Cemil ERTEM
Geçen yazımızda Türkiye’nin AB ile olan Gümrük Birliği’nde, günün şartlarına uygun yeni bir uzlaşma yolunu açmasını konu etmiştik. Bu adımın tarihi ve güncel önemi ortada. Ama bizim işaret ettiğimiz nokta bunun, Türkiye’nin işine yarayacak ve Türkiye’nin elde ettiği bir “kazanç” olmaktan ziyade, AB’nin-daha çok- yararına olacak süreç olarak ele alınması gerektiği idi. Bu açıdan biz, söz konusu yazıda, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin uzlaşmaya varıldığını açıkladığı dört ana başlığı, hükümetin “erken ilan edilmiş” bir başarısı olarak da anlatmadık. Tekrar edelim, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi uzlaşma yolu açılan dört temel başlığı şöyle sıralamıştı:“Talep ettiğimiz şu 4 konuda Türkiye'nin istediği gibi uzlaştık. Bir; Türkiye'nin karar alma mekanizmalarında mutlaka yer alması. İki; AB'nin üçüncü ülkelerle imzalayacağı serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye'nin otomatik olarak taraf olması. Üç; Türkiye'nin Gümrük Birliği kapsamındaki ürünlerinin AB içinde serbest dolaşımının önündeki engellerin ve kotaların kaldırılması.
Dört; AB ile Gümrük Birliği kapsamında 1996 yılında kapsam dışında bırakılan hizmetler, kamu alımları ve tarımın görüşmelere dahil edilmesi.”
Şimdi Bakan Zeybekçi’nin sıraladığı bu dört uzlaşma konusuna yakından bakalım; bütün bunlar, yalnız Türkiye’nin değil, AB’nin de çıkarına olacak ve Trans Atlantik Serbest Ticaret Anlaşması’nın (TTIP) AB için yolunu açacak alanlardır. Bizim başından beri söylediğimiz şu; artık 20. Yüzyılın ulus-devletlerle sınırlı topal küreselleşmesi yok karşımızda. Gelişmekte olan ülkelerin hızla yukarıya çıktığı ve özgün siyasi inisiyatif geliştirdiği yeni bir dönemin içindeyiz. Dünyanın artık Londra, New-York ve Frankfurt’dan oluşan bir ekonomik sacayağı yok, İstanbul’dan Pekin’e kadar bütün hinderland birbirine yeni ekonomi ağları (internet, telekomünikasyon ağları) bağlı ve teknoloji rantı , tekeli bir önceki yüzyılda kaldı.
Bodrum katındaki mucize
Bilmiyorum, Türkiye’nin İnsansız Hava Aracı (İHA) projelerini yakından izliyor musuz? Burada Bayraktar’ın hikayesi tarihi önemdedir. Bayraktar adı, bunu yapan mühendis aileninin soyadı aynı zamanda. Ben yıllardır bu projeyi takip ediyorum, başlarına neler geldiğini ve hangi zorluklarla buraya geldiklerini biliyorum. İstanbul İkitelli’de bir bodrum katında doğdu Bayraktar…
Şimdi gelişmiş ülkelerdeki İHA’lardan daha ileri teknoloji içeren bir İHA’ya sahibiz. Herkes dünyanın önde gelen teknoloji ve bilgi iletişim şirketlerinin garajlarda doğduğunu birbirine, “yeni dünya düzeninin” mucizesi diye yıllardır anlatıyor; işte İstanbul’un İkitellisi’nde yetmişbeşkare bodrum katında doğan Bayraktar’ı da anlatın artık. Ama Bayraktar’ı da bodrum katından alıp çıkartan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır; bunu da herkes bilsin…
İşte Türkiye, tam şu günlerde, yüzyılın ön önemli teknolojik devrimlerinden birisi olan ve nesnelerin interneti olarak nitelenen 5G teknolojisinin alt yapısı için kolları sıvadı. Teknik Üniversitelerimiz Cumhurbaşkanı’nın, “Türkiye, gelişmiş dünya ile birlikte 5G alt yapısını tamamlamalı ve aynı anda bu teknolojiye geçmeli” çağrısına tam destek verdi. Şimdi üniversitelerimizde, bu konuyla ilgili, çalışma grupları, araştırma merkezleri kuruluyor. Türkiye, kendisine dayatılan ve Batı’nın eskittiği “şeyleri” artık, eskisi gibi, ezbere kabul etmiyor.
Nasıl bir AB?
O zaman, günün koşullarını yansıtmayan ve yalnız Türkiye için değil, AB’nin bütünü ve geleceği için de artık sakat olan GB anlaşmasını neden devam ettirelim? Hala, “Türkiye, henüz zafer kazanmadı, sevinmesin, bu süreç tam üyelik sürecinden ayrı bir süreç değil” diye yazanlar var. Galiba anlatamıyoruz; AB, bu haliyle devam edemez, AB’nin bu haliyle devam edeceğini savunmak, inanın faşizme varacak bir gericiliktir.
Bugün, enerji ve savunma sanayi gibi çok stratejik başlıkları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarına rağmen, açmamak acaba hangi aklın stratejisidir. Bu soruyu sormanız tam bugün çok ama çok önemlidir. AB’nin, en geç 2030’da, şimdiki enerji tedariki stratejisi sona erecektir. Bunun için, Güney Gaz Koridoru dahil olmak üzere, Türkiye üzerinden Adriyatik’e varan tüm enerji geçiş projeleri stratejik önemdedir ama bunlar gerçekleşirse de, Almanya merkezli ve çok yanlış olan Avrupa projesi biter, gerçek anlamda-Victor Hugo’nun söylediği anlamda- demokratik-barışcı ve kapsayayıcı AB’nin temelleri atılır. Yine Çin Denizi’den başlayıp Adriyatik kıyılarında sona eren orta ve güney koridorlar (Yeni İpek Yolları) Türkiye olmazsa olmaz, böylece TTIP’da olmaz. Bunun için zaten AB, Türkiye’nin GB tadilatı konusundeki şartlarını kabul etmek zorunda, bu bir ihsan, lütuf değil ki…
Zorlamayın, gerçekleri görün…
Bir kere, önümüzdeki süreçte, Serbest Ticaret Anlaşmaları sürecinin çok hızlanacağını kabul edelim. Dünya ticareti bundan böyle ‘serbest ticaret bölgeleri ve anlaşmaları’ üzerinden yürüyecek ve bu, küresel bütünlüklü bir pazarın hukuki yapısını oluşturacak. Burada karşımızda iki temel süreç var. Birincisi AB ve ABD’nin başlatmak üzere düğmeye bastığı Trans Atlantik Serbest Ticaret Anlaşması (TTIP) ve bunu tamamlayan ABD’nin Asya ülkeleri ile geliştirdiği Trans Pasifik Anlaşması (TTP) süreci. İkincisi ise Çin’in Yeni İpek Yolu kapsamında geliştirmek istediği ve Rusya’dan da enerji tedariki için destek alacağı Pasifik-Avrupa ticari ve enerji geçişleri hattı.
Bu iki temel küresel ticaret aksı, aslında hem birbirleriyle şimdiden pazar savaşı içinde hem de iç içe geçerek birbirlerini tamamlıyorlar. Bu çelişkili gibi gözüken durum, aslında küreselleşmenin çok yönlü, güncel dinamiğini bize anlatıyor.
Bütün bu gerçekleri bilmeden ya da görmeden Türkiye ve AB hakkında yazı yazmak, çok zorlama oluyor…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018