Burhanettin DURAN
Ankara-Washington hattında yoğun bir görüşme trafiği yaşanıyor. Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster'den sonra Dışişleri Bakanı Tillerson, perşembe günü Türkiye'ye geliyor. İki ülkenin savunma bakanları da bu hafta içi Brüksel'de görüşecek.
Karşılıklı açıklamalara bakılırsa hayli çekişmeli bir müzakere yürütülüyor. Washington hâlâ Zeytin Dalı operasyonunu sınırlandırmanın peşinde. TSK'nın Afrin merkezine girmesini engelleme ve YPG'yi kurtarma amacında. Görünen o ki, bir süre daha yüksek gerilim ikili ilişkileri terk etmeyecek.
Gerilimin temelinde ABD'nin hatalı Suriye politikasından vazgeçmeyerek YPG'ye desteğinde ısrarcı olması ve bu konuda Türkiye'yi ikna edebileceğini sanması yatıyor. Zeytin Dalı Harekâtı'nın Ankara için ne kadar hayati önemde olduğunu görmezden geliyorlar.
Suriye denklemine askeri anlamda en geç dahil olan ana aktörlerden biri olarak Türkiye, ne yazık ki sahada NATO müttefiki ABD'yi karşısında buluyor. Gelinen aşama hayli tedirgin edici. Türk-Amerikan ilişkilerinin güçlü geçmişi ve NATO düzlemi 2013'ten itibaren şiddeti artan gerilimi tümüyle kopuş noktasına getirmedi.
ABD'nin Suriye'de sürekli Türkiye aleyhine aldığı kararlar müzakereye konu oldu. Ancak son niyetin açıklanması (YPG'den 30 bin kişilik sınır gücü kurma) bardağın taştığı andı. Mevcut durumun tedirgin edici olmasının iki ana nedeni var.
İlki, Trump yönetiminde hâlâ Türkiye'nin eleştirilerini gerekli ciddiyetle ele alma niyeti görünmüyor. CENTCOM patentli YPG politikası birkaç kozmetik değişiklikle dayatılmaya çalışılıyor. Anlaşılan, Washington'da Türkiye'nin stratejik önemini kavrayan realistlerin sözü dinlenmiyor.
Trump yönetimi ya Türkiye'yi kaybetmeyi önemli bir sorun olarak değerlendirmiyor ya da Türkiye'nin PKK-YPG ile mücadeledeki kararlılığını küçümsüyor. Böylece, hem Ankara'nın "beka sorunu" olarak nitelediği YPG oluşumuna destek verebileceğini ve hem de Türkiye ile dost kalınabileceğini hesap ediyor. Ankara'nın dostluğunu kaybetme ihtimali satın alınmış ise fazla söze hacet yok tabii.
İkincisi, iki başkentin kendi yoluna bakabileceğini ve stratejik ortaklığı terk edebileceğini düşündüğü bir jeopolitik dönüşüm aşamasındayız. ABD'nin küresel sorumluluklarını terk etmeye başladığı, sistem içindeki meşruiyetinin azaldığı ve milli menfaatlerini (insan hakları ve demokrasi gibi) normlar paketi ile sarmalayamadığı bir dönemdeyiz. Ve müttefiklerinin Washington'un sorumsuzluğundan kendini korumaya çalıştığı yeni bir evredeyiz.
Daha önceki Washington- Ankara krizlerinin (1964 ve 1974) aksine bu defaki kriz, Soğuk Savaş'ın jeopolitik denklemi dışında gerçekleşiyor. Ve 2003 Irak krizinden de farklı olarak Türkiye sert gücüyle Suriye'de sahada.
Dahası, Türkiye, ABD'nin sınırlandırılması gereken düşmanlar olarak gördüğü Rusya ve İran ile işbirliği yürütebiliyor. Sovyetler'den hissettiği tehdide benzer bir Rusya algısı da yok. Türkiye kamuoyunda YPG destekçiliği sebebiyle "düşman" algısı olarak ABD açık ara önde.
İşte Başbakan Yıldırım'ın, Başbakan Yardımcısı Bozdağ'ın ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun sert uyarıları ikili ilişkilerin geleceği için alarm zilleri olarak görülmeli. Umarım Tillerson, Çavuşoğlu'nun "ABD ile ilişkilerimiz çok kritik birnoktada. Ya düzelecek ya tamamen bozulacak" açıklamalarına uygun bir dosya ile geliyordur.
Amerikan askerlerinin takdir ettiğim bir özelliği var. Emekli olduklarında empatileri artıyor ve ne yapılması gerektiğini daha iyi görüyorlar. NATO'nun eski Başkomutanı ve ABD Deniz Kuvvetleri'nden emekli Oramiral James Stavridis buna bir örnek.
PKK ile YPG'nin aynılığından hareketle Zeytin Dalı Harekâtı'nın haklılığını kabul eden Stavridis, NATO'nun bu operasyonda Türkiye'nin yanında olması gerektiğini söyledi:
"Pentagon tüm kanallarını Türkiye'ye açmalıdır. ABD'nin bölgedeki en büyük stratejik önceliği Türkiye'nin NATO'da kalmasıdır. En basit anlamıylaNATO, Türkiye'nin ayrılmasını kaldıramaz."
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020