Enver SEZGİN
Hasta mahpuslar konusu, Türkiye’nin kanayan bir yarası olmaya devam ediyor. Türkiye’nin değişik mahpushanelerinde 228’i ağır 540 hasta yaşam mücadelesi veriyor. Yine yapılan değişik açıklamalardan anlıyoruz ki, son bir yıl içinde kırk kişiye yakın mahpus cezaevlerinde yaşamını yitirmiş.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 20 Kasım 2014 tarihinde yaptığı bir açıklamada, “Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler arasında kendi başına hayatını idame ettiremeyecek derecede hasta olanlarla ilgili bakanlık olarak hazırlığımız var”, dedi. Bakanlığın hazırlıklarının ne aşamada olduğunu bilmiyoruz; ancak, hasta mahpusların ölmeye devam ettiğini çok iyi biliyoruz.
Bu yılın hemen başlarında akciğer kanseri nedeniyle ölen Abdülmecit Arslan, memleketi Siirt’te son yolculuğuna uğurlandı.
Yine, Kandıra F Tipi Cezaevi’nde müebbet hapis cezası hükümlüsü olarak yatmakta olan, 48 yaşındakiMehmet Canpolat kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmiş oldu. Canpolat, Gebze Hapishanesi’nde tutuklu bulunduğu sıralarda koğuşlara atılan gaz bombaları sebebiyle göğsünden yaralanmış, sonradan da KOAH hastası olmuştu. Hastalık tedavi edilmeyince de akciğer hastalığına yakalanmıştı.
Haşem Arduçlu ise büyük bir ihmal sonucu yaşamını yitiren hasta mahpuslardan biridir.
Haşem, üç ay önce Siirt ilinin Şirvan ilçesine bağlı Dişlinar (Zivzik) köyündeki evinden alınıp, tutuklanarak Siirt E Tipi Cezaevi’ne konur. Tutuklanmadan önce iki kez kalp krizi geçirmiş, son krizden sonra ise baypas ameliyatı olmuştur. Anlayacağınız cezaevinde olmaması gereken bir hastadır. Ölümünden 15 gün önce eşiyle bir telefon görüşmesi yapmış ve görüşme sırasında hastalığının ilerlediğini, bu nedenle revire çıkmak için sevk istediğini söylemiştir.
Eşi, Haşem’in bu durumundan dolayı endişelidir. Lakin elinden pek bir şey de gelmemektedir.
Çiçek Arduçlu, bir akşam vakti cezaevi müdürünün telefonuyla, eşinin ölüm haberini alır.
Böylesine ağır hasta olan biri tam teşekküllü bir hastanede tedavi altın alınması gerekirken revire bile çıkartılmamıştır.
Dahası da var: Mehmet Arduçlu, kardeşinin ölümünden sonra savcılığa olayın soruşturulması için başvurur. Savcılıktan cezaevi kamerasının görüntülerinin kendisine izlettirilmesini talep eder. Talep, savcılık tarafından kabul görür. Kameradaki görüntüler kan donduracak cinstendir. Cezaevi yönetimi bu derece ağır hasta olan bir mahpusa yatak taşıtmaktadır. Haşem, taşıma sırasında yorulur ve oracıkta yere yığılır. Revire kaldırılır, ancak burada doktor bulunmamaktadır. Koğuşuna döner. Rahatsızlığı daha da artar. Kalp krizi geçirmektedir. Nihayet ambulans çağrılır. Artık çok geçtir. Hasta yolda hayatını kaybeder.
Haşem Arduçlu, cezaevi idaresinin sorumsuzluğu ve umursamazlığı yüzünden yaşamını yitirmiştir.
Üstelik revire çıkmak için verdiği dilekçe de ortadan kaldırılmıştır. Haşem Arduçlu’nun ölümüne neden olanlar suçlarını örtmeye, olayın aydınlatılmasını engellemeye çalışıyorlar.
Sedat, Hakan, Ruken ve Ömer.
En büyüğü yedi yaşında olan bu dört çocuk küçük yaşta, büyük bir ihmal sonucu babasız kalmışlardır.
Haşem’in eşi ve kardeşleri bu cinayetin ortaya çıkartılmasını ve suçluların cezalandırılmasını istiyorlar.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici’nin belirttiği gibi, “Hasta mahpuslar siyasi pazarlık konusu yapılmamalıdır. Yaşamını tek başına idame ettiremeyen tüm mahpuslar tahliye edilmelidir”.
Adalet Bakanı Bozdağ, “konuyu insani bir mesele olarak gördüğünü” vurgulayarak, “cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin kendilerine ailelerinin emaneti olduğunu” söylüyor.
Ailelerin, devlete “emanet ettikleri” yakınları yaşamlarını yitiriyorlar. Hapishaneler her gün insan öldürüyor.
Adalet Bakanlığı ise tüm bu olup bitenleri izlemekle yetiniyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015