Etyen MAHÇUPYAN
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana siyasi hayatın değişmez karakteri, kamusal alana hakim olan kesimin gelecekte ne olacağını ve bunun nasıl gerçekleşeceğini kabaca bilmesiydi. Söz konusu hakimiyetin devam edeceğinden ve bunun asker/yargı marifetiyle sağlanacağından emindiler. AKP ile birlikte önce ortaya her iki açıdan da beklenmeyen bir belirsizlik çıktı. Kamusal alan hakimiyetinin hangi yöne, kimin lehine evrileceği belli olmadığı gibi, kullanılan araçların yeterliliği de sorguya açıktı. On yılı devirdiğinde ise AKP döneminin yeni bir gerçekliği ima ettiği ortaya çıktı: Kamusal alan artık ‘başkalarının’ kontrolündeydi ve buna ilişkin inisiyatif de tamamen AKP yönetiminin elindeydi. On yıllık süre içinde yaşanan bu algı berraklaşması, eski egemen kesimin siyasetini ‘duygusallaştırdı’. Yenilgi ve çaresizlik psikolojik tepkileri siyaset haline getirdi ve sonuçta gerçekle bağlar biraz daha gevşedi. Oysa AKP döneminin basit gerçekleri var…
Bir… AKP iktidarını üreten ve ona güç veren etken 1990’lar sonrasında belirginleşen sosyolojik dönüşümdür. Sünni kesim postmodern küresel durum karşısında 28 Şubat’ın da etkisiyle bir katharsis yaşadı ve bunun sonucunda sosyokültürel alandaki değişimin siyaseti fethetme imkanı doğdu.Cumhuriyet tarihinde ilk kez, çeperden gelen ve merkezin siyaseten ‘gayrı meşru’ ilan ettiği bir kimlik grubu merkezi ele geçirdi ve onu kendi değerleri üzerinden yeniden inşa etme iddiasını ortaya koydu.
İki… Bu hedefe yönelirken AKP devletin esas sahipleri olarak bugüne gelmiş bürokrasi ile ve onunla doğal işbirliği içindeki bir bölüm burjuvazi ile karşı karşıya geldi. ‘Devletin sahipleri’ AKP iktidarını düşürmek üzere ellerinden geleni yapsalar da başarılı olamadılar. Bu sonuç AKP ve onun tabanının özgüvenini yükseltmekle kalmadı, onları da kavga ortamına çekti ve ayrışmayı derinleştirdi.
Üç… AKP ise kendisine atfedilen meşruiyet zaafını gidermek üzere, kamusal alanı genişletmeyi ve çoğulcu hale getirmeyi amaçlayan bir reform dalgası başlattı. Bu reformların siyasi işlevi kamusal alanın bürokratik vesayetten arındırılması, ama aynı zamanda çeperden gelenlerin her alanda nüfuz noktalarına ulaşmalarının sağlanmasıydı.
Dört… Mücadeleyi kazanmanın uzun soluklu bir uğraş olduğu gerçeği karşısında AKP’nin tutunabileceği tek dal seçim başarısıydı. Hem yüksek oranlara hem de kesintisiz bir başarıya ihtiyaç vardı. Devrimsel sayılabilecek ekonomi yönetimi bunu sağladı. Devlet bütçesinden faiz ödemelerine giden oran on yılda yüzde yetmişlerden onlara indi. Milli gelirdeki artışla birlikte bunun anlamı yatırım potansiyelinin kabaca kırk katına çıkmasıydı. Nitekim bu imkan sağlık, kentleşme ve alt yapıya harcandı. İnsanların ortalama gelirleri artarken, içinde bulundukları sosyoekonomik ortamın kalitesi de katlandı. Sonuç AKP’nin tüm seçimleri artan oy oranları ile kazanmasıydı.
Beş… Bu meyanda çeperden gelenlerin nüfuz alanlarına yönelik ‘açlığı’ ile AKP’nin ‘hizmet üretme’ başarısı birleşti. Kamusal alan bir an önce ve hızla zenginleşme peşinde olan yeni aktörlerle doldu. İktidarın ‘acilci’ bakışı bu yeni sosyolojiyi destekledi. Sonuç, önünün kesilmesi son derece güç olan maddi menfaat ilişkilerinin bir ağa dönüşmesi, farklı kademelerde çeşitli yolsuzlukları gündelik siyasi karar sürecinin parçası kılmasıydı.
Altı… Kamusal alanı genişleten reformlar ve sıçrayan maddi imkanlar AKP iktidarının Türkiye tarihinde yeni bir kalıcı dönemi işaret ettiğini ortaya koydu. Bu durum eskinin imtiyazlı gruplarının ve kendilerini kültürel olarak kaybetmiş hisseden kesimlerin mücadelesini keskinleştirdi. Siyaseten engellenemeyen AKP propaganda üzerinden Batı karşısında itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Yolsuzluklar ve otoriterleşme tespiti söz konusu stratejinin temelini oluşturdu.
Yedi… Karşısındaki koalisyonun Batıyı etkileme çabası AKP için (özellikle Mısır’da Sisi sonrasında) açık bir tehditti. İktidar buna bir kavga pragmatizmi ile cevap verdi. Kısmi otoriterleşme hamlelerinden çekinmedi ve böylece siyaset açık bir ayrışma zeminine oturdu. Bu kavgada AKP kendisine yakın olabilecek herkese muhtaç olduğu değerlendirmesini yaptı ve bu da iktidara yakın toplumsal aktörleri kavgaya ortak ederken yozlaşmayı siyaseten ‘normalleştirdi’.
Sekiz… Bu tarihi dönemeçte kritik unsur toplumsal belirleyiciliği olan ve hızla genişleyen orta sınıftı. Bu kesim çoğulcu ve esnek kültürel normlarıyla kendine has bir sekülerleşmeyi taşırken, topluma anlamlı bir gelecek sunan tek parti olan AKP’yi destekledi.
Dokuz… Henüz yeni Türkiye’ye uzun bir yol var, ama eski Türkiye herhalde böylece bitti.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023