Ayhan ONGUN
Vampirle savaşırken kendi vampire dönen film kahramanı gibi, AKP de sistemle mücadele edeyim derken, sistemin bir parçası, hatta sistemin kendisi haline geldi.
“Kibar, entelektüel ve işkenceci” bir polisi emniyette üst düzey göreve getiren hükümet, bir dolu tanık, belge ve raporlara karşın suskunluğunu koruyor. Konuşanlarsa; çırpındıkça batanlar gibi, konuştukça daha da batağa saplanıyor, bu ayıplı tavrın ağırlığı altında eziliyorlar.
İşkenceci polis Selim Ay’ın tezgahından geçen kadın mağdur Ayşe Yılmaz; işkencecisi için böyle söylüyor: “dışarıdan baktığında insan sanırsın.”
Bir dönem özel işkence timlerinde görev yapan polisleri ödüllendiren ve şimdi foyaları ortaya çıktığında biraz mahcup, biraz şaşkın ama en çok da yüzsüzce bu atamalara kılıf bulmaya çalışanlara sormak gerekir.
Tecavüze uğrayanlardan bir tanesi bile başörtülü olsaydı, yine böyle suskun kalır, kamuoyundan gelen bunca tepkiye rağmen yine de pişkince bu işkencecilerin arkasında durur muydunuz?
Asiye Zeybek’ e tecavüz eden, Süleyman Yeter’i boynunu kırarak öldüren işkence timinde görev yapan; Selim Ay, Bayram Kartal, Yusuf Öz ve Erdoğan Oğuz şimdi nerede ne yaparlar, hangi görevdeler bilemem ama öyle sanıyorum, kendi çocuklarına da ömür boyu unutamayacakları bir vicdan azabını miras bıraktılar.
İşkence mağdurları kadar kendi aileleri ve özellikle çocuklarına yazık değil mi? Onlar niye böyle bir yüz karasıyla yaşamak zorunda kalsınlar, niye her gittikleri yerde “işkencecilerin çocukları” diye anılsınlar!
Haydi işkencecileri kendi vicdanlarıyla baş başa bırakalım da onları her fırsatta savunan, koruyan, terfi ettirenlere ne demeli!
İşkencecileri verdikleri raporlarla mahkum ettiren yürekli bilim adamlarını, adli tıp uzmanlarını idari soruşturmalar, sürgünler, görevden almalarla taciz eden valileri, rektörleri nereye koyalım?
Tarihe not düşmek adına isimlerini yazmak gerekir diye düşünüyorum. Bizler çabuk unutan, hafıza özürlü bir toplumun bireyleriyiz.
Asiye Zeybek’ e yapılan tecavüzü kanıtlayan raporu verdiği için dönemin İstanbul valisi Erol Çakır tarafından “örgüt sempatizanı” ilan edilen, yine dönemin rektörü, Silivri sanığı Alemdaroğlu tarafından idari soruşturma açılan, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Şahika Yüksel ve Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ nın da onurlu tavırlarının altını çizip, haklarını teslim edelim.
İlginçtir, tüm dünyada insanlık suçu kabul edilen İşkenceye ve işkencecilere kol kanat gerenlere karşı sesleri çıkmayanlar, geçmişte yaptığı başarılı mizah çalışmalarını artık yapamayan ve bunun hırçınlığıyla önüne gelene saldıran, gündemde kalabilmek için siyasi şovlara başvuran Levent Kırca’ya sahip çıkmayı daha çok önemsiyorlar.
Kendini yenileyemeyen, klasik belden aşağı esprilerine şimdilerde bir de muhalif söylemler ekleyerek sanattaki düşüşünü gizlemeye çalışan, tüm bunları yaparken de sol Kemalistlerin hoşuna gidecek şirinlikler yapmaya özel itina gösteren ünlü komiğimize sahip çıktıkları kadar işkence mağdurlarına sahip çıksalar ya!
Her konuşması bir olay, her siyasi tavrı ayrı bir gaf haline gelen ve giderek kendi partililerinin bile tahammül sınırlarını zorlayan bir İçişleri Bakanını, ısrarla o görevde tutmaya devam eden Başbakan; bu tavrıyla şimdiye kadar demokrasi ve değişim adına yaptığı tüm olumlu işleri bir çırpıda çöpe atmış olmuyor mu?
Arkasına aldığı toplumsal destek ve on yıldır tanınan sınırsız krediyi ülkenin ve toplumun değişimi, dönüşümü için kullanmak yerine askeri ve bürokratik vesayetin yeniden güç kazanmasına neden olan AKP iktidarını,“kibar, entelektüel ve işkenceci” adamlardan kim kurtaracak?
Demokrasi, özgürlük ve eşitlik taleplerinin giderek daha çok arttığı, toplumun tüm kesimlerinde yeni, sivil, demokratik bir anayasa beklentisinin oluştuğu, tüm bunlara karşın yaşadığımız coğrafyada savaş rüzgarlarının estiği şu günlerde hala işkenceyi konuşma ayıbından ne zaman kurtulacağız?
Bu ülkede milyonlarca insan bir şekilde işkence, baskı, taciz ve tecavüze uğramış, insanlık onurunun kabul etmeyeceği uygulamalarla karşılaşmış ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından binlerce kez Türkiye bu nedenlerle mahkum olmuş ise; buna sessiz kalan, cezalandırmak yerine sorumlularını ödüllendiren bir iktidar uzun süre görevde kalamaz.
Görevde kalanlarda, böyle bir iktidara halkı mecbur eden beceriksiz muhalefet de, tarih önünde sorumludur ve gün gelir bir gün mutlaka bunun hesabını verirler.
Aksi halde her dönem” kibar, entelektüel ve işkenceci” polislerimiz olur ve “dışarıdan baktığımızda hep onları insan sanırız!”
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020