Ayşe HÜR-Taraf yazıları
Bu hafta Star yazarı Mustafa Akyol, Gazete Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca veZaman yazarı Ali Bulaç’ın Kuran’a ve İslami kaynaklara dair yazılarıma yönelik eleştirilerine cevap verecektim ama Ali Bulaç’ın yazısına (I) diye başlaması üzerine bu işi sözkonusu yazı dizisi bitinceye kadar ertelemeyi doğru buldum. Haftanın yazısı Kıbrıs Cumhuriyeti ile yaşadığımız kıta sahanlığı çatışmasına dair.
“Kıta sahanlığı” bir kıyı devletinin kıyıdan hemen sonra başlayan sualtı alanı demek. 1910 yılında yabancı balıkçılar tarafından deniz kaynakları talan edilen Portekiz’in şikâyetinden beri uluslararası hukukun konusu olan kıta sahanlığı terimi, günümüzde bu alanın temel metinleri olan 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi ve 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne ve bunların alt protokollerine göre kıyıdaş ülkenin topraklarından deniz tabanına doğru 200 metre derinliğinde, ortalama 75 mil genişliğinde bir şeridi kapsıyor. Ancak dünya pratiğinde derinlik 135 ila 600 metre arasında değişirken, genişlik ise Sibirya örneğinde olduğu gibi 700 kilometreye kadar çıkıyor.
Savaş değil uzlaşma
1960’lardan itibaren pek çok ülke kıta sahanlığı yüzünden çatıştılar ama bütün çatışmalar Uluslararası Hakem (Tahkim) Mahkemesi aracılığıyla barışçıl biçimde çözüldü. Çözemeyen iki ülke ise Türkiye ile Yunanistan. İki ülke arasındaki kıta sahanlığı anlaşmazlığının 40 yıllık tarihçesi var. Yunanistan’ın 1961’den beri hidrokarbon ve petrol yatakları bakımından zengin olduğu söylenen Kuzey Ege’de araştırmalar yapması ve keşfedilen madenlerin işletilmesi için yabancı şirketlere izin vermesi üzerine Kıbrıs yüzünden Yunanistan’a kızgın olan Türkiye 18 Ekim 1973’te Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) bir bölümü Yunanistan kıta sahanlığı ile örtüşen bölgelerle ilgili 27 adet petrol arama ruhsatı vermişti. Taraflar arasında nota değişimi sürerken Çandarlı gemisi 32 savaş gemisinin eşliğinde Ege’ye açılmıştı. İşe savaş gemileri karışınca Yunanistan ve uluslararası toplum endişelenmiş, Türkiye’nin buna cevabı arama sahasını genişletmek olmuştu. İlişkiler 20 Temmuz 1974 Kıbrıs ‘Barış’ Harekâtı ile iyice kötüleşti. 1975’te Yunanistan konunun Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) götürülmesini önerdi ama Türkiye buna yanaşmadığı gibi 1976’da MTA’nın sismik araştırma gemisi Hora’yı Ege’ye gönderdi.
Piri Reis ve Sismik-I yolda
Aynı yıl Yunanistan konuyu BM Güvenlik Konseyi’ne taşıdı, Konsey’in 395 sayılı kararı uyarınca konu UAD’ye gitti, Türkiye bazı tarihsel argümanlarla UAD’nin yetkisini tanımadı ama sonunda konu küllenmeye bırakıldı. 1987’de Yunanistan’ın Taşoz Adası’nın doğusunda petrol bulmasından sonra konu yeniden alevlendi ve bu sefer sahneye (son krizde de sahneye çıkacak olan) Piri Reis ve Sismik-I gemileri çıktı. İki ülke tekrar savaşın eşiğine gelmişti ki uluslararası toplumun aracılığıyla konu yatıştı. Öyle ki, 1988’de iki ülke başbakanları (Turgut Özal ve Andreas Papandreu) Davos’ta biraraya gelmekle kalmadılar bu tarihten sonra iki ülke arasında adeta yeni bir balayı havası doğdu. Ama 1989’da iki ülkede de başbakanların değişmesiyle (Özal Cumhurbaşkanı oldu, Papandreu seçimi kaybetti) balayı bittiği gibi 1996’da Muğla’nın 7 km. açıklarındaki Kardak (Yunanca adıyla İmia) Kayalıkları krizi ile iki ülke yeniden savaşın eşiğine geldi.
Kardak/İmia krizi
Bu krizin kahramanı da bir gemiydi. Kriz, batmak üzere olan Figen Akat adlı şilebin kurtarılmayı istememesine rağmen, ticari bir Yunan kurtarma gemisi tarafından kurtarılması üzerine çıkmıştı. Yunanistan geminin kendi karasularında battığını söylüyordu, Türkiye Kardak’ın Türk toprağı olduğunu ileri sürüyordu. Gerilim Yunan ve Türk gazetecilerinin kayalığa bayrak dikmeleriyle tırmanmış, Yunanistan’ın Kardak/İmia’ya; Türkiye’nin de yakındaki bir kayalığa çıkarma yapmasıyla uluslararası bir bunalıma dönüşmüştü. Neyse ki ABD’nin ve NATO’nun çabalarıyla savaştan dönülmüştü. Galiba bu iki huysuz ülke de nasılsa uluslararası toplum aramıza girer ve bizi engeller diye bu kadar rahat kavga çıkarıyordu.
Bu tarihçeye bakınca, Doğu Akdeniz sularında bizi nelerin beklediğini tahmin etmek zor değil. Bakalım tam 39 yaşındaki emektar Piri Reis (gemisi demeye dilim varmıyor) bu zorlu görevi yürütebilecek mi? Çünkü duyduğuma göre ödenek yetmediğinden ana motoru ve jeneratörünü gümrükten çekememişiz. Bakalım TSK kendi gemilerimizi bombalamamayı başarabilecek mi? Çünkü emekli Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in internete sızan konuşmalarına bakılırsa defalarca kendi askerimizi öldürmüşüz…
Kocatepe Muhribi’ni nasıl batırdık?
Söz gemilerden açılmışken, batırdığımız Kocatepe Muhribi’ni anmamak olmaz. Bu olay sadece TSK’nın askerî becerileri açısından değil, son aylarda adını sıkça duyduğumuz iki ülke Libya ve İsrail’in konuya bir şekilde dâhil oluşlarıyla da ilgiyi hak ediyor. Bu geminin adı Kocatepe Muhribi.
Muhribin başına gelenler harp akademilerinde ders olarak okutulacak nitelikte. Hikâye şöyle gelişiyor: Türk ordusunun Kıbrıs ‘Barış’ Harekâtı’nı başlattığı 20 Temmuz 1974 günü, Muğla İl Jandarma Komutanlığı’ndan Muğla Valisi’ne, ondan Jandarma Genel Komutanlığı’na, ondan Genelkurmay’a, Genelkurmay’dan da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bir istihbarat raporu gelmişti. Raporda “Rodos’ta, Mandrake Burnu açıklarında asker yüklü 10-12 gemi 8-10 mil süratle Baf’a doğru seyrediyor” yazıyordu. Bu basit rapor yetkilileri telaşlandırmış, Dışişleri Bakanı Turan Güneş o sırada Ankara’da bulunan ABD’nin Kıbrıs Temsilcisi Joseph Sisco aracılığıyla eğer konvoy geri çevrilmezse konvoyun batırılacağını Yunan tarafına bildirmişti. Sisco Atina’ya uçtu ve durumu Yunan tarafına bildirdi. Yunan Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Arapakis Kıbrıs’a doğru giden hiçbir Yunan gemisinin olmadığını belirtti. Bu bilgiyi ABD’nin Ege’de bulunan 6. Filo’su ile diğer Amerikan haber alma kaynakları da doğruluyordu. Ancak Türk tarafını inandırmak mümkün olmadı. Bütün hazırlıklar yapıldı ve ertesi gün harekâta (!) başlandı.
Şenlik Başladı!
Girne (Pladini) Plajı açıklarından batıya hareket eden Adatepe, Mareşal Fevzi Çakmak ve Kocatepe muhripleri Arnavut Burnu’nu dönünce Rum Milli Muhafız Kuvvetleri’ne bağlı üç hücumbotun saldırısına uğradılar. Bunlardan ikisi Türk jetleri tarafından batırıldı. Diğer hücumbot ise hızla geri çekildi. Yapılan hesaplara göre Arnavut Burnu’nu dönen Türk muhriplerinin rapor edilen Yunan gemi konvoyunu görmeleri lazımdı. Ortalıkta konvoy falan yoktu, sadece uzaklarda seyreden iki gemi vardı. Bunun üzerine Türk muhripleri Arnavut Burnu ile Baf arasında beklemeye geçtiler. İşte olan tam bu sırada oldu. “Şenlik Başladı” parolasıyla Ankara-Mürted, Eskişehir ve Antalya askerî hava üslerinden kalkan Türk jet uçakları Türk muhriplerini bombaladılar. Altı saat can çekiştikten sonra 289 kişilik mürettebatıyla Kocatepe Muhribi batarken, 56 (bazı kaynaklara göre 54 veya 57) Türk denizcisi şehit oldu. Jetlerimiz görevi başarıyla yerine getirmenin mutluluğu içinde üslerine döndüler.
Kissinger’la Ecevit’in tartışması
Aslında gemilerin savunma sistemleri olsaydı, muhtemelen onlar da Türk jetlerini düşüreceklerdi. Neyse ki yoktu. Adatepe ve Mareşal Fevzi Çakmak muhripleri de yara almışlar ancak güç bela Mersin’e ulaşmışlardı. Yapılan hata o zaman anlaşıldı. Genelkurmay 25 Temmuz 1974 günü bir bildiriyle “Kocatepe’nin kaybedildiğini” açıkladı. Halk üzgün ve Yunanlılara kızgındı. Daha sonra anlaşıldı ki Başbakan Ecevit ABD Dışişleri Bakanı Kissinger’e Türk bayrağı çekmiş, telsizden Türkçe konuşan Yunan gemilerinin sefer halinde olduğunu, bunları batıracaklarını söylemiş, Kissinger o gemilerin Türk gemisi olduğunu söylediği halde buna inanmamıştı. Jet pilotları da kendilerine verilen bu yanlış bilgiler yüzünden gemilerin bayrağına ve telsizcinin verdiği bilgilere inanmayıp bombaları salmışlardı. Âdet olduğu üzere hükümet ve Genelkurmay olayın üstünü örttü, kamuoyu Kocatepe’yi kimin batırdığı aylar sonra o da yabancı basından öğrenildi. 56 şehidin adı ancak 28 Haziran 1975’te açıklandı. Olayın perde arkası M. Ali Birand’ın Milliyet’teki yazı dizisinden öğrenildiği halde olay soruşturulmadı. Soruşturulmadığı gibi konu üzerinde konuşmaya bile cesaret edilemedi.
Kaddafi değil Kaptan Reuven
Gazetemiz yazarlarından Yıldıray Oğur, 24 Şubat 2011 tarihli yazısında “Kaddafi’nin (Türkiye’deki) şanını iyice arttıran Kıbrıs harekâtı sırasında Türk jetlerinin yanlışlıkla batırdığı Kocatepe Muhribi’nden sağ çıkanların Türkiye’ye getirilmesinde oynadığı rol oldu. Kurtardıkları arasında daha sonra 28 Şubat 1997’de yeniden yardımı dokunacağı muhribin komutanı, geleceğin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya da vardı” diye yazmıştı. Okurlarımızdan Denis Ojalvo’nun Yıldıray Oğur’a gönderdiği düzeltme mailini bilgi için bana da yollamasıyla öğrendiğim gibi, Kocatepe kazazedelerini kurtaran Libya kuvvetleri değil, (Libya’nın katkısı olaydan sonra Türkiye’ye bazı yedek parçaların gönderilmesiyle sınırlıydı) bugün savaşın eşiğinde olduğumuz İsrail’de yaşayan Türkiye kökenli Yahudi kaptan Reuven’di. (72 denizciyi İngilizler, 111 kişiyi de Türk donanmasından Berk gemisi kurtarmıştı.)
Denis Ojalvo’nun maile eklediği linkte, Gila Benmayor 22 Mart 1998 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanan “42 denizcimizi kurtaran gizli dost” başlıklı röportajında Kaptan Reuven’in denizcilerimizi kurtarma hikâyesi gayet güzel anlatıyordu. Yıldıray Oğur’un, yazısındaki yanlış bilgiyi düzeltme fırsatı bulmadığını sanıyorum. İsrail ile Türkiye arasında savaş tamtamlarının çaldığı bugünlerde, söz konusu röportajı (http://webarsiv.hurriyet.com.tr/1998/03/22/34076.asp) okumanızı tavsiye ediyorum.
***
Kıbrıs’ın dört çocukla Türkleştirilmesi
Ancak Türkiye Kıbrıs Meselesi’ni sadece savaşla çözemeyeceğini biliyor. Nitekim Başbakan Tayyip Erdoğan, ‘Barış’ Harekâtı’nın 37. yıldönümü törenleri için gittiği Kıbrıs’ta karşılaştığı gazetecilere tek tek kaç çocuk sahibi olduklarını sormuş, Havadis Genel Yayın Yönetmeni Başaran Düzgün “İki”, KıbrısHaber Müdürü Ali Baturay “İki”, Yenidüzen yazarı Aysu Basri “Hiç çocuk yok” deyince, “Kaç yıllık evlisin” diye sorgulamayı derinleştirmişti. Basri, “Yedi yıl” cevabı verince, “Yedi yıl ve çocuk yok. Hem doğurmuyorsunuz, hem de oraya nüfus götürmemize karşı çıkıyorsunuz. Madem nüfus aktarmamızı istemiyorsunuz, siz de doğurun. Burada [Türkiye’de] üç ama Kıbrıs için dört çocuk öngörüyorum çünkü nüfusa ihtiyacımız var” demişti. Başbakan Erdoğan kahvaltı sonrasında da, gazetecilerden “dört çocuk yapacakları” sözünü almıştı. Anlaşılan Başbakan güçlü olmanın tek yolunun sayısal üstünlük olduğunu sanıyor.
Türkiye’den göçertilenler
Aslında bu yeni bir politika değil. Türkiye, 1974’ten beri adadaki Müslüman-Türk nüfusu şu veya bu şekilde arttırarak Kıbrıs’ı bir ‘Türk adası’ haline dönüştürmeye çalışıyor. Bugüne dek, kimsenin aklına Kıbrıslı Türklerin yatak odasına müdahale etmek gelmediği için, bu politikanın esasını Türkiye’den bazı grupları Kıbrıs’a göçertmek oluşturmuştu. Göçertilen nüfusun ekonomik açıdan güçlendirilmesi de Kıbrıslı Rumlara ait olan ve 1974’te el konan mal ve mülklerin kendilerine verilmesiyle halledilmişti. Kıbrıs Meselesi’nin bugüne dek çözülmemesinin temelinde aynen Ermeni Meselesi’nde olduğu gibi mal-mülk gaspının payı olduğunu herkes biliyor.
Bilmediğimiz ise Kıbrıs’ın nüfusunun ne olduğu. Çünkü 1990’da KKTC’de yapılan son resmî nüfus sayımının sonuçları açıklanmadı. Daha sonra da resmî bir nüfus sayımı yapılmadı. Ama geçmişte adada ne kadar Rum, ne kadar Türk yaşadığı hakkında epey bilgiye sahibiz.
1570-1571’den itibaren Osmanlı Devleti’nin bir parçası olan Kıbrıs’a ilk yerleşen Türkler, fetihte görev alan askerler ve aileleriydi. Bunları Anadolu’dan (özellikle Karaman ve Maraş bölgesinden) göçertilenler izledi. 1581 yılına kadar sekiz bin Müslüman hane adaya yerleştirilmişti. O tarihlerde kayıtlar, etnik kökene göre değil dine göre tutulduğu için, tüm göçertilenlerin Türk (Türkmen) asıllı olduğunu söylemek doğru olmaz ama her bir hanenin dört beş kişiden oluştuğu kabul edilirse, askerî personelle birlikte, Kıbrıs’ta o tarihlerde 30-40 bin kadar Müslüman yaşıyordu. Kıbrıs’ın ‘Müslümanlaştırılması’ işine ileriki yıllarda pek önem verilmediği anlaşılıyor çünkü 1831 tarihli bir belgeye göre Kıbrıs’ta 29.233 gayrımüslim erkeğe karşılık (o tarihlerde kadınlar ve çocuklar sayılmazdı) 14.983 Müslüman erkek yaşıyordu.
İngiliz titizliği
Kıbrıs’ın 1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra II. Abdülhamit tarafından İngilizlere kiralanmasından sonra nüfus meselesi biraz daha açıklığa kavuştu, çünkü İngilizler 10 yılda bir düzenli nüfus sayımı yapmaya başladılar. İngilizlerin 1881’de yaptığı ilk sayımda Kıbrıs’ın toplam nüfusunun 186.173 kişi olduğu, bunun 45.458’inin de Müslüman olduğu ortaya çıktı. (O tarihte de etnik köken esas alınmıyordu) Yani nüfusun yüzde 25’i Müslüman, yüzde 75’i Hıristiyan idi. Bu oran ileriki yıllarda aşağı yukarı aynı kaldı ve Hıristiyanların ezici çoğunlukta olması, toplumlararası ilişkilerin sağlıklı biçimde gelişmesinin önünde ciddi bir engel teşkil etti. Hıristiyan-Rumlar 300 yıllık Osmanlı hâkimiyetine duydukları nefreti onların bakiyesi olan Türklere yönelttiler, Müslüman-Türkler ise 300 yıllık hâkim pozisyonu kaybetmeyi hiçbir zaman hazmedemediler. Bu durum 1920’lere kadar sürdü.
Anamur Mal Müdürü’nün ettiği
Mustafa Kemal’in önderliğindeki Kemalist güçler ile İtilaf Devletleri arasında 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan ve yeni Türkiye’nin kuruluşunu dünyaya ilan eden Lozan Barış Antlaşması’nın 21. maddesi uyarınca beş altı bin kadar Kıbrıslı Türk Türkiye’ye iltica etti. İlginçtir, o yıllarda Türklerin adadan ayrılmasına karşı çıkan taraf, Türkleri Rumlara karşı bir denge unsuru olarak gören İngilizlerdi! Rumların 1931’den itibaren açıkça dillendirmeye başladıkları Enosis talebini sürekli püskürten de onlar oldu. Ancak mülteciler Türkiye’de ciddi sorunlarla karşılaştılar. Örneğin 1931 yılında Kıbrıs’ta yayımlanan Söz gazetesinde çıkan bir habere bakılırsa, Mersin-Anamur’a yerleştirilen gruplara Türkiye hükümetince verilen evler, bizzat Anamur Mal Müdürü tarafından geri alınmıştı.
1960’tan 1974’e değişen nüfus
1960 yılında, İngilizlere karşı verilen bağımsızlık savaşının ardından Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda adada yapılan son ortak sayıma göre Kıbrıs’ta 442.138 Rum, 104.333 Türk, 3.622 Ermeni, 2702 Maruni (Lübnan kökenli Hıristiyanlar), 17.513 İngiliz, 475 Çingene ve 2.796 değişik milletler olmak üzere toplam 573.579 kişi yaşıyordu. Yani nüfusun yüzde 77’si Ortodoks-Rum, yüzde 18,2’si Müslüman-Türk’tü.
20 Temmuz 1974’teki ‘Barış’ Harekâtı sonrasında, Kıbrıs’ın Türkleştirilmesi işine Kıbrıs’ın güneyinde yaşayan Türklerin adanın kuzeyine yerleştirilmesi, kuzeyde yaşayan Rumların da güneye yollanmasıyla başlandı. Bu yer değiştirmeler, o günlerin koşulları düşünüldüğünde gayet anlaşılırdı. Ancak daha sonra işin rengi değişti. Türkiye, 1975 yılından itibaren özellikle Karadeniz illerinden bazı grupları Kıbrıs’a taşımaya başladı. Çoğunun işsiz güçsüz, eğitimsiz ve aşırı milliyetçi kesimler olduğunu bildiğimiz ama sayılarını hiçbir zaman öğrenemediğimiz bu göçmenler Kıbrıs’ın ‘yerli’ Türklerini (ki Rauf Denktaş’a göre adada yerli olan tek şey Kıbrıs’ın eşekleriydi) pek çok açıdan rahatsız etti. Yakın tarihlerde sadece 1981 yılında Türkiye’den 90 bin kişinin getirildiği söylendi. Bu sayı zamanla daha da arttı. Devletin teşviki ile gelenlere, kendi istekleriyle gelenler eklendi. Bugün Kıbrıs’ta 300 bini Türkiye’den gelenler olmak üzere 570 bin Türk’ün yaşadığını söyleyenler var. Bazıları bu sayıyı gizli tutarak, konuyu kâğıt üzerinde halletmeyi yeterli görüyorlar ama Başbakan Erdoğan gibi Kıbrıs’ın Türkleştirilmesi işini garantiye almak isteyenler de var. Bakalım, Kıbrıslı Türkler ‘emir büyük yerden geldi’ deyip işe koyulacaklar mı? Ya da benzer talepler Kıbrıslı Rum liderlerden de gelirse ne olacak? Milliyetçi ideallerle dünyaya getirilecek Kıbrıslı bebecikler kıta sahanlığı savaşını atlatabilecekler mi? Bekleyip görelim…
Özet Kaynakça: Güven Erkaya, Turan Baytok, Bir Asker Bir Diplomat, Doğan Kitapçılık, 2001; Hande Dağıstanlı, “Ege Kıta Sahanlığı Uyuşmazlığı”, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 2006 yılında kabul edilmiş lisansüstü tezi; Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi (14-19 Nisan 1969), Türk Heyeti tebliğleri, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1971; Hikmet Öksüz, “Lozan’dan Sonra Kıbrıs Türklerinin Anavatana Göçleri”, Tarih ve Toplum, S. 187, C. 32, Temmuz 1999, s. 35-38; Mehmet Demiryürek, “Fetihten günümüze Kıbrıs’ta Türk varlığı”, Toplumsal Tarih, S. 103, Temmuz 2002, s. 46-49.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Okurlara açıklama metni
20.05.2012 - Ermeni Soykırımı’nda Alman rolü
22.04.2012 - 1909 Adana İğtişaşı/ Faciası/ Katliamı
15.04.2012 - Osmanlı’nın sevgilisi lalenin sergüzeşti
8.04.2012 - Ali Şükrü Bey ve Topal Osman
1.04.2012 - ‘Milli’ aşk ve nefret hikâyeleri
25.03.2012 - Geleneğin icadı: Newroz ve Nevruz
18.03.2012 - Dr. Tulp’un Anatomi Dersi’ni izlediniz mi
11.03.2012 - Milli Görüş Hareketi ve Erbakan
4.03.2012 - Vagon-Li Olayı ve ‘öz dil’ zorbalığı
26.02.2012
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Hrac Madooglu
Bir futbol takiminin taraftarlari darbeci olmaktan yargilaniyor. 16 yasinda bir cocuk Erdogana hakaret ettigi gerekcesiyle hapse atiliyor. Polis gazeteleri basip gazetecileri tutukluyor. Yolsuzluk yapan bakanlar mahkemeden kaciyor, onlara rusvet veren iranli bir sahtekarin dosyasi kapatiliyor. Yargi sistemi, yargiclar, savcilar iktidarin sag kolu gibi her turlu kanunu, hukuku, insan haklarini her gun ihlal ediyor. Boyle bir ulkeye kim verir Guleni? Suclu olsa bile, adil bir sekilde yargilanma ihtimali yok ki bu insanin bu ulkede.