Cemil ERTEM
Amerikan Merkez Bankası (Fed) beklenen faiz artışını (25 baz puanla hayli utangaçça) yaptı. Bu çok güçlü bir ihtimal; çünkü küresel finans piyasası bütün hesap kitabını, utangaç da olsa yapılacak bir artış üzerine kurgulamıştı. Yani moda deyimle, “Piyasalar faiz artışını satın aldı.” Dolayısıyla, Fed’in faiz artışının etkisi, özellikle gelişmekte olan ülkeler için, çok güçlü olmayacak. Zaten ABD uzunca bir süredir dünya ticaretinde doların kademeli olarak devre dışı kalmasını kendisi için bir finansman sorunu olarak görüyor ve doların değerini yüksek tutarak bunu önlemeye çalışıyor. Mesela BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) ülkeleri arasında yapılan ticarette devre dışı kalan dolar miktarı her geçen yıl artıyor. Bundan dolayıdır ki 2. Dünya Savaşı sonrası oluşturulan dolara bağlı Amerikan egemenliği çemberinde olan “eski” sermaye yapısı, yeni ticari, ekonomik ve siyasi birlikleri engellemek, bu birlikleri oluşturacak ülkeleri yeni bir savaş girdabının içine sokmak için her türü yolu deniyor. Şimdilerde terör örgütleriyle yürütülen savaş, özünde, tıpkı 2. Dünya Savaşı gibi, bir paylaşım savaşıdır. Terör örgütleri bu post-konvansiyonel savaşın paramiliter ordularıdır.
Bundan dolayıdır ki dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin içinde bulunduğu süreci yeni bir kurtuluş savaşı olarak tanımladı. Bu açıdan bu sürecin ekonomik ve siyasi sonuçları da Türkiye için geçen yüzyılın ilk çeyreğindeki değişimden çok farklı olmayacaktır. Hatta ondan daha da kapsamlı siyasi ve ekonomik değişime tanık olacağız.
Fed açmazı
ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artışı sonucu gelişmekte olan ülkelerde doların hızlı değerlenmesine bağlı olarak, tıpkı doksanlı yılların başında olduğu gibi, yeni ama daha kapsamlı bir finansal kriz zinciri bekleyenler var. 1980’lerde -1985 Plaza Anlaşması’na kadar- yükselen ABD Doları, emtia fiyatlarını, tıpkı bugünlerde olduğu gibi, aşağıya çekmiş ve başta Latin Amerika olmak üzere, gelişmekte olan ülkeleri krize yaklaştırmıştı. Ancak gerçek kriz, on yıl sonra 1995’te -Ters Plaza Anlaşması ile-gelmişti. Dolar hızlı ve suni bir şekilde değerlenirken, sabit kur rejimi uygulayan birçok gelişmekte olan ülke hızla krizin girdabına kendisini kaptırmıştı. İçlerinde Türkiye’nin de bulunduğu bu ülkeler, tamamen IMF’nin belirlediği para ve maliye politikaların esiriydiler. Sabit kur rejimleri ya da para kurulu uygulamalarıyla, hepsi birer ucuz borç ve ithalat cenneti haline gelmişti. Siyaset kurumları da bu soygun ekonomisinin esiri durumundaydı. Bu açıdan doksanlı yıllardaki siyasetin, Türkiye gibi ülkeler için, ekonomik karşılığı bu sıkışmışlık haliydi.
Şimdi ise, Türkiye ve birçok gelişmekte olan ülke, bir sömürgeci uygulama olan, para kurulu ya da sabit kur sistemi yerine dalgalı kur rejimi uyguluyor... Yeni bir büyüme modelini geliştiriyor. Dolayısıyla, doların hızlı değerlenmesi karşısında piyasa mekanizması savunusuna sahipler. Ancak bunun dışında da gelişmiş ülkeler kadar güçlü bir banka sistemini geliştirdiler bütün bu süreçte...
Bu açıdan Türkiye’de, hem iç siyasi gelişmelere hem de küresel dinamiklere bağlı olarak yeni bir mali kriz kimse beklemesin.
Tam aksine, Türkiye’nin Suriye ve Irak coğrafyasındaki yeni barış arayışları Türkiye ekonomisi orta ve uzun vadede sıçratacak arayışlardır. Yeni enerji hatları, Akdeniz’e açılan limanlar ve lojistik ağları, Çin’den gelen yeni ticaret yolları -ki Yeni İpek Yolu’na bağlı orta ve güney koridorlar bunu temelidir- Türkiye’nin buralardaki ekonomik etkinliği yeni bir doğu kalkınması ve barış sürecidir.
Bugün Halep dramı, Osmanlı’nın parçalanmasıyla bu coğrafyanın Batı tarafından bir önceki yüzyılın başında sömürgeleştirilmesinin güncel sonucu olarak karşımızdadır.
Şimdiki Suriye iç savaşının temel nedenlerinden birisi Halep-Lazkiye iktisadi çevrimidir. Halep-Lazkiye iktisadi çevrimi, bütün Akdeniz’i denetleyen, Mezopotamya ticaret çevrimini denetleyen, eski İpek Yolu’nun üzerindeki en önemli iktisadi alanlardan bir tanesidir. 20. yüzyılın başı itibarıyla, Osmanlı’nın bu bölgeyle de bağlantısı kesiliyor. Halep-Lazkiye’de barış ve barış sonrası, Türkiye yönlü ticaret başlamadan ve Halep-Lazkiye İskenderun limanı ile buluşmadan barış da refah da olmaz. Bunun dışındaki bütün çözümler geçici çözümlerdir.
Yazarlar
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAk Parti içinde üç grup var ve Erdoğan sonrası için mücadele halinde mi? Güldürmeyin beni… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHapishaneler artık iktidar teknolojisi üretmiyor 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTAvni Akyol’a Ayıp Ettiniz… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018