Celal DENİZ
Cumhurbaşkanı çözüm sürecinin bitirilmesinden sonra Kürt sorununda güvenlikçi politikaların işaretini vererek, '' son teröristte kalmayıncaya kadar mücadele sürecek'' demişti.
Bu sözlerin ardından Kürt illeri ablukaya alınmış, tanklarla şehirler dövülmüş binleri aşan sivil, savaşçı, polis, asker hayatını kaybetmişti. İnsanlar şehirlerini terke zorlanmış, birçok insan kendi yurdunda sürgün durumuna düşmüştü.
Böylesi yıkımların yaşandığı Kürt illerini bir kaç gün önce gezme fırsatım oldu. Viranşehir Kızıltepe yolu üzerinde Derik kavşağında bir jandarma karakolu bomba yüklü bir araçla yok edilmiş. Binanın etrafına beyaz branda çekilmiş, üzerine büyükçe bir bayrak asılmış. Ama bir tek asker yok yıkık binada.
Kızıltepe’ye doğru yol alıyoruz. Kızlıtepe'de tomanın biri gidiyor biri geliyor. İnsanlar tedirgin. Abluka altında olan Nusaybin'den gelmiş insanlar Kızltepe'de 2 ya da 3 aile bir evde barınıyorlar. Kızltepe'den Mardin'e doğru gidiyoruz. Duble yolun bazı bölümleri tekleşiyor. Sebep karakola 300 metre kala barikatlar oluşturulmuş o nedenle yol tekleştirilmiş. Karakolun ya da kışlanın önüne Suriye sınırına döşedikleri beton bariyerler döşemişler. Yetmemiş onun önüne de tel kafesler içinde toprak dolu çuvallar var. Mardin içerisinde de karakollar kışlalar aynı şekilde .
Mardin'den Diyarbakır'a gidiyoruz. Yol Üzerinde Çınar'da benzer görüntüler var. Diyarbakır içerisinde de benzer önlemleri görüyoruz. Diyarbakır'da önceki gece patlayan bomba yüklü aracın patlaması konuşuluyor. İnsanlar tedirgin. Silvan'a giriyoruz. Silvan’da hayat rutin bir şekilde sürüyor. Geçmişin yarasını sarmaya çalışıyor Silvan. Akşam üzeri Batman'dayız. Batman hiçbir şey yokmuş gibi gayet rahat bir yaşama göze çarpıyor. İnsanlar caddeleri doldurmuş gecenin ilerleyen saatlerine kadar belirli caddeler cıvıl cıvıl.
Batman'dan Silopi’ye gideceğiz. Batman'dan ilk durağımız Hasankeyf. Hasankeyf hala baraj yapımının tehdidi altında. Yok olabilir diye fotoğraflarla görüntülüyoruz. Resim çektiriyoruz. Sabahın erken saati oluşundan mıdır kimse yok. Hasankeyf daha yeni uyanıyor sabaha.
Midyat’a kadar geçen sürede olağan üstü bir durumla karşılaşmıyoruz. Midyat idil arasında Nusaybin yolu kapalı oluşundan Irak'a giden tırlar uzun kuyruklar oluşturuyor. Yolda ağır seyrediyoruz. İdil'e vardığımızda bizi eli silahlı, sakalları saçları uzamış, kovboy kılıklı polisler durduruyor. Araç aranıyor, kimliklerimiz sorgulanıyor, nereye gideceğimiz soruluyor hatta ne işle uğraştığımız bile merak konusu. Arama noktasında yine beton bariyerler var. Üzerinde ''Şehitler Ölmez'' yazılı. Belli ki kendi kendilerini motive ediyorlar.
Cizre'nin girişinde de yine bildik görüntüler. Arama, kimlik sorma, kişiyi sorgulama nereden geldin nereye gidiyorsun gibi sorular.
Silopi'ye varıyoruz. Botaş önünde durduruluyoruz. Yine bildik kimlik sorma araç arama gibi rutinleşmiş davranışlar. Bütün bu yol boyu aramalarda gördüğüm şu ki devlet korkutmak için ağır silahlı araçlarını, tomaları ve eli silahlı Rambo kılıklı polisleri kullanırken bile aslında kendi korkularını gizleyemiyorlar. Onlarda tedirgin. Polislerde bıkmış bir ruh hali seziliyor.
Silopi dönüşü Midyat içinden geçiyoruz Mardin'e doğru. Orada emniyet müdürlüğü önünde bariyerlerle önlem alınmış hatta büyük ışıklı tabelası bile sökülmüş. Dönüşümüzde de giderken maruz kaldığımız uygulamalar aynen devam ediyor.
Bu yolculukta gördüğüm bir şey var. Devlet korkuturken korkuyor. Bunun adı korkarak devlet yönetmek. Düşünüyorum korku içinde tedirginlik içinde hangi ruh hali ile devletin elemanları halka hizmet üretebilir. Kaldı ki polislerde askerlerde insan. Psikolojileri bozulabiliyor. Böyle olunca bu gerginlik üreten güvenlikçi politikalar sürdürülebilir değil.
Rüzgar eken fırtına biçer deyimi aslında bir kez daha somutlaşıyor devletin bu şiddet politikalarında. Geçmişte PKK dağlarda zaman zaman askerlerle çatışırdı. Ölürdü öldürürdü. Şimdi şiddeti bir üst düzeye çıkarmış. Bomba yüklü araçlarla karakollara, ya da güvenlik elemanlarının olduğu yerlere veya geçiş güzergahlarına saldırıyor. Yani savaşı artık dağlarda değil şehirlerde yürütüyor.
Savaşın şehirlerde yürümesi sivil insanları birinci dereceden ilgilendiriyor. Artık hepimizin hayatı savaşın ürettiği tehditle karşı karşıya. Ama bu savaş şehirlerde halkı birinci dereceden etkiledikçe sürdürülebilir değildir.
Sürdürülebilir olmayan bir savaş kesin sonuç üretmez. Yani ne devlet PKK'nin halkla olan bağını kesebilir, ne de PKK devleti çökertebilir. Bu sonuç üretmeyen savaş sadece acı, gözyaşı ve yıkım üretecektir.
O nedenle de barış yeni bir hamle olarak her iki tarafında gündemine gelmelidir. Geçmişin deneyimlerinden yola çıkarak yeni bir çözüm süreci elzemdir. Çözümsüzlük çözüm olmadığı gibi sadece yıkımı çoğaltacaktır. Savaşın uzatılması hesap ne olursa olsun yanlıştır. Yanlış hesap bazen ''Bağdat'tan'' dönmeyebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017