Celal BAŞLANGIÇ
Bu tarihi iyi not edin.
Öyle defterinizin bir köşesine falan değil; hayatınızın, ülkenizin ve dünyanızın kapkara bir sayfasına yazın bir daha unutmamak üzere.
20 Haziran 2016, Pazartesi.
Bu tarih sadece, Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışmak amacıyla "Genel Yayın Yönetmenliği" yapan üç "nöbetçi gazeteci"nin tutuklandığı gün değildir.
Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu, Ahmet Nesin değildir o gün sadece tutuklananlar; aslında bütün gazetecilerin basın özgürlüğüdür tutuklanan, daha da vahimi bütün bir halkın bilgi alma ve gerçekleri öğrenme hakkıdır!

AKP'nin kapısına konmadan önce Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Söcüsü olarak bir televizyonda canlı yayına çıkmıştı Bülent Arınç.
Günlerden, geçen yılın 24 Temmuz'uydu. Yani "basında Abdülhamit sansürü"nün kaldırılışının yıl dönümü olarak kutlanan "Basın Bayramı"ydı.
Evrensel'le birlikte adını vere vere hedef göstermişti Arınç; "suç makinesi" demişti, "istersek davaya boğarız" demişti.
Arınç AKP'nin kapısına konulurken, devletin Özgür Gündem'i ceza davasına boğma planı da uygulamaya konuldu.
"Çözüm süreci" boyunca hakkında neredeyse tek dava açılmayan Özgür Gündem'e yüzlerce soruşturma ve dava sağanak halinde yağmaya başladı.
Bunun üzerine 3 Mayıs 2016'dan itibaren başladı Özgür Gündem'de "Nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği".
Bu direnişin bir yanı basın özgürlüğü için mesleki bir dayanışmaydı ama aslında halkın haber alma hakkı için, gerçekleri öğrenme hakkı için bir eylemdi.
O günden bu yana 50'yi aşkın; çok büyük bölümü gazeteci olan, sanatçılar, yazarlar, aydınlar, insan hakları aktivistleri Özgür Gündem'de Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi birer günlük.
Bunlardan 39'una "terör örgütü propagandası"ndan, "suçu ve suçluyu övmek"ten, "suça teşvik"ten soruşturma açıldı.
Altısı hakkında takipsizlik kararı verildi. Diğer altısı için ortalama 14,5 yıl hapis cezası istemiyle dava açılıp mahkeme günü verildi (Bu satırların yazarı da dava açılan grup içindedir). Diğerleri için soruşturmanın sonucu beklenirken üç "nöbetçi genel yayın yönetmeni" hakkında tutuklama kararı verildi dün.
Onun için büyük bir özenle kaydedin bu tarihi; 20 Haziran 2016, Pazartesi...
Çünkü bu aynı zamanda "neden Kürtlerin yanında durdun" soruşturmasının, "neden Kürtlerin yanında durdun" davasına ve işte bu tarihte de "neden Kürtlerin yanında durdun" tutuklamasına dönüşmüştür.
İşin birinci yanı; AKP devletine göre, bu süreçte "Kürtlerin yanında durmak" büyük suç!
Bu iktidarın "Kürtlerin yanında durmayın len" naralanması soruşturma olarak, dava olarak fayda etmeyince, bu kez "dağılın len" hönkürmesi aşamasına geçişin ifadesidir üç "nöbetçi gazeteci"nin tutuklanması.
Yani daha net söylemek gerekirse bugün Çağlayan'daki bu üç tutuklama ile aslında 20 Temmuz 2015'de Kobane'ye Kürtlerle dayanışmak için giden 30'dan fazla gencin IŞİD bombasıyla Suruç'ta katledilmesiyle taşıdığı mesaj arasında anlayış olarak hiç fark yok.
Gelelim meselenin ikinci boyutuna.
Bu aynı zamanda bütün muhaliflere, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını savunanlara, barış isteyenlere, demokrasi ve özgürlük talebinde bulunan herkese "hepinizi tutuklarım ha" parmak sallamasıdır.
Bu tutuklamanın üçüncü anlamı; toplumda çatışma noktalarını çoğaltarak yaratılacak kutuplaşma üzerinden olası bir referandumda "Başkanlık" ya da "Partili Cumhurbaşkanlığı"nın yüzde 45'lerin altında seyreden kamuoyu desteğini arttırmaktır.
Türkiye toplumunun 2013'te kitlesel olarak ölümüne karşı çıktığı bir projeyi yeniden halkın önüne dayatmanın amacı Gezi benzeri yeni bir çatışma alanı açmaktır. Daha birkaç gün önce yeniden Gezi Parkı'na Topçu Kışlası'nı, Taksim Alanı'na "Selatin Camisi"ni yapma, AKM'yi yıkma dayatması tamamen hayalindeki başkanlığı toplumsal gerginlik üzerinden gerçekleştirme planıdır.
En kesin dönüşüm tarihi 20 Haziran 2016, Pazartesi gününe not edilecek bu plan son bir haftada önce Cihangir-Firuzağa'daki "Ramazanda içki içme" saldırısıyla uygulamaya konuldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi'ye "sıfırdan tarihi bina yapma" dehasının yeniden canlanan kıvılcımlarıyla geliştirildi.
Bu planın "altın vuruşu" ise işte bir kara sayfaya özenle kaydedilmesi gereken o tarihte, 20 Haziran 2016, Pazartesi günü Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin'in tutuklanmasıyla gerçekleştirildi.
Gelelim bu meselenin dördüncü boyutuna.
Tutuklanan Şebnem Korur Fincancı, o kelepçeye uzanan elleriyle toplamıştı Cizre'deki bodrumlarda katledilen çocukların çene kemiklerini. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı olarak sadece Türkiye'nin dört bir yanındaki değil, aynı zamanda bir adli tıp profesörü olarak dünyanın dört bir yanında o ellerini uzatmıştı işkenceyi, katliamı belgelemek amacıyla otopsi yapmak için.
Dünyanın en etkin gazetecilik kuruluşlarının başında gelen Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, dün kelepçe takılan o elleriyle, bitip tükenmek bilmeyen bir enerjiyle yazmıştı yıllardır Türkiye'deki basın özgürlüğü ihlallerine ilişkin raporları.

Ellerine kelepçe takılan Ahmet Nesin, sadece dünyanın en büyük mizahçılarından olan babası Aziz Nesin'in adını onurla taşımamış, bir yazar olarak da bir yayıncı olarak da o ellerle çoğaltmıştı toplumun vicdanı olmayı bilen düşüncelerini.

Gerek konumları, gerek çalışma alanları ve kimlikleriyle dün tutuklanan bu üç kişi sanki özel olarak seçilmişti. Sadece Türkiye'ye değil, Avrupa'ya da, demokratik dünyaya da "voltajı yüksek" bir parmak sallamanın tarihiydi 20 Temmuz 2016.
Tutuklama sonrasında Çağlayan Adliyesi'ndeki polis karakolundan neredeyse güle oynaya uğurladık arkadaşlarımızı.
Erol Önderoğlu, "Neyi, niye yaptığımı biliyorum. Vicdanım çok rahat, gerisini kendileri düşünsünler" diyordu.
Duruşma salonundan çıktıktan sonra ortalıkta dolaşan Ahmet Nesin'e "Hocam vakit varken buradan tüy. Tutuklama çıkabilir" diye takılmıştık şaka yollu.
Dün adliye karakolundan cezaevine gönderirken "Yapacağımız birşey, dışarıda bitirmemiz gereken bir işin var mı" diye sorduğumuz Ahmet Nesin gülerek yanıtlıyordu:
"Hocam ben buraya hazırlıklı geldim. Tutuklanabilirim diye bütün işlerimi organize etmiştim zaten. Hazırlıksız yakalanmadım yani."
Şebnem Korur Fincancı, cezaevinden önceki son durağı olan karakolda biz moral vereceğimize o bizi teselli ediyordu:
"İnsan hakları vakfı başkanını tutukladılar. Umarım bu sonun başlangıcı olur."
Bir de bu tutuklamanın işaret ettiği planın beşinci boyutu var.
Kürt kentleri ablukaya alındı, yakıldı, yıkıldı. Hendekler kapandı, barikatlar kaldırıldı. Yani "Çöktürme Planı"nın bu aşaması tamamlandı. Şimdi ikinci aşama gündemde; Türkiye'nin batısını da kapsayacak şekilde bir çatışma ortamını yaymak; Kürt kentlerinde şimdilik kapanan hendekler, barikatlar için Türkiye'nin batısında uygun zemin yaratmak.
Şimdi sorun gazeteciler, insan hakları örgütleri, aydınlar, ilericiler, demokratlar, sosyalistler bu ablukaya, bu "diz çökertmeye" teslim mi olacak? Yoksa üzerine yönelen saldırıya karşı büyük bir dirençle karşı mı koyacak?
Dünden itibaren ilk gelen işaretler; tutuklamalara inat artık daha çok gazetecinin, aydının, sosyalistin Özgür Gündem Gazetesi'nde "tutuklanmaya aday nöbetçi genel yayın yönetmeni" olmaya yönelik çığ gibi yükselen talebiydi.
Üzerimize giderek daha yoğun biçimde çullanan bu "çökmenin" boyutu daha iyi anlaşılsın diye söylüyorum.
Dün Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklama kararında dikkat çekici bir belirleme vardı tutanaklara geçen.
"... şüphelinin tutuklanmasına engel bir halinin (tutuklama yasağı ve yargılama engeli bulunmaması hali gibi) bulunmadığı..."
Eyyyy, "tutuklanmasına engel hali bulunmayanlar", ya bu kuşatmayı bütün özgürlükleri tehdit edilenlerle birlikte, hiçbir ayırım yapmadan yaracaksınız ya da köşenize sinip verilen tekmilleri kulaklarınızı tıkaya tıkaya dinleyeceksiniz:
"Bütün bir toplum kayıtsız şartsız size biat etmiş olarak emir ve görüşlerinize hazırdır, gazetecilerin tutuklanmaya mani bir hali yoktur Sultanım!"
CELAL BAŞLANGIÇ | HABERDAR
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları














































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021