Berrin Sönmez
10 Aralık İnsan Hakları Günü’ne yeni hak ihlalleriyle giriyoruz. Polis şiddeti ve hak ihlalleri değişmez gündemimiz olduğu için şaşıran yok tabii. Yine İstanbul, yine kadın eylemi, yine polis müdahalesi… Las Tesis, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında gerçekleştirdiği protestoyla dünyanın gündemine oturmuştu hatırlanacağı gibi. Şili polis marşı, sözleri feminist sloganlarla yeniden yazılarak protesto dansında kullanıldı. Başta cinsel şiddet ve istismar olmak üzere kadınlara yönelik her türlü şiddetle mücadele eden feminist örgütün bu yıl teması polis ve devlet şiddeti olmuş, yargıyı ve devlet başkanını bu suça ortak oldukları için protesto etmişlerdi. Kadınlar çok sevdi bu danslı protestoyu. Böylece dünyaya hızla yayılıp pek çok ülkede kadınlar, sözleri kendi dillerine çevirerek dans etti. Bizde de oldu pek çok yerde. Ama sadece Kadıköy İskele Meydanı’nda polis müdahalesi yaşandı.
Nedenini İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın kadına yönelik şiddet verileri üzerine gerçekleştirdiği nitel-nice akademik araştırmasının tanıtımı sırasında kullandığı bir ifadelerde arayabiliriz: “İstanbul’da kadına şiddet vakaları, aktif olarak çalışan polis sayısı ile orantılandığında ortalama olarak bir polis memuruna, takibi yapılması gereken sekiz kadına şiddet konusu düşmektedir.” Yasa gereği önleyici ve koruyucu tedbir kararları doğrultusunda korunma talebinde bulunan kadınların sayısını gerekçe göstererek koruma görevinin yerine getirilmediğini itiraf olmalı bu cümle. İki soru -ki ilkini daha önce bir yazımda dile getirmiştim- Emniyet müdürü yasa ve uluslararası sözleşmeler gereği veri paylaşım görevini yerine getirip akademik araştırmaya açmakla yetinse, asıl işine daha çok zamanı kalmaz mı? Ve ikinci soru 8 Aralık günü öğleden sonra üçte Kadıköy İskele Meydanı’ndaki protesto eyleminde bir kadına kaç polis düşüyordu? Sayın Emniyet Müdürü bu soruları yanıtlasa keşke. Bu sorulara cevap gelse iyi olur ama mutlaka cevaplaması gereken daha önemli başka sorular var.
Erkek şiddetini, cinsel saldırıları, çocuğun cinsel istismarını, ataerki cinayetlerini protesto eden, demokratik gösteri hakkını barışçıl yollardan kullanan kadınlara niçin polis müdahalesi uygulandı? Niçin polislerce orantısız güç kullanımıyla pek çok kadın darp edildi? Ve niçin altı kadın gözaltına alındı? Erkek şiddetine karşı gösteri yapan kadınlara niçin polis şiddeti uygulandı? Fidan Ataselim, Ayşen Ece Kavas, Nisa Kör, Seda Elhan Barbaros, Yaprak Okatalı, Sevda Yeniköylü ters kelepçeyle gözaltına alındıktan sonra ancak ertesi gün (pazartesi öğleden sonra) hakim karşısına çıkarıldı. Ve bu yazı tamamlandığında (pazartesi 16.30) gözaltındaki kadınlar adli kontrolle serbest bırakıldı. Hiçbir suçları olmadan neredeyse 24 saati gözaltında geçirip bir de takipsizlik değil adli kontrolle bırakılmaları da kabul edilir şey değil. Ancak şu anda serbest kalmaları elbette en güzel haber. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve polis teşkilatının kadınlara tahammülsüzlüğü nedeniyle yaşandı bunca eziyet.
Çünkü aynı gün Ankara Kuğulu Park’ta da aynı örgütlerden kadınlar aynı sözlerle aynı danslı gösteriyi gerçekleştirdiler ve her hangi bir polis müdahalesi olmadığı için sorun yaşanmadı. Coşkuyla başlayan gösteri aynı coşku ve halkın alkışlarıyla sonlandı. Yani Kadıköy’de yaşananlar bir “polis olayı” olarak isimlendirilmeli. Müdahaleden sonra polis şiddetine yönelik açıklamayla “yasak sloganlar” gibi bir emniyet/valilik “savunması” inandırıcı değil. Dünyanın her yerinde olduğu gibi İstanbul ve Ankara’da aynı sözler kullanılmıştı, danslı gösterilerde. Tek fark eylemin saatindeydi. İstanbul’da saat üçte başlayan gösteriye polis müdahalesi, polis şiddeti ve ters kelepçeli gözaltı işlemleri gerçekleştiği sıralarda saat beşte başlamıştı Ankara’da eylem. Üstelik başlarken Kadıköy’deki polis şiddeti kınanmıştı. Önce kınama, sonra toplu prova ve dansın üç kere tekrarı, ardından erkek şiddetiyle hayattan koparılan kadınların anılmasıyla tamamlandı eylem. Altmış kadar kadına çevreden katılanlar ve ilgi gösteren halkla birlikte barışçı sivil eylemi izleyen yirmi, otuz kadar polis müdahale etmediği için sorun çıkmadı.
Şimdi İstanbul Emniyeti ve polis teşkilatının tahammülsüzlüğü nedeniyle yaşanan sorun yüzünden onlarca kadın darp edildi. Göstericilerden altı kadın gözaltındaydı ve mahkemenin bu büyük polis sorunu gidermesi ve takipsizlik kararı vermesi bekleniyordu. Ama denetimli serbestlik kararı çıktı. Kadınları değil katilleri durdurun sloganını haklı çıkarmak için özel çaba harcayan emniyet, bu vahim iş bilmezliğin, kadına yönelik şiddet protestosuna saldırının hesabını verecek mi?
Şili’de Las Tesis isimli Feminist Kolektif’in eylemiyle dünyaya las tesis dansı gibi yayılan gösteride kadınların gözleri neden bantlı, İstanbul emniyeti bunu hiç düşündü mü acaba? Şili’de kadınlar polislerce gözleri bantlanmış olarak gerçekleştirilen çıplak aramayı, cinsiyetçi polis şiddeti ve işkencesiyle karşı karşıya olmayı protesto ediyorlardı tüm diğer erkek şiddeti yöntemleriyle birlikte. İstanbul Emniyeti bu protestoyu neden üstüne alındı dersiniz? Tüm kadınlar gibi ben de bu sorunun cevabını çok merak ediyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024
3.05.2024
5.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
8.03.2024