Etyen MAHÇUPYAN
Batı’nın kültürel hegemonyasından şikayetçi olanların gündelik hayatımızda kullandığımız teknolojilerle, ya da insansız hava aracı yapmamızı sağlayan mühendislik birikimi ile bir dertleri yok. Ama örneğin iş edebiyata, sinemaya geldiğinde bir tedirginlik yansıtıyorlar. ‘Aslında’ bizim de Batı kalitesinde ürünümüz var ya da olmalı deme isteği duyuyorlar. Çünkü bu tür ürünler az veya çok değerlerimizi yansıtıyor…
Kültürel hegemonyanın asıl rahatsız edici yanı ‘başkalarının’, çoğunlukla ‘ötekilerin’ değerlerine ve kültürüne maruz kalmak, onların etkisinden kurtulamamak, mücadele edememek ve giderek manevi bir eziklik içinde yaşamak.
Doğal olarak bu durumun kalıcı olmadığına inanmak istiyoruz. Bir gün gelecek yine bizim kültürümüz, değerlerimiz egemen olacak diye düşünmek istiyoruz. Bunu kanıtlamak için de doğal olarak geçmişe bakıyoruz.
Zihnimizin kenarında şöyle bir cümle var: Bilim bir zamanlar İslam medeniyetinin elindeymiş, o dönem Avrupalılar kara cahilmiş… sonradan nasıl olduysa onlar ileri gitmiş, biz yerimizde saymışız. Gerçeklik barındıran ama aynı oranda eksiklikler içeren bu yargıyı fazla irdelemek de istemiyoruz. ‘Bir zamanlar’ kültürel hegemonyanın Doğu’da olması yeterli kanıtı sunuyor.
Demek ki hegemonya olayının döngüsel bir yanı var diye düşünüyoruz. Geçmişte nasıl Batı’yı geçmişsek, gelecekte de ‘mutlaka’ geçeriz… Böyle bir ihtimalin hangi koşulları gerektirdiği üzerinde fazla düşünme gereği duymuyoruz (gelecek yazının konusu). Onun yerine kolaya kaçıyor ve şu soruyu soruyoruz: Kendi tarihimizde Batı’dan daha ‘ileri’ olduğumuz bir dönem var mı?
Cevabı tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ezbere biliyor. Fatih Sultan Mehmed ile Kanuni Sultan Süleyman arasındaki dönem böyleydi ve Osmanlı 16. yüzyılda en güçlü noktasına çıktı. Diğer deyişle 16. yüzyıl ‘kendi’ kültürel hegemonyamızın tüm Batı’yı avucunun içine aldığı bir dönemdi…
Şimdi kolaya kaçacağım ve fazla araştırma gereği duymadan, elimin altındaki bir kitaptan üç alıntı sunacağım. Metin And’ın ‘16. Yüzyılda İstanbul: Kent-Saray-Günlük Yaşam’ adlı çalışmasından… (basımı 2011, Yapı Kredi Yayınları). And bu kitapta doğrudan gözlemcilerin kayıtlarını ve raporlarını kullanmış.
İlk alıntı sayfa 137’den: “Kimi kez Türk sultanları savaşta yenilgiye uğrayınca, bunu unutturmak ve halkın gözünde bu yenilginin izlerini silmek için görülmedik görkemlilikte şenlikler düzenliyorlardı. Örneğin Fatih Sultan Mehmed 1457’de Belgrad’dan çekilmek zorunda kalınca ve Kanuni Sultan Süleyman Viyana’dan çekildiğinde halkın gözünden bunu silmek için oğulları için görkemli sünnet düğünleri düzenlemişlerdir.”
İkinci alıntı sayfa 128’de… Sultan Selim yeni atanan İran elçisine kudretini göstermek istemektedir. 1576 yılının Mayıs’ındayız: “Geçit, elçinin gelişinin dördüncü gününde yapıldı. Sultan’ın buyruğunca binlerce boş gezen kimse İstanbul varoşlarından toplandı ve birliktenmiş gibi giydirilip silahlandırıldı. Bir tiyatro gösterimi gibi geçit yaptılar… Çavuş, İran elçisine ne düşündüğünü sorduğunda elçinin cevabı umursamazcaydı. Sultan’ın böyle bir kalabalığın başında nereden geldiğini Çavuş’a sordu. ‘Avlanmaktan’ cevabını aldığında, bu kadar adamla ava çıkmanın tehlikeli olacağını, yok eğer amaç gücünü göstermekse o zaman da böyle bir gösterinin çok zavallıca olduğunu söyledi.”
Son alıntı sayfa 142’den: “27 Haziran 1530’da Kanuni Sultan Süleyman’ın dört oğlunun sünneti için üç hafta süren görkemli şenlik yapıldı. Bundan çok hoşnut kalan Kanuni, damadı Sadrazam İbrahim Paşa’ya sordu: ‘Sence en güzel şenlik hangisiydi, senin kız kardeşimle düğünün mü, yoksa oğullarımın sünnet düğünü mü?’ İbrahim Paşa yanıtladı: ‘Benimki kadar güzel bir düğün ne şimdiye dek oldu, ne de olacak… Çünkü hiçbir şenlikte sizinki gibi bir konuk yoktu. Benim düğünümü onurlandıran Mekke ve Medine’nin Padişahı, çağımızın Hazret-i Süleymanı’dır.’ Bu zekice pohpohlamadan hoşnut kalan Kanuni dedi ki: ‘Sana, beni bana anımsattığın için binlerce kez teşekkür ederim.”
Her şey ne kadar tanıdık ve bize ait… Aradan 500 yıl geçmiş, ama bir ‘şey’ hiç değişmeyip, aynen devam etmiş. Yabancıları etkileme merakı, hamaset, gerçeklerden kaçma, kendini kandırma, yüzleşmekten korkma ve de bunlara eşlik eden bir magalomani ve narsizm.
Osmanlı’ya baktığımızda beğeneceğimiz birçok şey görebiliriz, ama kültürel hegemonya belirli bir ‘şey’ gerektiriyor ve ‘şey’, yani zihniyet bizde bir türlü değişmiyor. Batı kabaca bin yıldır aynı zihniyetin içinde evrildiğine göre, bizim zihniyetimizin geçmişte herhangi bir dönemde gerçekten kültürel hegemonya kurmuş olması mümkün mü?
Yukarıdaki alıntılar, kültürel hegemonya bir yana, kendimizi bir miktar gülünç duruma düşürmüş olabileceğimizi akla getiriyor…
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023