Etyen MAHÇUPYAN
Cumhuriyet rejimi Türk milliyetçiliği ve laikçi pozitivizm üzerinde kuruldu. İdeal vatandaşın nasıl biri olduğunu, kimliğinden duygularına kadar bildiğini düşünen bir elitizmin eseriydi.
Bu elitin kendisini devletle özdeşleştirmesi sayesinde de devletle toplum arasında otoriter, hiyerarşik ve homojenleştirici bir ilişki oluştu ve doğal olarak bu anlayış aynen hukuka yansıdı, hatta onun kurucu unsuru olarak işlevselleşti. Hukuk, devlet adına halkı ehlileştiren, onu makbul vatandaşlığa doğru evrilten ana yönetim aracıydı. Dolayısıyla Türkiye'de hukuk hiçbir zaman evrensel hak anlayışına bağımlı bir çerçevede ele alınmadığı gibi, adalet dağıtan bir hakemlik müessesesi de olmadı. Doğrudan devletin ve iktidara sahip olan ideolojik elitizmin regülasyon cihazı olarak kullanıldı.
Kemalizm'in 'kendiliğinden' resmî ideoloji olduğu dönemde, elitin ve liderin bizatihi kendisi ideolojiyi yeterince temsil ettiği için keyfîlik sınır tanımıyordu. Sonradan durum değişti: Karizmatik bir önderliğe sahip olunmadığı ölçüde hukukun kendisinin ideolojikleşmesi ve devletçi asimilasyon ve dışlayıcılık sistematiğinin zeminini oluşturması gerekiyordu. 12 Eylül Anayasası rejim açısından 'hayati' olan bu adımın atılmasıydı...
İdeal cumhuriyet kimliğinin 'Türk ve laik' olmasıyla birlikte, bu noktaya varış her cemaat için farklı aşamaları ifade etti. Aleviler genelde hem Türk hem de laikler... Ama Cumhuriyet Sünnilerin laikleşmesine dayanmakta. Çünkü geçmişten devralınan halkın iradi desteğiyle ayakta durmasını ve 'meşru' olduğunu iddia etmek istediğiniz bir rejim oluşturuyorsunuz. Aleviler ise sayıca az olmalarının ötesinde tarihsel olarak Sünni cemaat nezdinde 'gayrimeşru' bir konumdalar. Dolayısıyla devlet açısından Alevilerin laikliklerinden ve kendi inançlarından sıyrılıp önce Sünni çerçeve içinde olmayı kabullenmeleri, böylece Alevi laikliğinin istenmeyen boyutlarının temizlenmesi isteniyor. Ancak ondan sonra Aleviler de aynen Sünniler gibi laikliğe intisap edebilirler ve 'devletçi' kimliğin parçası olabilirler.
Cumhuriyet rejiminin vatandaş üretimi, ideolojiyle kutsallaştırılan, yasalar üzerinden 'hukuksallaşan' bir zorbalık uygulaması olmayı bugün de sürdürüyor. Yargıtay'ın, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği'ni kapatmaya kalkması zulüm bohçasına bir ilave daha yaptı. İşin başında artık şaşırtıcı olmayan biçimde İçişleri Bakanlığı var... Bakanlık Ankara Valiliği'ne yazı göndermiş ve dernek tüzüğündeki 'cemevlerini ibadet yeri olarak' niteleyen maddelerin tüzük metninden çıkarılmasının uygun olacağını bildirmişti. Ardından Ankara Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü'nün ihbarıyla hareketlenen savcılığın iddianamesinde şöyle denmişti: "Alevilik bir din değildir. Cemevi de bir ibadethane değildir." Ayrıca "davada ve konuda kamu yararı olmadığı, aksine kamuoyunu kaos ortamına sürükleme çabası ve amacı görüldüğü" ifade edilmişti.
Ancak yerel mahkeme "Cemevleri ibadethanedir' hükmü Anayasa'nın 2. maddesine aykırılık taşımadığı gibi kanunlarla da yasaklanmamıştır'" gerekçesiyle kapatma isteğini reddetti. Dosya Yargıtay'a yani 'merkez' mahkemeye geldiğinde ise devletçi ideolojik regülasyon ağır bastı ve derneğin kapatılması isteğine onay verildi.
Yargıtay kararının gerekçesi fazla söze neden bırakmıyor: "Anayasa'nın 174. maddesinde, Anayasa'nın hiçbir hükmünün, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik niteliğini koruma amacını güden inkılap kanunlarının, Anayasa'nın halkoyuyla kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasa'ya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamayacağı ve yorumlanamayacağının belirtildiği" kayda geçiriliyor. İşin mizahi yanı ise Yargıtay gerekçesinin Anayasa'nın milletlerarası anlaşma hükümlerinin esas alınacağını söyleyen 90. maddesine de atıfta bulunabilmesi...
Çünkü bu karar Türkiye'nin imzaladığı bütün milletlerarası anlaşmalara aykırı... Ama hukuk mekanizmasının derisi artık kayışa dönmüş durumda. Mesele hukuka uygunluk değil, hukuksal hale getirildiği varsayılan yasalar üzerinden Cumhuriyet'in resmî ideolojisini bir 'vatandaş şekillendirici' sistem olarak korumak.
Bu yaklaşım Kürt meselesinde de benzer, aleni örnekler sunmaya devam ediyor. Diyarbakır Yenişehir Belediyesi'nin bir parka 'Merwani' adını vermesi, 'w' harfi yüzünden devletin kendisiyle ve vatandaşıyla ilgili tahayyülünü zedeliyor. Çünkü devlet açısından Kürtlerin makbul vatandaş olması Türkleşmeleriyle mümkün ve bu da Kürtçeyi kullanmaktan imtina etmelerini gerektiriyor. Dolayısıyla belediyeye güvenilmeyip kaymakamlık onayı zorunlu tutuluyor. Ve o kaymakamlık da valilik üzerinden İçişleri Bakanlığı'na bağlanıyor. İsmin yasaklanmasının gerekçesi 'w' harfinin "ayrımcılığa ve bölücülüğe yol açabilecek nitelikte" olmasıymış. Yani aslında ayrımcı ve bölücü olmasa da, bu yönde bir gelişmeye yol açabilme ihtimali görülüyor ve devletin işi de zaten vatandaşın bu türden ucu açık yollara sapmasını engellemek.
Rejimin topluma yönelik yüzünde hukuksallaştırılmış bir zorbalık var ve 'vatandaş' da bu zorbalığı doğal kabul edenlere verilen bir ad sadece...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024