Ceyda Karan
ABD halkı, hayli kaotik bir kampanyanın ardından yarın 'sandığa gidiyor'. Aslında çoktan gittiler! 3 Kasım başkanlık seçimi neredeyse sembolik. Kovid-19 salgını nedeniyle 230 binden fazla insan hayatını yitirmiş, 9 milyondan fazla vaka varken, tartışmalı posta ile oylama ve erken oylama kuyruklarında 90 milyondan fazla insan oyunu kullandı. ABD Seçimler Projesi'ne göre bu toplam oyların yüzde 65.3'üne denk geliyor.
Herkes Donald Trump etkisiyle seçimin hem ABD hem dünya açısından 'kritik olduğunda' hemfikir görünüyor. Trump’ın yenilgiyi kabul etmeyip anayasal kriz çıkartması, sağcı paramiliter tabanı sokağa dökmesi, sıkıyönetime bile gidebilecek bir kaosun çıkması olasılıkları sıralanıyor. ABD 'liberal demokrasinin' kurumlar sistematiğinin ayarını bozan Trump'ın nelere kadir olduğunu göreceğiz.
ABD'nin küresel duruşu açısından ise hegemonya krizinin yarattığı'dehşetin' adı Donald Trump. ABD elitlerinin böylesi bir 'sağcı karikatürden' irrite olmaları gayet anlaşılır. Ancak hegemonyaya yeterince hizmet edebilse Trump'ın yalancılığı yahut sahtekarlığını çok dert edineceklerini zannetmiyorum. Demokrasi-otoriterlik dikatomisi üzerine kurulu bakış açısından asıl dert bana kalırsa, Trump'ın yeterince 'kaliteli bir yalancı ve sahtekar' olmaması.
ABD SEÇİMİNİN BİR NUMARALI TEMASI
Kendilerine 'özgür dünyanın liderliği' misyonunu biçen Amerikan elitleri için bu seçimin en gözde başlığı 'demokrasimize/seçimimize müdahale ediliyor' teması oldu. Dünyanın dört yanında ulusların seçim tercihlerini etkilemeyi kendilerinde hak gördükleri muhakkak. Ama iş kendilerine gelince değişiyor. Bu sefer 2016 seçimindeki 'Rusya seçimlerimize müdahale ediyor' temasına bu kez 'Çin ve İran da müdahale ediyor/etmeye çabalıyor' eklendi. 'İnandırıcılıkları' hayli şüpheli istihbarat aygıtlarının full desteği eşliğinde bu tema işlendi.
Aslında bizim aşina olduğumuz 'dış güçler' temasının başka versiyonu. ABD'nin sistemik sorunlarının derinleşmesi ve göze batması karşısında doğrusu ilaç gibi! Elitler diyor ki, 'bizim demokratik sistemimiz mükemmel fakat şuursuz Amerikan halkı Rusya, Çin ve İran'a kanabilir'. Kelli felli dış politika yorumcuları da Rusya, Çin'in ve İran'ın 'hangi başkan seçilirse daha rahat edeceği' üzerinden akıl yürütüyorlar. Neyin işlerine geleceği/gelmeyeceği üzerinden birbirinden farklı ve çok sayıda senaryo üretmek mümkün tabii.
'Peki dış güçler ABD siyasetinde olmayan neyi dezenforme edebilirler' diye soran pek çıkmıyor. Bu konuda ABD ile yarışacak ülke bulmanın zorluğunu ihmal edenler için bir minik örnek birkaç ay önce vuku buldu. NY Times'ın üzerine atladığı 'Çinli sosyal medya ajanları' hikayesinin arkasından bizzat Washington'daki derin gırtlaklardan bilgi aldığını söyleyen Washington Examiner'ın Amerikalı muhabiri Paul Bedard çıktı. Ukrayna'da 2014'teki 'Meydan darbesinin' destekçisi olduğu bilinen Biden'ın oğlu Hunter'ın Kiev maceralarını içeren ve Aralık 2019'dan beri FBI'ın elinde olan diz üstü bilgisayarı meselesine hiç girmiyorum. Ana akım Amerikan medyasının bu siyasi bilek güreşinde 'hakikatlerden' hareket etmekten fazla hazzetmediğinin en önemli göstergesi. 'Dezenformasyon' teması daha seksi.
İÇ POLİTİKA
Biden ile başkan yardımcısı adayı yapılarak alan Kamala Harris'in seçilmesi 'Trumpsız ABD' arzulayan liberalleri rahatlatacak. Şimdiden Biden'ın 'ömrünün' başkanlığı tamamlamaya yetmeyeceği ve Harris'in ABD'nin 'renkli kadın başkanı' olacağı beklentisi baki. Harris'in
Demokrat tabanında desteği yüzde 2'deyken aday adaylığı yarışından çekilmek zorunda kalması kimseye dert değil. Demokratların 'sol' kanadının 'yeter ki Trump'tan kurtulalım'da somutlanan merkeze teslimiyeti bile 'Trump travmasının' derinliğini gösteriyor. Kuşkusuz
'Trumpsız ABD'nin demokrasi makyajı daha güzel olacak. İklim değişikliği, kamu sağlığı, polis şiddeti, cinsel ve ırk temelli kimlik politikalarında Obama'nın 'değişim' diye gelip başardıkları her neyse, benzerini alacaklar.
Bizi daha çok ilgilendiren dış politikaya gelince...
ABD DIŞ POLİTİKASI VE BIDEN
Biden/Harris yönetiminde Beyaz Saray'a 'liberal şahinler' geri dönecek, orası kesin. Rusya'yı çevreleme, Çin'le hegemonya mücadelesine devam edileceği de. Venezuela, Belarus gibi ülkelerde 'insani müdahaleci' rejim değişikliği temaları yine gözde olacak.
Biden'ın dış politikada 'güvercin' olacağı savına iki gerekçe gösteriliyor. İran ile Trump'ın çöpe attığı çok taraflı 2015 nükleer anlaşmasına geri dönmekten bahsetmesi ve Rusya ile Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF) ve Stratejik Silahların İndirimi Anlaşması'nın (START) güncenlenmesi gibi güvenlik mimarisinin köşe taşı olan anlaşmaların müzakeresine açık olması. Hipersonik silahlarla ilgili yarışta rivayet o ki Rusya teknolojik üstünlük elde etmiş görünürken, Moskova ile müzakereler rekabeti tesis üzerinden yürütülecektir. Bunun dışında Rusya ile iştigalde temel değişiklik pek mümkün görünmüyor. Biden'ın İran ile nükleer anlaşmaya geri döneceğini de doğrusu zannetmiyorum. Trump başkanlığı altında İsrail Ortadoğu'da önemli kazanımlar elde etmiş, Körfez Araplarıyla ilişkileri normalleşme rotasına sokmuşken, ABD'deki neoconlar buna geçit vermez. Tersine Biden, Irak ve Ortadoğu'da İran ile örtülü mücadeleyi harlayacaktır, rejim değişikliği teması ve yaptırımların gevşetilmesi de pek mümkün değil. Aynı şekilde Suriye'de de ABD'nin geri adımını beklemek zor.
Özetle Biden'ın dış politikada farkı 'daha ölümcül ve titiz bir PR' olacak.
ABD DIŞ POLİTİKASI VE TRUMP
Dünyadaki anti-emperyalist hareketler ve önde gelen kalem erbabı ABD'deki Demokratlarda somutlanan 'liberal müdahaleciliğe' öyle öfkeli ki, Trump'a arka çıkar pozisyona düşüyorlar. 2016 seçiminde Trump'ın ABD'yi pahalı ve sadece yıkım yaratmış savaşlardan çekme söylemi verdikleri destekte etkili olmuştu. Tabii hiçbir vaat gerçekleşmedi. Trump silahsızlanma anlaşmalarından ve müzakerelerinden (INF/START) çekildi.
Rusya'yı çevrelemeye ve yaptırımlara devam etti, Ermenistan'da renkli devrim, Belarus'ta yeni sahneleme, Kuzey Akım2'yi engellemek, Çin'e karşı ticaret savaşı, Güney Çin Denizi'nde askeri varlığın artırılması, Hong Kong ve Sincan'da ayırlıkçı hareketlere destek, Suriye'ye iki askeri saldırı ve ekonomik terör, petrole çöreklenme, İran'la nükleer anlaşmadan çekilme, suikast politikası ve savaş tehditleri, Venezuela'da darbe girişimi, Küba ile normalleşmeyi çöpe atma, Kuzey Kore'yle şovlar, Trump'ın dış politikasının özeti. Anti-emperyalistler Trump yeni savaş çıkartmadı diye teselli buluyor, içerideki elitlerin bileğini bükse 'pragmatik iş insanı özüne döneceğini' söylüyorlar. Oysa Trump'ın 'Amerika'yı Yeniden Büyük yapmak' (Make America Great Again-MAGA) mottosu ve temsil ettiği yeni sağcılık 'tecritçilik' filan değil militarist yayılmacılığın ve hatta uzak olmayacak bir gelecekte dünya için nükleer kabusun bile altyapısını döşeyebilecek potansiyelde.
ABD'de sonsuz savaşlara dökülen paralara rağmen ilerlemeci hareketin iç politikada anlamlı bir değişime zorlayacağı güçlü bir savaş karşıtı hareket yok. 'Savaşların ABD'yi korumak ve hegemonyayı sürdürmek amaçlı verildiği' ana teması başkana göre değişmiyor. En iyi izahatı yakın zamanda bir söyleşisinde Suriye lideri Beşar Esad yapmıştı: "Biz ABD seçimlerinde genelde başkanlar çıkmasını beklemiyoruz, sadece CEO'lar bekliyoruz; çünkü sizin bir yönetim kurulunuz var, bu kurul lobiler ve bankalar, silah ve petrol sektöründeki büyük şirketlerden oluşuyor. Bu CEO'nun gözden geçirme hakkı veya yetkisi yok; uygulamak zorundadır."
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.05.2023
27.12.2021
12.10.2021
24.05.2021
19.05.2021
12.05.2021
29.04.2021
23.04.2021
1.02.2021
25.01.2021