Ayhan ONGUN
Bir ülkede devlet, kendi yurttaşlarını kendi uçaklarıyla bombalıyor ve bu katliamın sorumlularını açıklamaktan kaçıyorsa;
Bir ülkede devlet, işkencecileri ve faili meçhul cinayetleri ortaya çıkaracağım diyor, sonra da tecavüz ve işkenceden mahkum olmuş bir polisi, terörle mücadele gibi işkencelerin en yoğun yaşandığı bir birimin sorumlusu yapıyorsa,
Bir ülkede devlet, savcının bile “bu iş, örgüt işidir” dediği kamu vicdanını en çok yaralayan davalardan biri olan Hrant Dink cinayetinin; milliyetçi duygularla birkaç kendini bilmez çocuk tarafından işlendiği kararı karşısında, o kahrolasıca suskunluğunu koruyabiliyorsa,
Bir ülkede devlet, bu ülkenin işçi önderlerini, gencecik üniversite öğrencilerini öldürenleri, ancak yirmi yıl sonra yakalıyor ve bir gece yarısı çıkarılan yasayla bir çırpıda serbest bırakıyorsa,
Bir ülkede devlet, iki çocuğunu terör sonucu kaybetmiş, bir çocuğu da cezaevinde yatan 79 yaşındaki Sitti anayı örgüt propagandası yaptı diye cezaevine atıyorsa,
“Bir ülkede devlet, insanları mahkum olmadan hapis yatırıp, mahkum olunca serbest bırakıyor; şii diktatörle savaşın eşiğine gelip, ülkesinde yüz binlerce masum insanı öldüren Sünni diktatörle, üstelik de askeri anlaşmalar imzalıyorsa”,
Bir ülkede devlet, yalnızca etnik kökeninden dolayı; yüzlerce seçilmiş insanı hapislerde çürütüyor, özgürlüğünü elinden alıyor, en temel haklarından yoksun bırakıyorsa,
Bir ülkede devlet, uluslar arası sözleşmelerden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmiyor ve o devleti yöneten iktidarın başı her geçen otoriterleşen tavır ve uygulamalarıyla kendi destekçilerini bile yok sayan bir davranış sergiliyorsa,
Bir ülkede devlet, kendi içinde yuvalanmış derin yapıları temizlemek yerine, yeniden onlarla uzlaşmanın yollarını arıyorsa,
Bir ülkede devlet, kendi sorumluluğundaki yurttaşların hak ve özgürlüklerini korumak yerine bizzat kendisi birey için bir tehdit unsuru haline gelmişse
Artık o ülkede “şimdi muhalefet zamanıdır.”
Ancak bu muhalefetin gerçek anlamda bir halk muhalefeti olmasının yolunun, toplumun en geniş kesimlerinin de içinde yer alacağı bir toplumsal direnişle mümkün olabileceğinin altını çizmek gerekiyor.
Kukusuz bu muhalefet, “Zannettik ki, Türk silahlı kuvvetleri bizi koruyacak” diye umudunu darbecilere bağlayan baro başkanlarıyla olmayacağı gibi; “kavgaysa kavga, silahlı mücadeleyse, silahlı mücadele, kana kan” gibi nefret söylemleriyle şov yapan Kamer Genç gibi, “CHP liler birbirini yer” diyen Muharrem İnce gibilerle olmaz.
Mesaisinin büyük bölümünü Silivri’ ye, darbeciler ayıran İsa Gök gibilerle, eski Washington Büyükelçisine kürt raporu hazırlatan bir yönetim anlayışıyla hiç olmaz.
Son kurultayda delegasyonun büyük çoğunluğunun oylarıyla yeniden genel başkan seçilen ve neredeyse sınırsız bir kredi tanınan yeni CHP nin yeni! Genel Başkanının artık hiçbir mazereti kalmamıştır.
Kendisinin de söylediği gibi artık CHP; “dünyasını daha çok eleştiri üzerine kuran bir parti, iktidardaki partinin yaptığı yanlışları sürekli dile getirip, yeni öneriler, çözümler üretmeyen bir parti” konumunda olma lüksüne sahip değildir.
“Sadece söylemle, genel başkanın ya da yardımcılarının, milletvekillerinin söylemleriyle iktidar olunmaz. İktidar olmanın yolu; il, ilçe yönetimleri, kadın ve gençlik kollarımızla Türkiye çapında ortak dil geliştirmemiz gerekiyor.”
Sayın Kılıçdaroğlu’ nun bu söylediklerinin ardında durması, en geniş halk yığınlarının taleplerinin sözcüsü olması, kendi dışındaki solla barışık, özgürlük ve demokrasiden yana, yönünü sola çevirmiş bir örgüt yapısını hayata geçirmesi zamanıdır.
Şimdi muhalefet zamanı ama bu, mutlak iktidarı hedefleyen bir muhalefet olmaktan çok; iktidarı da yanlışlarından döndüren, Başbakanı otoriter tavırlardan ve tek adamlıktan vazgeçirtecek, AKP yi doğru yola sokacak bir muhalefet olmalı.
Bu muhalefet bir siyasi partiyi iktidara da taşıyabilir ancak tek amaç bu olmayacağı gibi AKP içerisindeki vicdan sahibi Müslümanları, demokrasiye inanmış muhafazakarları da içermelidir.
Böylesi bir muhalefetin oluşmasında elbette CHP ye çok büyük sorumluluk ve görev düşüyor.
Ancak, içinde bulunduğumuz koşullar ve sorunlar tek başına CHP nin çözebileceği türden olmadığı gibi, CHP yönetim kadrosunu olduğu kadar kendi tabanını da yeni sürece hazırlayacak eğitim ve örgütleme çalışmalarına vakit geçirmeden başlaması gerekir.
Şimdi artık muhalefet zamanıdır.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020