Cengiz AKTAR
Ademimerkezileşme konusunda iç ve dış dinamikler giderek daha belirgin hâle geliyor. İçerideKürdistan’da (ve bütün Türkiye’de) özerklik talebi, iki yüzyılı aşkın bir zaman diliminde ilk kez kopuş olmadan, memleket toprakları dâhilinde iktidar paylaşımı anlamına gelen bir siyasa olarak gündemde. Bölgede ise yine Kürdistanî bir ivmeylefederalleşme, olabilecek en mâkul seçenekolarak duruyor. Her ne kadar federal gelenekten mahrum, özerklik taleplerinin ya ayrılıkla sonuçlandığı ya da kanda boğulduğu bir coğrafyada bunların hayata geçmesi kolay olmasa da diğer seçenekler katiyen sürdürülebilir değil.
Özerklik konusunda düşüncelerini her fırsatta paylaşan Selahattin Demirtaş, iktidar cephesinin ve kimi HDP’li siyasetçilerin farklı beyanlarına rağmen Kürt siyasî hareketinin talebini gündemde tutuyor. “Kürt halkının diğer halklardan eksiği de fazlası da yoktur. Biz bütün halkların eşitliğine ve kardeşliğine inanıyorsak bir halkı diğer halklardan daha alt seviyede görmememiz lazım. (…) Bunların hepsi Türkiye’de tartışılan, tartışılması gereken mevzulardır. Biz çözümü sadece Türkiye’nin sınırları içinde arıyoruz.Türkiye’deki bütün halkların birlikte yaşayabileceği modeller (…) çözüm projelerimizi gerçekleştiriyoruz. Bunları henüz resmî olarak müzakere etmeye başlamış değiliz.” Dile getirdiği üç temel husus var: İlki siyasî eşitlik ve iktidar paylaşımı, ikincisi bununla bağlantılı, çözümü ülke toprakları dâhilinde aramak, üçüncüsü bu konunun müzakere aşamasına gelmediği.
Geçende Moskova Carnegie’de şunları dile getirdi: “…özerklik ve benzeri modellerin mutlaka Ortadoğu’da tartışılması lâzım. Türkiye’de de biz bunu tartışmak istiyoruz. (…) Yerinden yönetilen modelleri hayata geçirmemiz lâzım. İşte Rojava Kürdistanı bunu pratikte deniyor. (…) Bu modeli boğmak isteyenler (…) IŞİD eliyle Kobani’ye saldırıyor.” Bu beyanda ise federalleşmenin iç ve dış dinamiklerini birlikte okuyarak 21. yüzyıllı bir ortaklık formülünden söz ediyor.
Demirtaş’ın sözleri mühim. Irak ve Suriye ile ilgili olarak, daha birkaç ay öncesine kadar IŞİD’in taarruzuna heyecanlanarak ve “İslâm Devleti” oldubittisine dayanarak Sünnistan’ı “kuranların” ham hayallerine mukabil, mâkul olanı dile getiriyor. Bu, 19. yüzyılvarî ulusdevletleşme ya da Pakistanvarî din/mezhep temelli devletleşme tehlikelerini bertaraf edebilecek federalleşme. Zira Irak ve Suriye’nin ulus ve mezhep temelinde devletçiklere bölünmeleri ilk bakışta bölgedeki husumetlere çare gibi görünse de uzun vadede bölgede yüzyıl savaşlarına neden olur. Şengal ile Kobani’deki olumlu gelişmeler eğer kalıcı hâle dönüşür, IŞİD’in Sünnî kabilelerden aldığı destek biter, Bağdad ile Erbil arasındaki diyalog da derinleşirse Irak’taki federalleşme daha ileri gidebilir. Vakti gelince de Kobani emsaliyle Suriye’ye olumlu etki yapabilir.
Federalleşme yoluyla ademimerkezîleşmenin bölgede hayata geçmesi için Kürtlerin ve Arapların yapıcı katkıları elzem. Denklemin eksik ayağı ise iktidarı ve muhalefetiyle her zaman olduğu gibi Türkiye. CHP’li bir vekil PKK’nin, 2011’de bir gizli oturumda dile getirilen, ama 2004’ten bu yana bilinen özerklik talebini geçen gün “ifşa” etti. “Vatankurtaran” CHP de MHP gibi özerkliğe karşı.
Hükümetinse ne şimdi ne de ilerde iktidarını eşitlerle paylaşma gibi bir siyaseti var. Bölgedeki gidişatın tam aksi yönde merkezîleştikçe merkezîleşiyor. Hatta artık merkez tekadama indirgendi. Laboratuar konumundaki Kobani alerjisi ve müstakbel barış müzakeresinin millî ve yerel olacağı vurgusu, iç ve dış dinamikleri bir kalemde silip atıyor. Bölgedeki vizyonu Sünnistan’la sınırlı, asla oyun kurucu olamamış hükümet federal dinamiklerin dışında kalarak tarihin akışına ayak uyduramıyor ve değersiz yalnızlığını sürdürüyor.
Twitter@AktarCengiz
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020