Ayhan ONGUN
“BAŞBAKANIN SOMA DAKİ BASIN TOPLANTISINDA VERDİĞİ ÖRNEKLER ABESLE İŞTİGAL. BENZER KAZALARIN BAŞKA ÜLKELERDE DE YAŞANMIŞ OLMASI BU FACİADAKİ İHMALİN GEREKÇESİ OLAMAZ. BU TOPLU CİNAYETTE SORUMLULUĞU VE İHMALİ OLANLAR MUTLAKA SORUŞTURULMALI, CEZALANDIRILMALIDIR. ANCAK KİMSE DE FELAKET ÜZERİNDEN SİYASET YAPARAK TOPLUMUN HASSASİYETLERİYLE OYNAMASIN.”
Yukarıdaki tespitten, “yine RTE yi destekliyorsun” anlamını çıkaran birine akıllı demek mümkün mü? Eğer deli değilse, ya okuma, ya da anlama özürlüdür.
İnsanların özel sorunları olabilir, yaşama küstükleri, sorunların burgacında doğru düşünemedikleri, sağlıklı değerlendirmeler yapamadıkları zamanlar olur. Hepimizin başından geçmiştir, saygı duyarım.
Ama böyle durumlarda azıcık aklı, sağduyusu, mantığı olan kişi susmasını da bilir.
Eğer bunu yapmıyorsa köyün delisi gibi her sözün arkasına koşup, kuyuya taş atmaktan vazgeçtik, taşı çıkarmaya çalışmak için her önüne geleni kuyunun içine çekmeye çalışmaz..
Hatırlarsanız benim söylediklerimin aynısını olmasa da, benzerini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da söyledi, Devlet Bahçeli de.
Öte yandan kendini kah sosyal demokrat, kah sosyalist, çoğu zamanda utangaç sözcüklerle devrimci göstermeye çalışanlar, benim Erdoğan’ı eleştiren sözlerimi bile çarpıtarak, kendilerince ahkam kesmeye çalışıyorlar.
Bir yandan da kimi sözüm ona felsefi sözcükleri serpiştirerek yazdıkları yalan yazılarla, tribüne oynama alışkanlığından vazgeçmiyorlar.
“ diktatörü açıkça savunamıyorlar. Fırsat kolluyorlar AKP yi savunmak için dipte bir yerlerde” diyen köyün delisi havayı yumruklayan korkak boksörler gibi, olmayan rakiple dövüşüyor.
Ortada hiçbir neden yokken, durup dururken “yetmez ama evetçiler “ diye başlayan bu mahcup darbe severler, laikperestler, bir kez olsun “evet” diyenlere ilişkin tek bir söz söyleyemezler.
Ben en azından “yetmez ama evet” dedim, doğrudan evet diyenlere niye en küçük bir eleştiri getirmezler. Çünkü yerel düzeyde çıkar birliktelikleri vardır.
Geçmişte yerel yönetimlerin nimetlerinden olabildiğince yararlananlar, bu konuda her türlü işbirliğini yapanlar, şimdi utanmadan “yetmez ama evetçileri” cumhuriyetin nimetlerinden yararlanmakla suçlama aczine düşüyorlar.
Üstelik de utanmadan bizi yalancılıkla suçlayan tescilli yalancılar, siyaset çantacıları, sahte devrimciler; hala utanmadan politik şov yaparak, ekmeği için mücadele edenlere karşı şovence davrananlara şirin görünmek adına bölücülük yapıyorlar.
Kendi gibi düşünmeyenleri düşman gören, öteleyen, aşağılayan; kendilerini ülkenin, cumhuriyetin, devletin sahibi görenler; şimdi bunların boş birer yalan olduğunu fark edince, attan düşmüşe döndüler ve can havliyle saldıracak yer arıyorlar.
Şimdiye kadar yazdığım yazılarda, televizyon programlarında bile geçmişteki politik duruşumdan vazgeçmediğimi, günün koşullarına uygun tercihlerimi özgürce kullandığımı ifade ettiğimi bile bile, arsızca, salt birilerine yaranmak uğruna yalan söyleyen, çarpıtan siyaset taşeronları; yine duvara tosladılar.
Eski statükolarını yitiren vesayet sisteminin rantiyecileri şimdi, akıllarınca “evetçilere gücümüz yetmez, bari “yetmez ama evetçilere” saldıralım, hıncımızı onlardan alalım demeye getiriyorlar.
Bu ülkede düşündüklerini hiçbir baskıya boyun eğmeden söyleyen, hiçbir ön koşul dayatmadan, en küçük bir kişisel beklentisi olmadan; barış ve demokrasi mücadelesine katkı koyanların yanında yer almayı bir insanlık ve vicdani görev sayan bir avuç demokrat insanla uğraşmaktan vazgeçin.
Ülkede terörün sonlanması, barışın tesis edilmesi için atılan her adıma destek verdiğimiz gibi, halka rağmen, halkın taleplerini görmezden gelen, özel yaşamına müdahale eden, otoriter tavırlarıyla toplumu gerenlere de karşı dururuz.
Kimi zaman kutuplaştırıcı, kimi zaman üstenci ve egosantrik bir üslup kullanarak toplumun bir yarısını huzursuz eden Başbakana da yaparız eleştirimizi!. “AKP gitsin de, isterse ülke batsın” aymazlığını yapan, ülkede her olumsuzluğu bahane edip, anti demokratik yollardan iktidar değişikliğine yeltenen darbe severleri, mahcup solcuları, Atatürkçülüğün ardına saklanan ulusolcuları, askeri vesayetten umudu kesince bürokratik vesayetin peşine düşen Kemalistleri de iyi tanırız.
Somut durumun doğru analizini yapamayan, zamanın ruhunu kavrayamayan, önyargılarından arınamayan, daha da kötüsü kişisel ve grupsal çıkarlarından vazgeçemeyenler en sonunda “köyün delisi” ni oynuyorlar.
Ama artık usandık bu delilerden.
Her köyün bir delisi var.!
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020