Fehim TAŞTEKİN
Orta Doğu’nun son birkaç haftasına bakıyoruz; olağan, gerçek, gerçek üstü. Nasıl tanımlayacağınız neye ne kadar aşina olduğunuza bağlı. Sadece Kürtlere taalluk eden kısmı bile devreleri yakmaya yetiyor.
Türkiye’nin kas gücüyle bel ve bilek büktüğüne dair farklı taraflardan emareler geliyor. Gerçi bazıları görüntüden ibaret.
Alacakaranlıkta gemisini yürütmek isteyenlere bahşedilmiş Amerikan sistemindeki ‘topal ördek’ dönemine uygun hamleler görülüyor.
İran, yeni başkan Joe Biden’ı sükûnetle karşılamak için Irak’taki Haşd el Şaabi’ye “Sakın Amerikan hedeflerini roketlemeyin” diye tembih ediyor. Yine de elçiliğe roketler atılıyor. Amerikan başdiplomat Mike Pompeo suç üçtü yapmış havasında Tahran’a parmak sallıyor. Olağan fail Haşd el Şaabi ama saldırıyla ilgili soruşturma açan da Haşd el Şaabi.
ABD ve Türkiye’nin baskısıyla Başbakan Mustafa el Kazımi, Şengal’i federal güçlere bırakıp PKK uzantılı Şengal Direniş Birlikleri’ni (YBŞ) temizlemeyi ve Haşd el Şaabi’yi uzaklaştırmayı hedefleyen bir anlaşmayı 9 Ekim’de Kürdistan yönetimiyle imzalıyor. Doğrusu yönetimin KDP kanadıyla. Ankara ve Erbil’in derdi PKK’nin Şengal’den, ABD’nin derdi Haşd el Şaabi’nin Suriye-Irak sınırlarından uzaklaştırılması.
Sonra Kazımi istemeye istemeye 17 Aralık’ta Ankara’ya geliyor. Erdoğan’ın terör örgütleriyle mücadeledeki ortaklık vurgusunun altında kalmamak için Şengal anlaşmasını örnek veriyor. Bir de Dicle’den geçen PKK’li gruba yapılan müdahaleyi. Kazımi gerçekte Ezidilere soykırım sonrasında bir süreliğine hükümetten maaş alan YBŞ’yi Haşd el Şaabi ve federal güçlerin içine alıyor. Yoksa çatışma çıkacak. Halbuki ABD, Haşd el Şaabi’nin; Türkiye de YBŞ’nin ortadan kaldırılmasını bekliyor. İran’ın desteklediği Haşd el Şaabi, KDP’nin Bağdat’ın dahliyle kurtulmak istediği YBŞ’ye sahip çıkıyor. Kimse tam istediğini alamıyor.
Devam edelim. ABD, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) için yeni bir destek konvoyunu Rojava’ya sokarken karşı taraftan “Suriye’de IŞİD’in işi neredeyse bitti, artık PKK çekilsin” baskısına uygun bir adım gelişiyor. 13 Aralık’ta bir grup PKK’li, ABD’nin beklentisine uygun bir görüntü ile Suriye’yi terk edip Gare Dağı'ndaki kampa gitmek üzere ‘mutat’ geçiş güzergâhından Irak Kürdistanı'na geçiyor. Ama Peşmerge müdahale ediyor ve çatışma çıkıyor. Nihayetinde Gare’deki kamp alanlarına gidecekler ama bölge Türkiye ve ABD’nin desteğiyle bir süredir Peşmerge’nin ablukası altında.
Tam da Batı desteğinde Kürtler arası barışın müzakere edildiği bir dönemde bunlar oluyor ve Barzani yönetimi SDG’yi ABD’ye şikâyet ediyor. 14 Aralık’ta Kürdistan Yönetimi Başkanı Mesrur Barzani, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Joel Rayburn'e “SDG'ye gönderilen askeri yardımların PKK'ye gitmesinin engellenmesi gerektiğini” söylüyor. Daha sonra Barzani, Amerikalılardan PKK-YPG’nin geçişlerini önlemek için Fiş Habur sınır hattına asker konuşlandırmalarını istiyor. Al Monitor’dan Amberin Zaman’a konuşan kaynaklara göre Barzani talebi 21 Aralık’ta Ortak Görev Gücü Özel Operasyonlar Komutanı Tuğgeneral Guillaume Beaurpere’e iletiyor. Ertesi gün de meseleyi telefonda Pompeo’ya açıyor.
ABD’nin yaptığı aynen şu: Suriye tarafında KDP çizgisindeki Kürtleri, PKK çizgisindeki Kürtlerle özerk yönetime ortak etmeye çalışırken Irak tarafında iki rakip Kürt hareketinin birbirine girmesine yol veriyor. ABD, SDG’nin PKK’den boşanma ihtimaline bel bağlıyor ama SDG Genel Komutanı Mazlum Kobani, Kürt’e karşı Kürt stratejisinin uç vermesinden hareketle "KDP’nin Amediye’de PKK gerillalarına dönük saldırısı, Kürt kazanımlarını ortadan kaldırır ve kınanması gereken bir durumdur” diye çıkışıyor.
Yılın son sıcak cephesi ise Ayn İsa. Kirli savaşlara özgü ne kadar suç varsa hepsini gururla taşıyan Suriye Milli Ordusu (SMO), Ayn İsa’yı haftalardır vuruyor. Türkiye’nin planlama, koordinasyon, cephane ve ateş desteğiyle; Ankara’nın hesabına. SDG’nin ortağı ABD, NATO’daki ortağı Türkiye’nin SDG’ye saldırısına göz yumuyor. “Biz Suriye devletinin ümüğüne bineceğimiz yerde duralım, petrol bölgesini tutalım, Türkiye de kendi alan temizliğini yapsın” der gibiler. Ekim 2019’da Barış Pınarı Harekatı’na ilk freni yaptıran da kendileriydi. Rusya da Şam lehine kazanmak istediği Kürtlerin Türkiye eliyle dövülmesini izliyor. Barış Pınarı Harekatı’na Soçi Mutabakat Muhtırası ile ikinci freni yaptıran da Ruslardı. Yani ateşkesin garantörü Ruslar. Üstelik Ayn İsa kapsam dışıydı. "Türkiye baskıyı artırır, Kürtler de Ayn İsa’yı Suriye yönetimine bırakır” hesabı güdülüyor.
SDG de bir tarafta Ruslardan garantörlüğün gereğini yapmasını isterken diğer tarafta ABD’ye dönüp “Türkiye’yi durdurmak için bir şey yapmazsanız Ayn İsa’yı rejime bırakırız” resti çekiyor. “Ne rejimi ya SDG’de kalsın ya Türkiye’de.” Bu da Amerikan yaklaşımı.
Suriye devleti, SDG-Amerikan ortaklığının olduğu yerlerde kendi toprakları için savaş(a)mıyor. İdlib’de Türkiye destekli grupları biteviye vururken Fırat’ın doğusunda Türkiye destekli grupların saldırıları karşısında hareketsiz kalıyor. Belli ki Rusların Türkler ve Amerikalılarla belirlediği angajman kuralları bunu gerektiriyor. “Türkiye’nin baskısıyla SDG bölgeyi bize teslim eder, biz de topraklarımızda egemenliğimizi tesis etmiş oluruz.” Bu da Şam’ın umudu.
Türkiye madem Afrin’e yaptığım gibi Ayn İsa ve Menbic’e giremiyorum, 30-40 km derinliğinde karşı koridoru tamamlayamıyorum, o halde saldırıları dayanılmaz noktaya getireyim de en azından rejim güçleri bölgeye girsin, özerk yönetim gerilesin mantığını güdüyor. SDG’nin çekildiği sınır hatlarına Suriye devletinin dönüşünü temin eden süreç de Soçi Mutabakat Muhtırası sayesinde olmuştu.
Kuşkusuz Ayn İsa’nın el değiştirmesi herkes için çok şey ifade ediyor.
Türkiye Ayn İsa’ya girerse M-4 yoluna hakim olacak; Menbic-Halep ve Rakka-Tabka yolunu kesecek; Kobani’yi Cezire’den koparacak; Menbic kuşatmasına doğu cephesi eklenecek. Özerk yönetimdeki Kürt-Arap ortaklığın tutunduğu önemli bir dal kopmuş olacak. Sonuçta burası Arapları işin içine katmak için özerk yönetimin merkezi haline getirilmiş bir yer. Kasabanın Suriye yönetimine bırakılması da özerklik projesinin daralması ve pazarlık gücünün kaybedilmesi anlamına geliyor.
Kürtler üzerindeki baskıyı işlevsel bulsalar da Türkiye lehine daha fazla alan açılması Şam ve Moskova’nın işine gelmiyor. Hatta Şam tarafı artık İdlib’de sürecin çok uzadığını söyleyip duruyor. Yeni Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ilk Moskova ziyaretinde Devlet Başkanı Beşşar el Esad’dan bu konuya dair bir mesaj götürmüş. Özetle; “Astana süreci işlevselliğini yitirdi, Türkiye ile anlaşmak mümkün değil, İdlib’de süreci hızlandırmalıyız, 2021 ortalarına doğru bu işi halletmeliyiz” diyen bir mesaj. Mikdad ayrıca Kürtlere “Özerkliği unutun, böyle bir şey olamaz” diye de sınırları gösteriyor.
Yani Rusya-Suriye hattındaki hava Kürtlere çok umut vermezken Türkiye’ye de “Artık çekilme zamanı” deme eğiliminde.
Rusya yeni bir harekata yeşil ışık yakmayınca da Türkiye “Ayn İsa’da, Menbic’teki gibi göstermelik değil tam çekilme oluncaya kadar saldırılar sürecek” diyor. Şu şart Kürt-Rus müzakere masasında “Ayn İsa’yı Suriye yönetimine bırakmazsanız Türkiye girecek” uyarısına dönüşüyor. ABD ise Türk ordusunun terör örgütleri listesinde olan gruplarla birlikte sahada varlığını sürdürmesini Suriye’nin belini kırma stratejisinde önemli buluyor. Bu pozisyona atfedilen değerin Biden döneminde daha da katlanma ihtimali var.
Irak’tan Suriye’ye Kürt varlığına her açıdan değen kısa bir özet bu.
Bu defterde kaç hesap var? Bu karmaşadan bölgeye barış ve huzur çıkar mı? Temel aktörlerin odak noktası sorunları çözmek değil düşman ya da hasım bellediklerini çözmek. Bunun için her yola varlar; çapraz ilişkiler, çelişkili adımlar, ataklar, geri adımlar…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025