Enver SEZGİN
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Örgütü’nün, Irak ve Suriye topraklarının önemli bir bölümünü kontrol etmesi ve bölge için gerçek bir tehdit unsuru olmaya başlaması, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batılı ülkeleri harekete geçirdi. Ortada, Obama’nın açıkladığı dört maddelik bir plan var. Plana göre sözkonusu örgüt önce zayıflatılacak, sonra ise yok edilme yoluna gidilecek. Siyasi amaçları olan, belli bir desteğe sahip, bazı mali kaynakları elinde bulunduran bir yapılanmadan söz edilmektedir. Böylesi güçlü ve kanlı bir örgütün salt askerî operasyonlarla yok edilmesi mümkün müdür? Bu soruyu soranların sayısı az değildir. Planı güçlendirmek ve bölge ülkelerinin desteğini almak için çalışmalar devam ediyor. Bu amaçla gerçekleştirilen toplantıda kaleme alınan metne, Türkiye imza atmayı reddetti.
Hazırlanan plana, Türkiye’nin bazı itirazlarının olduğu bilinmektedir.
Biri var ki, üzerinde durmaya değer. Hükümetin kimi üyeleri, IŞİD örgütüne karşı kullanılmak üzere gönderilecek olan silahların PKK’nın eline geçebileceği endişesi taşıdıklarını belirttiler. Bu silahlar PKK’nın eline geçecek, onlar ise bunu Türkiye’ye karşı kullanabilecekler.
Korku bu.
Oysa Türkiye neredeyse iki yıldır “barış ve çözüm sürecini” devam ettirmektedir. Devlet, yıllardır savaştığı bir güçle barış yapmak istiyor. Az bir yol alınmadı; bu süre içinde Türkiye çatışmasızlık ortamına girdi, çözüm için uygun koşullar oluştu. Öcalan’ın belirttiği gibi, “diyalog süreci, pratikleşme aşamasına geldi”. Somut adımlar atılması için önemli bir fırsat yakalanmışken bu tedirginlik niye?
Kuzey İrlanda barış sürecinin mimarlarından ve dönemin İngiltere Başbakan’ı Tony Blair’in sağ kolu olan, Jonathan Powel şöyle söylüyor: “Müzakerelerin başarılı olması için en önemli önkoşul tarafların askerî olarak kazanamayacağını, birbirini tamamen yenemeyeceğini anlamasıdır.”
Türkiye için de benzeri şeyler söyleyebiliriz.
Tarafları diyalog masasına doğru iten asıl sebep işte bu “yenişememe durumu” ve toplumun barışa olan ihtiyacıdır.
PKK, 15 Ağustos 1984 yılında Eruh ve Şemdinli baskınlarını düzenlediğinde, bugün var olan kitle desteğinin çok altında bir desteğe sahipti. Giderek elindeki silahların miktarı değiştiği gibi, savaşçılarının sayısı da arttı.
Ancak onu bu kadar güçlü hâle getiren ve giderek büyümesini sağlayan asıl sebep bunların hiçbiri değildir.
Onu güçlü yapan asıl unsur aldığı toplumsal destektir. Şimdi aynı kitle ondan barış yapmasını talep etmektedir.
Olan budur.
Bu nedenle, PKK bundan sonra da hangi silahlara sahip olursa olsun, halkın güçlü barış isteğini görmezden gelemez. Salt modern silahlara sahip oldu diye savaşı yeniden başlatmaz, başlatamaz.
İlla, bizi eski “savaş günlerine” götürebilecek bir sebep arayacaksak o da, süreci başarısızlıkla sonuçlandırmamızdan başka bir şey olmayacaktır.
Otuz yıllık bir savaşın içinden geçen ve süre içinde binlerce evladını yitiren bu ülke şimdi barış ve çözümün kapısını zorlamaktadır. Barışa hiç bu kadar yaklaşmamıştık. Ne yazık ki en azından bazı hükümet üyeleri bunu tam olarak kavramış değildirler.
Oysa daha birkaç gün önce Başbakan Ahmet Davutoğlu şu açıklamayı yapmıştı: “Artık adım atma vakti..... Şiddeti yok edecek bir sürecin başlaması lazım. Geçmişte olan çabalar bunun içindi.” Peki, bu ifadelerin bir önemi yok mudur?
Irak ve Suriye’deki iç kargaşa böyle devam ettiği sürece, PKK’nın yakın zamanda silah bırakması mümkün olmayabilir. Ancak bundan önce de atılması gereken adımlar vardır. Bizi başarıya götürecek temel yönelim bu yönde gösterilecek samimi ve cesaretli çabalar olacaktır.
Ancak, önce yapmak istediğiniz işe inanmanız gerekmektedir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015