Ayhan ONGUN
Toplum olarak en büyük hatalarımızdan biri; sorunların çözümü deyince, var olan sorunları farklı sıralamayla ya da farklı biçimde aktarmak olarak anlıyoruz.
Siyasi partilerde ve siyasi çalışmalarda bu durum çok daha net olarak ortaya çıkıyor.
Ülkeyi yönetmeye talip muhalefet partilerine bakıyorsunuz, ülke sorunlarını çok iyi sıralıyorlar. Tek ayrıştıkları nokta, hangi sorunun daha öncelikli ya da önemli olduğuna ilişkin oluyor.
Bu sorunların nasıl, hangi yöntemle çözüleceğine ilişkin somut öneriler yerine yeniden ve yeniden aynı sorunları sıralamakla meşguller.
İçinde bulunduğumuz küresel dünyada Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak, ekonomik ve siyasal alanda güçsüzleştirmek isteyen uluslararası güçlerle nasıl mücadele edilmesi gerektiği konusunda bir çözümleme ne yazık ki ortaya konmadığı gibi, sorunun kendisi yerine, sorunu yaratanla ilgilenmek daha cazip geliyor.
Doğrudur, bugün yaşadığımız sıkıntıların, sorunların büyük bölümü AK Parti iktidarı döneminde oluşmuştur.
Uygulanan politikaların birçoğu geri tepmiş, stratejik ortak diye bildiklerimiz şimdi bize düşman konumuna gelmişlerdir.
Peki! Bu durumu bu şekilde tespit edip, her fırsatta tekrarlamak, sorunun çözümüne ne gibi bir katkı sağlıyor?
Aynı keza, ana muhalefet partisi CHP de yaşanan seçimli olağanüstü kurultay talebine ilişkin imza krizi karşısında, Kılıçdaroğlu ve ekibinin ne gibi bir çözüm önerisi oldu?
En son yapılan MYK değişikliği operasyonunu bu krize karşı bir çözümmüş gibi sunanlar; sanmasınlar ki, tabanı kandırdılar. Olsa olsa kendilerini kandırmış olurlar.
CHP de yaşanan sorunları; yalnızca bir genel başkan sorunuymuş gibi sunmaya çalışanlar, bu partiye gönül vermiş insanları Kemal Kılıçdaroğlu-Muharrem İnce ikilemine hapsetmek isteyenler, yanılıyorlar.
Hiçbir çıkar gözetmeden, kişisel hırs ve beklenti içine girmeden, salt bu güzel ülkede hayatını istediği gibi yaşamak, çocuklarını iyi bir eğitimle geleceğe hazırlamak için çağdaş bir ülkede insanca, onurlu bir yaşamın mücadelesini veren, demokrasi, özgürlük dışında bir derdi olmayan, barış sevdalısı, vicdan sahibi yurttaşların umudunu tüketmeye, ne Kılıçdaroğlu’nun, ne Muharrem İnce’nin ne de çevrelerindeki siyaset bezirganlarının hakkı yoktur.
Her toplantıda Adalet türküleri söyleyenler, kendi partileri içinde adaleti sağlayamıyor, demokratik çözümler üretemiyorlarsa hiçbir talepleri halktan karşılık bulmaz.
CHP 1977 den bu yana tüm seçimlerde başarısız olmuş ama her başarısızlıktan bir başarı öyküsü çıkarmayı marifet saymış yöneticiler, bizlerin de buna inanmasını beklemişlerdir.
Her seferinde yeni bir umutla, nafile bir çabayla partisini destekleyen iyi niyetli kadrolar, her seçimde yeniden duvara toslamış, hep birilerinin gelip partiyi kurtarmasını beklemişlerdir.
Oysa kurtarılması gereken partide, önce bizi kurtarmasını beklediklerimizden kurtulmak gerekiyor.
Aksi halde kaçırılan kızı, bu kez; serserinin elinden kurtaran kovboydan kurtaramıyoruz.
Sorun, Cumhuriyetle yaşıt bir köklü partinin hala kendi kitlesini yaratamamış olması, kendi siyaset alanını, siyasi bağlaşıklarını belirleyememiş olmasıdır. O yüzdendir ki hep rakiplerinin minderinde ve üstelik yanlış taktiklerle güreş tutmuş ve sırtı yerden kalkmamıştır.
Kurultaylar yalnızca parti içi iktidara yönelik seçim gündemli yapılırken, bugün seçimden kaçmanın hiçbir haklı izahı olamaz.
Yarın tüzük kurultayı için imzalar toplanır, diğer antidemokratik kurallar gibi tüzükte var olan yarıdan bir fazla kuralı değiştirilir, olağanüstü seçimli kurultay yapmanın önündeki engeller kaldırılırsa ne olacak?
Genel Başkan değişiminin kesin çözüm olmadığını bilsek de, partide yeniden bir heyecan yaratmak, umutları tazelemek adına da olsa kurultayı toplamak varken, çevresindeki asalakların statülerini korumalarına imkan yaratayım derken, ezici bir çoğunlukla kaybedilen bir genel başkanlık; Kılıçdaroğlu’nun siyasi sonu olacağı gibi, partide de önemli çalkalanmalara neden olacaktır.
Son seçimlerde yaptığı kimi stratejik hamleler, siyaset tarihinde unutulmayacak kimi uygulamalar ve iyi niyetli çıkışların sahibi Kılıçdaroğlu, onurlu bir geri çekilmeyi fazlaca hak ediyordu.
Ancak çevresindeki ihtiras sahibi kimi siyaset baronları kendi kişisel beklentileri uğruna ona bunu bile çok gördüler.
Siyasi etiği, kamu vicdanını bir yana bırakıp, basit matematik hesaplarıyla, basiretsizliklerini, başarısızlıklarını gizlemeye çalışan köhnemiş siyasetçiler yüzünden ne yazık ki artık yolun sonu göründü.Bakalım, bundan sonra; serserinin elinden kızı kurtaran kovboydan, başına bir hal gelmeden kızı nasıl kurtarabileceğiz.
Bir önceki yazımda da kısaca değinmeye çalıştığım gibi, Türkiye de gerçek anlamda demokrasinin yerleşmesi, özgürlük ve barış içinde bir arada, eşit yurttaşlar olarak yaşayabilmenin yolu, demokratik halk iktidarından geçiyor.
Hiç kimse ya da kurum tek başına bu ülkede devletin, cumhuriyetin sahibi değildir. Bu güzel ülke; bu coğrafyada yaşayan farklı din, dil ve kültürlerden oluşmuş yurttaşların ortak yurdudur. Devlete sahip çıkmak da, cumhuriyeti yaşatmak ve demokrasiyi kurmak da birlikte başaracağımız bir görevdir.
Hiç kimse ya da kurum kendisini ayrıcalıklı, diğerlerinden üstün görme hakkına sahip değildir.
Kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi yaşamayanları öteki olarak gören, aşağılayan yok sayan ve hatta gücü yettiğinde yok etmeye çalışanlara karşı bu ülkenin eşit yurttaşları olarak bizler; emekten, demokrasiden barıştan yana olanlar, zulme ve zalime karşı birlikte mücadele etmek zorundayız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020