Fehim TAŞTEKİN
Fransız sömürgeciliğinin yıldızları bir bir sönüyor. Hepsi de Emmanuel Macron dönemine denk geldi. Finans-kapitalin parlak çocuğu. Ne talih ama!
Afrika’da oluşan darbe kuşağında Fransızların hesabına kapının dışına itilmek düştü. Mali, Burkina Faso, Orta Afrika, Çad ve son olarak Nijer’deki askerlerini çekmek zorunda kaldı. Fransız siyaseti yükselen dalgayı Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin kışkırtıcı politikalarına bağlayarak işin kolayına kaçtı. Bunlar ertelenmiş hesaplaşmalar. İç ve dış koşullar el verince ortaya çıkması kaçınılmaz. Cezayir’le de eski defterler yeniden açıldı ve restleşmeler bitmiyor. Élysée Sarayı, Sahra Altı’ndaki nevzuhur Fransız karşıtlığına etkili yanıtlar vermekte zorlanırken bir de eski bir sömürge toprağı iken ilhak edilmiş Yeni Kaledonya’da isyan patlak verdi.
Eski usul zorbalık bu çağda kendini çok ele veriyor; müzakereye dayalı hileli yöntemler de sorunu bir süreliğine baskılamaya yetiyor. Fransa yerlilerin bağımsızlık arayışını üç referandumla atlattığını düşünüyordu. Fransa yerleşimciler lehine yerlilerin pozisyonunu aşındıracak ve 1980’lerde başlayan dekolonizasyon sürecini tersine çevirecek bir yasal düzenlemeye kalkışınca 4 Mayıs'tan itibaren öfkeli bir “Hayır” yükseldi. Bir de Ermenilere desteğin intikamını alan Azerbaycan başta olmak üzere Türkiye, Rusya ve Çin’in isyanın arkasında olabileceğine dair spekülasyonlar devreye sokuldu. ‘Yerli öfkesi’ ve ‘kanuni güç’ arasındaki çelişkiler üzerindeki tozları atan ‘apartheid sendromu’nu andırıyor.
***
Yeni Kaledonya, Fransa’dan 17 bin km ötede Güney Pasifik Okyanusu'nda yer alıyor. Hikayesi sömürgecilerin pençesine düşmüş diğer ülkelerden farklı değil. Üçüncü Napolyon’un emriyle 1853'te işgal edilmiş bir takımada. İlk şöhreti, 1864’te ceza kolonisi haline getirilmesinden geliyor. 1987’ye kadar 22 bin mahkum buraya sevk edildi. Paris Komünü sırasında tutuklananlar ya da Cezayir'deki Kabile ayaklanmasında bastırılan asiler dahil. Toprakları gasp edildi; kendileri köleleştirildi ve satıldı. Kalanlar sömürgeci apartheide maruz kaldı.
Burası Fransa için Pasifik’te bir nevi uçak gemisi işlevi görüyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya’ya karşı savaşta olduğu gibi bugünlerde de Çin’e karşı bilek güreşinde jeopolitik denklemde yer alıyor. 1942-1943'te ABD’nin Güney Pasifik Filosu, Yeni Kaledonya’nın başkenti Nouméa'da üslenmişti. Yerli nüfusundan fazla Amerikan askeri konuşlanmıştı.
İşgalin ardından 1864’te nikel yatakları keşfedildi. Fransa için daha da kıymete bindi. Bugün dünya nikel üretiminde üçüncü sırayı alıyor. Gözden çıkarılamayacak bir değer. Fakat bu zenginlik adanın yerlilerine yaramadı. Kendileri ada topraklarının yüzde 10’a denk gelen rezerv alanlarında yaşamaya zorlandılar. Açılan madenlerde çalıştırılmak üzere Vietnam, Japonya, Endonezya, Wallis, Tahiti ve Batı Hindistan’dan işçiler getirildi. Batılı yerleşimcilerle birlikte yerliler iyice azınlığa düştü. Avrupalıların getirdiği çiçek ve kızamık gibi hastalıklar yerlileri kırdı. 1878’de 60 bin olan yerli Melanezyalı (Kanak) nüfus 1921'de 27 bine düştü. Nüfus 1930'lara kadar yerinde saydı.
REFERANDUM OYUNLARI
Yeni Kaledonya 1878, 1917 ve 1976’da yerli isyanlarına sahne oldu. İlk isyanın liderinin kafası kesilip Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilenmişti.
1946’da kaderi değişti. Fransız kolonisiyken ilhak edildi. Artık Fransa’nın denizaşırı bölgesiydi. Yerliler vatandaş sayıldı. Ardından rezerv alanlarından çıkmalarına izin verildi. Hareket özgürlüğü, mülk edinme hakkı ve özel medeni durumları tanındı. Oy kullanma hakkı kademeli geldi: Bu hak 1946’da önce 267 Kanak seçkin erkekle sınırlı tutuldu, 1951’de yerlilerin yüzde 60'ına kadar genişletildi. 1953’te kısıtlamalar kaldırıldı.
1976’dan itibaren güçlenen bağımsızlık hareketiyle Fransız ezberi bozuldu. Çatışmalar 1988’e kadar sürdü. Temmuz 1983'te Paris'in bir banliyösünde Jean-Marie Tjibaou liderliğindeki bağımsızlık yanlısı heyet ile Fransa’ya sadık olanların heyeti bir masa etrafında toplandı. Fransa teorik olarak Yeni Kaledonya'nın kendi kaderini tayin hakkını ilk kez tanıdı. Bunun karşılığı vardı: Bağımsızlık yanlıları kendi topraklarında tarihin tek kurbanı olmadıklarını, bunun mahkumlar ve göçmen işçilerin torunlarını da içermesi gerektiğini kabul etti. Bu, olası referandumlarda Paris’in lehine sonucu garantileyen hileli bir durumdu. Beş yıllık bir geçiş sürecinin sonunda kendi kaderini tayin hakkı için referandum düzenlenmesi öngörüldü. 1984’de oldu bittilere karşı Kanak Sosyalist Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FLNKS) başlattığı isyan Kanaky Geçici Hükümeti’nin ilanına kadar gitti. Bu arada Fransa’da 1986’da iktidara gelen merkez sağ hükümet toprak reformu adı altında arazilerin üçte ikisini Avrupalılara, üçte birini yerlilere dağıtarak yangına bir kez daha benzin döktü. Fransa’ya sadık olanlar, aralarında Jean-Marie Tjibaou'nun iki kardeşinin de bulunduğu 10 Kanak’ı pusuya düşürerek öldürdü. Bağımsızlık savaşçıları ile sadıklar arasında iç savaş halini andıran çatışmalar 1988'de Ouvéa mağarasında 80 kişinin katliyle doruğa ulaştı. Öngörülen referandum 1987’de yapıldı, bağımsızlığa ‘Hayır’ oyları yüzde 98,3 çıktı. Takımadada üç yıldan fazla ikamet etmiş herkese oy kullandırıldı. Kanaklar seçmen kitlesini bu şekilde genişletmenin bağımsızlık taleplerini boğacağını belirtip boykot etmişti. Katılım yüzde 59’du. Çatışmalar 26 Haziran 1988'de Matignon Anlaşması’yla duruldu. Anlaşmadan bir yıl sonra bağımsızlık hareketinin lideri Jean-Marie Tjibaou suikasta kurban gitti. Matignon Anlaşması uyarınca ekonomik ve siyasi güç paylaşımıyla ilgili bazı düzenlemelere gidildi.
1998'de ise Nouméa Anlaşması ile yetkilerin kademeli olarak devri yönünde 20 yıllık bir geçiş planı kabul edildi. Bu çerçevede nihai statü için üç referandum öngörüldü. 2018'deki ilk referandumda seçmenlerin yüzde 56,7’si bağımsızlığa ‘Hayır’ dedi. 2020'de ikinci referandumda bağımsızlığa karşı oylar yüzde 53,26’e geriledi. 2021'de ‘Hayır’ yüzde 96,5’a çıktı. Bu sıçramanın nedeni Covid nedeniyle referandumun ertelenmesini isteyen bağımsızlık yanlılarının boykot kararıydı. Katılım yüzde 43 idi. Kanaklar referandumun yenilenmesi için Uluslararası Adalet Divanı’na gitti. Macron sonucu “Bu gece Fransa daha güzel çünkü Yeni Kaledonya onun bir parçası olarak kalmaya karar verdi" diyerek kutlamıştı.
KANAK, CALDOCHE, Z’EREILLE VE METRO
2019'daki nüfus sayımına göre takımadada 271.400 kişi yaşıyordu. Avustronezya dillerini konuşan Melanezyalı Kanaklar nüfusun yüzde 41.2’sini oluşturuyor. Caldoche (Kaldoş) ve Z’oreille (Zorey) diye anılan Avrupalı yerleşimciler ise yüzde 24. Etnik aidiyetini belirtmeyip kendini Kaledonyalı diye tanımlayanların oranı yüzde 7.5. Fransız Liberation gazetesinin, dilbilim araştırmacısı Patrick Dutard'dan aktardığı bilgilere göre Polinezya kökenli ‘kanak’ kelimesinin aslı ‘kanaka’. ‘Adam/kişi’ anlamına geliyor. Sömürgeciler 19. yüzyılda bunu yerliler için aşağılayıcı çağrışımlarla ‘Kanacks’ ya da ‘Canaques’ olarak kullanıyordu. Yerli halk 1980'lerde kelimeyi sahiplendi ve ‘Kanak’ bağımsızlık mücadelesinin sembolü haline geldi. Yerleşimciler için de ‘Caldoche’ kelimesi yaygınlaştı. ‘Caldoche’, Yeni Kaledonya'da doğan Fransız yerleşimcilerin torunları için kullanılan aşağılayıcı bir ifadeydi. ‘Calédonie’ ile aşağılayıcı ‘-oche’ son ekinden türetilmişti. Bu ifadeden hoşlanmayan yerleşimciler kendilerini ‘Kaledonyalı’ olarak adlandırıyor. Fransa’da doğup sonradan Yeni Kaledonya’ya yerleşenler için ‘kızıl kulak’ anlamında ‘Z’oreille’ veya ‘métro’ (métropolitaine) ifadeleri kullanılıyor. 2019 verilerine göre ada sakinlerinin yüzde 11'i kendilerini birden fazla topluluğa ait veya karışık ırktan diye tanımlıyor. Demografik karmaşadan hareketle ‘melezleşmiş’ takımada tanımı da kullanılıyor.
OHAL, YASAKLAR VE TİKTOK
Güncel olarak isyanı ateşleyen müdahaleye gelirsek… Statü için düzenlenen referandumlarda ‘ortak kader’ söylemi ile sömürgeci dönemin telafisi arasındaki tercihler çatışıyordu. Mesele yerleşimcilerin bu kaderi tayin eden konumda olması. Ayrıca Avrupalılar 1998'den sonra takımadaya yerleşenlerin oy kullanamamasının ‘adil’ olmadığını savunuyor. Yerliler ise çalınmış ülkelerini geri istiyor. Nouméa Anlaşması seçmen listesini anlaşma tarihindeki yerleşik halkla sınırlı tutuyordu. 1998’den bu yana 42.596 Fransız takımadaya yerleşti ve bunların referandumda oy hakkı yok. Paris bu duruma müdahale edince kızılca kıyamet koptu. Yeni yasal değişiklik önerisi 2 Nisan’da Senato’dan geçtikten sonra 13 Mayıs’ta Ulusal Meclis’te 153'e karşı 351 oyla kabul edildi. Yeni düzenlemeye göre Yeni Kaledonya'da 10 yıl yaşayan Fransızlar oy kullanma hakkı kazanacak. Bu şekilde 42,596 yerleşimciden 25 bini seçmen kütüklerine eklenecek. Kanaklar bunun seçim gücünü zayıflatıp kendilerini marjinalleştireceğinden korkuyor. Seçimler üç eyalet meclisinin yanı sıra Yeni Kaledonya hükümetini seçen kongreyi belirliyor. 2021’de kurulan hükümetin başkanı bağımsızlık yanlısı. Paris son referandumda çıkan hayırdan hareketle statü meselesini kapanmış sayıyor.
2023’te yasal değişiklikler gündeme gelir gelmez oluşturulan Saha Faaliyetleri Koordinasyon Hücresi (CCAT) ise "yok defter böyle kapanmaz" diyerek isyan bayrağını çekti. Bunlar FLNKS ile bağlantılı.
Kanaklar bu düzenlemeyle hayallerinin tamamen söneceği endişesini taşıyor. 14 Mayıs'tan itibaren şiddetlenen olaylarda ikisi güvenlik görevlisi 6 kişi öldü. 400 kadar işyeri ve çok sayıda araç ateşe verildi. 300’ün üzerinde gözaltı var. Gösterilere öncülük eden 10 kişi ev hapsine alındı. Fransa’nın isyanla baş etmede yaklaşımı OHAL ilan etmek, 2 bin civarında asker ve polis göndermek, ivedilikle havalimanı ve limanları kontrol altına almak ve göstericilerin kullandığı TikTok’u yasaklamak…
Ha bir de birkaç ömürlük sorunu Azerbaycan’a bağladılar. Tabii dış parmak aranırken Türkiye’den seken taşlar Çin ve Rusya’ya çarpıyor. Göstericiler TikTok kullanıyor ya bunun üzerinden hemen Çin bağlantısı kuruluyor.
SAHİ AZERBAYCAN OPERASYON MU ÇEKİYOR?
Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin, France 2 kanalının “Çin, Rusya ve Azerbaycan'ın gösterilere müdahale edip etmediği” sorusuna tereddütsüz yanıt verdi: "Bu bir hayal değil, gerçek. Bağımsızlık yanlılarının liderlerinin bazılarının Azerbaycan'la anlaşma yapmış olmasından üzüntü duyuyorum. Bu tartışılmaz bir gerçek."
Azerbaycan Dışişleri Sözcüsü Ayhan Hacızade, "Temelsiz suçlamaları tamamen reddediyoruz" yanıtını verdi. Tabii sosyal medyada Yeni Kaledonya’nın bağımsızlık arayışına alkış tutanlardan geçilmiyor.
Fransız radyo kanalı Europe 1, "Kaledonyalı ayrılıkçıların arkasında Bakü ya da Ankara'nın elini gören DGSI [Fransız istihbaratı] için bu artık bir sır değil" iddiasını ortaya attı.
2 Mart 2023'te Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bağlantısızlar Hareketi toplantısında “Fransız hükümetini, Yeni Kaledonya halkının ve Fransız denizaşırı topluluklarının haklarına saygı duymaya çağırıyoruz” diyerek Paris’i yumuşak karnından hedef almıştı. Ayrıca Azerbaycan, Paris’in Ermenistan’a desteğine karşılık intikam alırcasına Fransız denizaşırı topraklarındaki ayrılıkçıları Temmuz 2023'te bir konferans için Bakü'ye davet etmişti. Sömürgecilik karşıtı hareketleri desteklemek için ‘Bakü İnisiyatifi Grubu’ oluşturulmuştu. Bu grup Fransa’nın Yeni Kaledonya için yaptığı yasal değişikliği kınayan bir bildiriyle ses verdi. Açıklamada "Kanak dostlarımızla dayanışma içindeyiz" denildi. Yeni Kaledonyalı Milletvekili Omayra Naisseline de Azerbaycan’a teşekkür etti. Europe 1 ayrıca yerli halkın temsilcilerinin 1 Mart’ta Ankara’da dekolonizasyon konulu uluslararası bir konferansa katıldığını ve masrafların Azerbaycan gizli servisi tarafından karşılandığını öne sürdü.
Bakü İnisiyatif Grubu tarafından düzenlenen “Dekolonizasyon: Rönesansın Uyanışı” adlı konferans Ankara'da değil İstanbul'daydı, üstelik 1 Mart değil 24 Şubat'taydı. Etkinliğe Yeni Kaledonya, Fransız Polinezyası, Fransız Guyanası, Martinik ve Guadeloupe dahil 13 farklı bölgeden temsilciler katılmış.
Fransız TF1 kanalında yayınlanan bir röportajda ise bazı bağımsızlık yanlılarının Azerbaycan bayrağıyla süslenmiş tişörtler giydiği görülüyordu. Bağımsızlık yanlıları martta düzenledikleri bir gösteride de Azerbaycan bayraklarına yer vermiş. Fransız siyasetçi Raphael Glucksmann, “Azerbaycan aylardır müdahale girişimlerinde bulunuyor” diye duruma dikkat çekti. Bir hükümet yetkilisi, Azerbaycan bağlantılı sosyal medya hesaplarının kurgulanmış videolar yayımladığını kaydetti.
Fransa’da aykırı bir ses Boyun Eğmeyen Fransa’dan (LFI) geldi. Partinin grup başkanvekili Mathilde Panot bir sömürge gerçeğiyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Panot adada özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı olduğunu belirtti. Azerbaycan'ın Kanak halkının yüzde 10'unu sokağa indirebileceğini düşünmenin aşırı şüpheci bir yaklaşım olacağını vurguladı. Sömürgeciliğin lanet mirası ve güncel sorunlar ortada.
PARİS’İN BAĞIMSIZLIK SÖZLÜĞÜ: TERÖRİSTLER, HAYDUTLAR, CANİLER, MAFYOZLAR…
Kanakların uzun bir geçmişe dayalı mücadelesini görmezden gelip, Azerbaycan’ın Paris’i sinir eden birkaç girişimine bağlamak aşırı komplocu bir yaklaşım olur. FLNKS danışmanı Prof. Dr. Mathias Chauchat, Kanak gençlerinin son derece marjinalleştirildiğini belirtip bunu Fransa anakarasından gelenlerin giderek işlerini ellerinden almasına bağlıyor. Kanak halkının yüzde 46'sının eğitim düzeyi ortaokul diplomasıyla sınırlı. Bu durum Avrupalılar arasında yüzde 11.
CCAT eylemlerin barışçıl devam etmesini isterken şirketlere ve kamu binalarına saldırıları savunmasa da bunları görmezden gelinen ve sesleri duyulmayanların kendini gösterme yöntemi olarak niteliyor.
Telefonla krizi yönetmekle eleştirilen Macron dün adaya gitti. Fransa Cumhurbaşkanı “Önce sükûnet, sonra müzakere” diyor. Bağımsızlık yanlıları ise “Önce yasa tasarısı iptal edilsin, sonra müzakere” yanıtını veriyor. Fransa’nın adadaki Yüksek Komiseri Louis Le Franc gösterilere öncülük eden CCAT için “haydutlar örgütü" ifadesini kullandı. Darmanin de “cinayet ve yağmaya kalkışan mafya” yakıştırmasını yaptı. İki tarafın arasındaki mesafe bu kadar büyük! Fransa’nın deniz aşırı toprağıyla ilişkisinin 78 yılda gelebildiği seviye bu. Sömürgeci refleksler ile tüm dünyanın gözleri önünde rezil olmadan geçiştirmek arasında bir sıkışmışlık. Kanak kabile şeflerini temsil eden Ulusal Kanak Şefleri Konseyi de CCAT'a destek vererek terörist ve mafya tabirlerini iade etti.
Yeni Kaledonya’daki gelişmeler Fransa’nın öteki deniş aşırı bölgelerini etkiler mi? Martinik, Fransız Guyanası ve Fransız Polinezyası’ndan söz ediyoruz. Bilmek zor. Her birinin dinamikleri farklı. Ama her halükârda Fransa’nın eski sömürge ve denizaşırı topraklarıyla ilgili sıkıntıları daha belirgin hale geliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025