin 666 lira para cezasına çevrildi.
Erdoğan’ın cezası 5 ay sonra 23 Eylül’de Yargıtay tarafından onandı. Ve Erdoğan için Hürriyet şöyle bir manşet attı: “Tayyip'e şok ceza, Muhtar bile olamaz.”
Ceza infaz yasası gereği Erdoğan’ın cezası 4 ay 10 güne indirildi. 26 Mart 1999 yılında cezaevine girdi. Erdoğan, 21 Nisan’da hüküm giymiş, 23 Eylül’de Yargıtay cezasını onamış, 11 Kasım tarihinde Erdoğan görevini bırakmış ve yerine 12 Kasım 1988 tarihinde Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Belediye Başkanı Vekili olan Ali Müfit Gürtuna seçilmişti.
28 Şubat öncesi Sincan…
Ankara Sincan'da Ocak 1997'de düzenlenen Kudüs Gecesi'nde İran Büyükelçisi ile Ortadoğu'dan konukların gelmesi tartışmalara neden olmuş ve gece ana akım ve diğer medya organlarından 'irtica hortluyor' diyerek manşetlerden duyurulmuştu.
Sincan'da 30 Ocak'ta tanklar geçiş yapmış, yetmemiş, 4 Şubat’ta 20 tank, 15 civarında kariyer ve çeşitli araçlardan oluşan konvoy, Kudüs Gecesi'nin yapıldığı Sincan ilçe sokaklarından tekrar yürütülmüştü. Bu olaylar 28 Şubat’a giden yolun en önemli kilometre taşlarından biri sayılmıştı.
Necmettin Erbakan Başbakanlığındaki hükümet sert tepki göstermiş, Genelkurmay ise topu taca atarak, ‘normal bir eğitim faaliyeti olduğu’ savunmasını yapmıştı. Çok kısa bir süre sonra Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, tankların Sincan sokaklarında yürütülmesinin bir eğitim faaliyeti olmadığını ikrar ederek; “Demokrasiye balans ayarı yaptık” diyerek savunmuştu.
***
Ve hükümette Refahyol iktidarı vardı. Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’di.
O gün devletin derin yüzü Çiller şöyle konuşuyordu:
“Ülkemizin, şu geçtiği süreçte son yaşadığı bir densiz olay var, Sincan olayı. Sincan’daki olayı yok farz edemeyiz. Sincan’daki olayı küçümseyip geçemeyiz. Sincan’daki olayın vahim olduğunda da hemfikir olmamız gerekir. İçimize sindirmediğimiz müddetçe bu işlerin hepsini aşacağız. Türkiye aşacak, devletimizin bu vazgeçilmez niteliği denenecek olursa, buna teşebbüs edenlere de Türkiye’yi dar ederiz.”
Refah Partili Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız, Başbakan Yardımcısı Çiller’in talimatıyla, İçişleri Bakanı Meral Akşener tarafından görevinden alınmış, Bekir Yıldız ve belediye çalışanları hakkında “Hizbullah Terör Örgütü üyeliği”, “Yardım ve yataklık” suçlarından iki ayrı adli soruşturma başlatılmıştı.
***
Sincan eski Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ın da aralarında bulunduğu Kudüs Gecesi'ni düzenleyenler Ankara 2 No'lu DGM'de yargılandılar. Yıldız, Şirin ve arkadaşları için tam 1000 sayfalık iddianame hazırlandı.
Yıldız, toplam 4 yıl 7 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Gazeteci-yazar Nurettin Şirin ise 17 yıl 6 ay ağır hapis cezası aldı.
Aynı davadan yargılanan diğer sanıklardan belediye görevlileri Mükremin Kılıç, Hüseyin Avni Yazıcıoğlu, Osman Özüpek ve Duran Özdemir de 3 yıl 9'ar ay hapse mahkûm edildiler. Bekir Yıldız, 2 yıl 5 ay hapis yattı. Nurettin Şirin ise 2004 yılında tahliye edildi.
Erdoğan ve Yıldız’da görevlerinden alınmıştı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde okuduğu bir şiir yüzünden DEVLET tarafından yargılamış ve Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesi uyarınca “Halkı din ve ırk farkı gözeterek, kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmekten” hapis ve para cezası almıştı.
Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ı, Erdoğan gibi DEVLET yargılamış “Yasadışı Hizbullah örgütünün propagandasını yapmak suretiyle yardım ve yataklık yaptığı, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçunu” işlemekten hapis cezası almıştı.
Erdoğan ve Yıldız belediye başkanlığı görevlerinden alınmış ve yerlerine belediye meclisinin seçtiği üyeler belediye başkanı seçilmişti.
***
Dün nasıl hukuka müdahale edilip siyasilere ceza veriliyorsa bugünde aynı benzer müdahaleler yapılıp insanlar gözaltına alınmakta, tutuklanmakta ve hapis cezaları almaktadırlar. Bugün Cumhurbaşkanı olan Erdoğan, belediye başkanı iken yerine kayyum atanmamış ve yargılama sonuçlanıncaya kadar tutuklanmamıştı.
Bugün ise kimi belediye başkanları hukuk kararları ile görevden alınırken, kimi belediye başkanları hukuk kararları olmadan görevden alınmakta yerlerine ise vali ve kaymakamlar atanmamaktadır. Belediye meclisleri de feshedilerek, yasa gereği meclisin seçmesi gereken başkan vekillerinin iradesi de yok sayılmaktadır.
Anlayacağınız belediye başkanları görevden alınarak, yerlerine kayyum atanarak, ardından da belediye meclisleri kapatılarak ikinci kez millet iradesi ortadan kaldırılıyordu. Devletin kendi hukukunu bile askıya alması, insanların gelecekle ilgili umudunu yitirmesine neden oluyordu.
Ve bunu geçmişte devletin hukuksuz uygulamalarından dolayı mağdur olmuş, hukuksuzluğa itiraz etmiş, etraflarında bu hukuksuzlardan dolayı dayanışma oluşmuş insanların yapması ise şaşırtıyordu.
O gün devletin hukuksuzluğuna laf edenlerin, bugün devletin hukuksuzluğu karşısında üç maymunu oynamaları, vesayet odaklarının zehirli ve anti demokratik dilini kullanmaları, yapılan hukuksuzlukları savunmaları bir gün utanacakları bir tarih olacağı açıktır.
***
28 Şubat döneminde devletin zoru ile görevden alınmış, ceza almış, cezaevinde yatmış olan bu iki insandan biri Erdoğan, devletin en üst tepesinde Cumhurbaşkanı; Bekir Yıldız ise 2014-2019 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi AK Parti Gurup Başkanvekili olmuştu.
Yıldız’ın adı, Erdoğan talimatıyla görevden istifa ettirilen Melih Gökçek’in yerine, Belediye Başkanlığı için geçmişti.
28 Şubat darbesini yapanlara ne oldu?
28 Şubat darbesini planlayan 103 kişiye dava açıldı. Dava yaklaşık 7 yıl sürdü ve13 Nisan 2018 tarihinde sonuçlandı.
68 sanık beraat etti, 10 sanık hakkında zaman aşımı nedeniyle ve 4 sanık hakkında hayatını kaybettiği için davanın düşürülmesine karar verilirken; aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, dönemin ikinci Başkanı Orgenaral Çevik Bir ve 21 kişi hakkında, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmekten” ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Müebbet hapis cezası alan sanıkların duruşmadaki iyi halleri göz önünde bulunduran mahkeme cezaları müebbet hapis cezasına çevirirken, ardından da yaşları ve sağlık durumları nedeniyle tutuklama kararı vermedi. Ancak ceza alan sanıkların askeri rütbelerinin sökülmesine karar verildi.
***
28 Şubatçılar yargılanıp müebbet hapis cezası almalarına rağmen, cezaevinde bir gün bile yatmadan ödüllendirildiğinde, iktidarda 28 Şubatçıların gazabına uğramış, AK Parti kadroları ve görevinden uzaklaştırılmış olan, cezaevinde yatmış olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olması ise büyük bir trajedi idi.
“28 Şubat darbecileri ceza almalarına rağmen neden cezaevine girmediler?” derseniz nedeni çok basitti. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, vesayet döneminin zihniyetine teslim olan, orduda ve bürokrasi de Fetö’cülerden boşalan kadrolara yerleştirilen vesayet odaklarıyla koalisyon kurmuştu. Başka türlüsü mümkün değildi. Ve bu AK Parti için bu sondan önceki son duraktı.
28 Şubatçıların ceza almaları ve cezaevine girmemeleri koalisyonu zedelemiyordu. AK Parti kendi seçmen tabanına ‘28 Şubatçılar cezalandırıldı’ mesajı vermiş, geçmişin vesayeti de ordu bürokrasisini koruyarak kazançlı çıkmıştı. Sonuçta kazan kazan politikası sonucu herkes memnundu.
Vesayet odakları değişmedi, Erdoğan değişti!
Bugün Türkiye’yi son dört yılda yeniden teslim alan eski vesayet zihniyeti, dün yapamadığı birçok anti demokratik uygulamayı bugün AK Parti eliyle yapıyor. Dün toplumsal meşruiyeti yokken bugün toplumsal karşılığı olan Cumhur İttifakı ile eski Türkiye’yi yeniden inşa ediyor.
AK Parti iktidarı hukukun ve adaletin olmamasını normalleştirecek, ülkenin bölünmesi korkusunu büyüterek, otoriteleştirmeyi meşrulaştırarak, teşkilatlarında ve tabanında var olan devletçi ve milliyetçi bir zihniyeti büyüterek iktidarının ömrünü uzatmaya çalışıyor, seçmen kitlesini yeniden konsolide etmeye çalışıyor.
***
Bu ise kutuplaştırmayı büyütürken, bunun bilerek ve isteyerek daha büyümesini sağlayacak politikaları uygulamaya koyuyor. Çünkü bu çatışmacı, kutuplaştırıcı politika, ekonomide kötüyü giderken iktidarını korumak için yaptığı son çırpınışlar. AK Parti iktidara mecbur ve iktidarda kalmak için her şeyi yapabilecek bir durumda. Dün kendisinden ölümüne nefret eden, iktidardan uzaklaştırmak için her yöntemi deneyebilecek olanlarla koalisyon kurmak da dahil.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, vesayet ortaklarının Erdoğan için geçmişte söylediklerine baktığınızda bu gerçeği tüm çıplaklığı ile görmek mümkün. Eski Türkiye’nin aktörleri AK Parti’nin ve Erdoğan’ın iktidara mecbur olduğunu biliyor ve stratejisini öyle oluşturuyor.
Son söz: Erdoğan ve AK Parti’nin değiştiğinin en büyük kanıtı ise koalisyonun en küçük Avrasyacı binde 2’lik küçük ortağı Perinçek’in şu açıklamasında yatıyor:
“Erdoğan bizim gemiye bindi. Biz değişmedik. Erdoğan değişti.”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.02.2020
5.01.2020
26.10.2020
11.10.2020
11.10.2020
20.07.2020
22.06.2020
1.06.2020
1.06.2020
1.06.2020